-5- MEDUSA

34 27 1
                                    

"Su" dedi Çınar Baba.
-Su mu ? Bu kadar mı?
-Şimdilik.
Çok tuhaf bir adamdı.
Sabah olduğun da Deniz'in dürtüklemeleriyle uyandim.
-Hey,hişt kalk hadi sabah oldu.
-Noluyor ya ne dürtüklüyorsun?
-E,kahvaltı?
-Kalvaltı mı?
-Evet hazırladım,kalk hadi. Acıkmadıysan bilemem tabi.
Öylesine açtım ki dün den beri hiç birşey yememiştim.
Kahvaltı lafını duyar duymaz yataktan fırladığım gibi masaya oturdum.O açlıkla domatesleri zeytinleri nasıl ağzıma tepiştirdiğimin farkın da bile değildim.
-Yavaş yavaş boğulacaksın!
-Hiç birşey olmaz açım ben aç.
-Farkettim.
-Beni bırakta anlatsana sen.
-Ne anlatayım?
-Genel.Mesela neden bıraktın muhabirliği güzel meslek.
-Sıkıldım diyelim.
-Sıkıldın!.. İyimiş.
-Peki sen ...Senin serginin konusu ne?
-İlk görüşte aşk!
Sohbet arasın da o açlıkla tabaklar da hiç birşey bırakmadığımı fark ettim.
-Şey ben...Dalgınlıkla hepsini yemişim ama kalanları da sen ye istersen.
Dudağının kenarına sıkıştırdığı tebessümleri öyle tatlıydı ki..
-Yok ye sen,ben sana bakarken doydum. Dedi.
-Senin serginin konusu ilk bakışta aşk ise adını ne koyacaksın karar verdin mi?
-Medusa.
-Medusa!.. Bakışlarıyla taşa çeviren kadın...
-Aynen öyle, bak sende biliyormuşsun.
-Evet severim hikâyesini.Fakat çok iddialı değil mi?Hem aşk dediğin bir bakış kadar kolay mı?
-Kolay...Aşk bir bakış,bir gülüş, bir öpüş kadar kolay .Zor olan sevdiğine hep aynı gözle aynı hisle aynı yerden bakabilmek...

Bilmediğim, kesif için meraklandığım bu şehri o sabah Deniz  adım adım gezdirmişti bana.
Mahalle araların da yün ören kadınlar,çocuklar,seyyar satıcılar,eskiciler,ahşap yaşlı evler...
Yasanmışlık kokuyordu bu şehir.Her yer anılarla,eskilere gizlenmiş hatıralarla kaplıydı.Fakat bizim aradığımız aşk dolu bakışlardı.Kalpleri gözlerin de atan insanlardı.

MEDUSA ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin