•XXIII•

821 107 69
                                    

Pim Stones - We Have It All

Derin bir nefes alıyor çünkü şu anda en çok buna ihtiyacı var. Göğsüne dağılmış siyah saçların arasında geziyor sol elinin parmakları, gözleri tavanı kesen ahşap kirişlerin ay ışığında oluşturduğu gölgelerde huzuru arıyor. Ama bulabileceği yer orası değil, biliyor.

Derin bir nefes alıyor.

"Seni bırakmak zorunda kaldığımda senden bir parçayı koparıp kendimle sürükledim."

Taeyong'un visteryaları odasının içinde dağılıyor, karanlık renkleniyor. Sahici değil, bilmek bazen incitiyor.

"Orada, yetimhanede sahip olduğun tek şeydi o. Çocukluğuna ait tek parça."

Başının altında atan kalbin düzenindeki sapmalar Ten'e çok şey anlatıyor ama yine de merak ediyor siyah saçlı genç. O tek parçanın ne olduğunu, gecenin bir yarısı ilk kez girdiği Taeyong'un odasında, onun göğsünde kalp atışlarını ve visteryalarını içselleştirirken çocukluğuna ait olan o tek parçanın ne olduğunu çok merak ediyor.

Aldığı nefesi veriyor Taeyong.

Bu anın gelmesini beklermişçesine her daim yanı başında bulundurduğu kitabı yerinden kalkmasına gerek kalmadan yatağının yanında duran komodinin çekmecesinden alıyor, odanın içine kül kokusu doluyor.

Ten'in nefesleri donuyor.

Zihninin içinde kayıp bir yer rahatsız edici bir şekilde dürtülüyor sanki, şakaklarında baskı hissediyor, kaşları çatılıyor. Çatılıyor çünkü şimdi yine görmüş olduğu rüyalardan birinin aslında çarpıtılmış bir anısı olduğunu anlıyor, çocukluğuna ait o tek parçanın içinde yer alan bir şarkıyı Taeyong piyanonun başındayken karanlık ve buz kesmiş bir odada çıplak ayakları üzerinde söylemiş olduğunu biliyor Ten. Bilmek bazen bilmemekten daha çok incitir.

Poupée de Cire.

Beyaz saçlı gencin parmakları kitabın yarı yarıya yanmış ancak isminin okunmasına engel olmayan pürüzlü yüzeyi üzerinde dolaşıyor. İçinde çok uzun zamandır bir ağırlık var. Tüm pişmanlıklarının, savaşlarının ve yetişemeyişlerinin dışında, eline taşıyamayacağını bildiği için yıllardır alamadığı şu hikaye kitabının ardında sürüklediği ağırlığı var.

"Yetimhanedeyken bir gece elinde bu hikaye kitabıyla yanıma gelmiştin. Demiştin ki evimden sadece bunu alabildim yanıma ama ben okumayı bilmiyorum. Küçüktün o zamanlar, bilmemen garip değildi. Hatta Jaehyun bile yetimhaneye getirilmemişti o zamanlar, ilk zamanlardı."

Ten'in içinde bir yerler sızlıyor çünkü şimdi karşısında duran şu yarısı yanık hikaye kitabı bir zamanlar evim diyebildiği yerden sürükleyebildiği, belki de biyolojik ailesinin dokunuşlarını taşıyan, çocukluğuna ait tek parça. İçinde bir yerler sızlıyor ama minnet duyuyor Taeyong'a çünkü yıllarca Ten'in çocukluğunu saklamış.

"İçten içe sevinmiştim. Diyorum ya ilk zamanlardı ve aynı odada olmamıza rağmen benimle hiç konuşmuyordun. O zamanlar da kırgındın yaşadıklarına, seni bırakanlara. Kendi dertlerimdense sana ulaşasım, kırgınlığını düzeltesim vardı. Neyse ki almıştın şu kitabı da okumayı bilmiyordun. Çünkü o günden sonra sana bu kitabı her gece ben okuyacaktım."

Sarkaçlı saatin iki defa vuruşu yankılanıyor tüm evin içinde, saat gece iki olmuş. Hansol ve Lucas öğle saatlerinde dönmüştü evlerine, kimse okula gitmedi bugün ve konuştular sadece. Şimdi Jaehyun da uyuyor, saat gece iki olmuş, Taeyong ve Ten yalnızca uzanıyor.

Poupée de Cire •Taeten•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin