İno yanında yatan Sai'nin saçını okşadı. Birbirlerine gerçekten destek oluyorlardı ve İno, Saisiz pek fazla şey yapmak istemiyordu. Belki biraz abartmış olabilirdi ama dans ederken Sai'nin gözlerini hissetmek bile ona güç veriyordu ve bu güç ile daha kusursuz bir dans çıkartıyordu. Tüm tiyatro bunun farkındaydı. Bu yüzden buna ses çıkartmıyorlardı. İno bunun için onlara minnet duyuyordu.
Çalan telefon ile hafif doğruldu. Eline telefonu aldı ve açtı, "İno seninle dans edecek kişinin ayak bileği burkulmuş. Acil bir dansçıya ihtiyacımız var, herkesi aradık ama bize verebilecek şu an kimseleri olmadığını söylediler." dedi. İno duraksadı. Bugün Saisiz belki de ilk defa dans edişi olacaktı ama o da imkansıza yakınlaşmıştı. Sai'ye baktı. Bu işte yalnızca ondan yardım isteyebilirdi. Tüm dansı yalnızca Sai biliyordu ve birkaç kere onunla dans etmişlerdi. Saate baktı. Provalara daha 2 saat vardı. Hızla yüzü yıkadı ve yemeği hazırladı. Sonra da telefonu eline alıp, "Ben buldum." dedi. Telefondan hızlıca bir cevap geldi. Kim olduğunu soruyordu ama İno cevap vermek yerine Sai'yi uyandırmaya gitti.
Sai yüzünde hissettiği narin el ile gözlerini açtı. Neden her seferinde İno'nun yanında kendini huzurlu hissediyordu? Neden onun yanında ilhamı güçleniyordu? Bunların artık cevabına yaklaştığını hissediyordu. Gözlerini hafifçe araladı ve gülümseyen İno'yu görünce hafif bir tebessüm etti ve yavaşça doğruldu. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa gitti.
İno nasıl açması gerektiğini bilmiyordu. Bu konu çok önemliydi ve her söylediği bir adım daha ileri veya geri gitmelerine neden olacaktı. İno bu yüzden fazla stres yapmaya başlamıştı. Sağ ayağı titriyordu ve o bunu hissediyordu. Sai ise İno'nun duruşundan bunu anlamıştı. Ona ciddi bir şekilde bakarak, "İno bana ne olduğunu söyle, lütfen." dedi. Ve İno ağla ağlaya her şeyi anlattı. Sai dinledikten sonra İno'nun yanına geldi ve ona sarıldı, "Sorun değil. Bu daha iyi olur. Böylece daha mükemmel bir resim çizerim." dedi. İno daha fazla ağladı. İçinde biriken yaşlar sonunda dökülmeye karar vermişti ve bunun için uygun zamanı bulmuşlardı.
Akşam açılan perde ile herkes yeni çıkan dansçıya baktı. Sonra da kuğu ile uyunlarına sahne onaylı bir aşktı ve o gün seyre gelen herkes bunu kabul etmişti. Ana hikayesine ise bu dansı koymuşlardı. Yanlış ve doğrunun karıştığı bir aşk hikayesi doğdu böylece sahnede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON PORTRE (SAINO)
Roman pour AdolescentsSahnede parlayan sarı bir kuğu ve adını unutmuş bir ressam hiçbir zaman aynı portreye konulmamıştı, kimse bunu becerememişti. Ama o gece siyah saçlı, beyaz tenli genç adam, sarı kuğuyu bu portreye sokmaya karar verdi. "Sadece bu gece yapacağım son p...