Sarı saçlı kız aynaya son kez baktı. Mora yakın yeşil gözleri ile kendine bakarak:" Ben bu gece eşsiz bir şaheser olacağım ve kimse bu eşsizliği çizemeyecek." dedi. Kapıya doğru ilerledi.
Altın sarısı kuğu zarif, yavaş bir tempo ile sahneye çıktı. Tüm kuğular ona hayranlıkla bakıyordu. Altın sarısı kuğu döndü, zıpladı, dans etti. Ve sahnenin ortasındaki yerine geri döndü. İnsanlara selam verdi. O kadar eşsizdiki hiçbir ressam portresini yapamamıştı. Her hareketi onun eşsizliğini arttırıyordu.
Saatin 21.00 olması ile perde kapandı. Kız hızla kulise gitti, ağlamaya başladı. Evet, o altın kuğu idi ama kimsesiz bir kuğuydu ayrıca.
Beyaz tenli genç adam elindeki adrese baktı. Sonra önünde duran şahane tiyatroya baktı. Her bir yeri özenle tasarlanmış bir resim gibi gözüküyordu.
" Demek "Altın Kuğu" burda kendini gösteriyor, umarım ona karşı dürüst olacağım için bana onlar gibi kızmaz." Diyerek nefesini verdi. Saate baktı, 21.15'di. Sadece on beş dakika kalmıştı. İçeri girdi ve yerini aldı. Son beş dakikaya girmişti.
Sarı saçlı kız yine aynı şeyleri tekrarladı ve yine aynı sahneyi sundu, yine kulise koştu. Bu sefer kapısı çaldı. Gir komudunu verdi. İçeri beyaz tenli, siyah saçlı ve -ona göre- oldukça yakışıklı bir çocuk girmişti. Elinde çizim defteri vardı. İçinden:" Harika(!)!" diye geçirdi. Genç adam çizim defterini açtı. Kıza uzattı, kız eline aldı. İlk defa biri onu bale yaparken çizmişti. Aklına verdiği söz geldi, çocuk onu eşsiz çizdiği için gülümsedi. Yanına yaklaştı. Çocuğun yüzünü iki elinin arasına aldı, nazikçe çocuğun dudaklarını öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON PORTRE (SAINO)
Teen FictionSahnede parlayan sarı bir kuğu ve adını unutmuş bir ressam hiçbir zaman aynı portreye konulmamıştı, kimse bunu becerememişti. Ama o gece siyah saçlı, beyaz tenli genç adam, sarı kuğuyu bu portreye sokmaya karar verdi. "Sadece bu gece yapacağım son p...