"Bebeğin babası geldi!Artık VEDA vakti.
Aras "Defne elindeki kağıdı kaç kere okuduğunu bilmiyordu. Deli gibi ağlıyor, kağıdı tekrar tekrar okuyordu. Kabullenmeye çalışıyordu durumu. Bebeğinin babası gelmişti sonunda. Ama artık o Yağmuru vermek istemiyordu. Nasıl verebilirdi ki? Çok alışmıştı ona, çok sevmişti. Ayrılık düşüncesini aklına getirmek bile istemiyordu. Hem Yağmur onun kızıydı. Babasıyım dediği adamın şimdiye kadar aklı nerdeydi! Şimdi çıkıp gelmiş ben Yağmurun babasıyım diyor. Hiç kimse beni yavrumdan ayıramaz!
Defne o gece Yağmurun yatağında uyumuştu kızına sarılarak! Buna ne kadar uyumak denirse! Sanki yanından bir an ayrılsa onu koparacaklardı kendinden. Uzaklara götüreceklerdi ve Defne bir daha göremeyecekti kızını!
⏳⌛️
Defne nerdeyse hiç uyuyamamış üstelik çok fazla ağladığı içinde gözleri davul gibi kalkmıştı sabah. Fazla bakımlı birisi sayılmazdı. Kendini tamamen kızına adadığı için bu çokta yadırganıcak bir durum değildi. Güzel bir kızdı ama kendine bakmıyordu. O sabah gözlerinin altına kapatıcı sürmüştü ve birazda kızına kötü olduğunu belli etmemek için makyaj yapması gerekmişti. Zira bembeyaz olan yüzü sanki hastaymış gibi duruyordu ve gözleride çökmüş durumdaydı.
Her kızın yaptığı gibi mutsuzluğunu kendine bir uğraş bularak atmak istemiş ve sabah erken kalkmasınında büyük etkisiyle tüm evi baştan aşağı temizlemiş yağmur içinde muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Herşey normalmiş gibi davranmak istiyordu. İlkbaharın son günlerini yaşıyorlardı. Bunun için hava ne çok sıcak nede soğuktu. Buna uygun ve ilkbaharın güzelliğini yansıtan beyaz bir elbise giymişti Defne.
Yağmuru uyandırdı ve birlikte kahvaltı yaptılar güzelce. Yağmurada mavi bir elbise giydirmişti. Belden aşağısı bol olan ve yürümekte zorlanmamasını sağlayacak bir elbiseydi. Hava her ne kadar güzel olsada Defne kendi üzerine lacivert deri ceketini yağmurun üzerinede beyaz minik ceketini giydirdi. Bu halleriyle oldukça uyunlu gözüküyorlardı. Defne özellikle kıyafetleri uyumlu alırdı çünkü kızıyla uyumlu giyinip sokağa çıkarsa herkes onların gerçekten anne kız oldukları düşünüyordu.
Defnenin kumral saçlarının arasındaki kızıllıklar güneşe çıktığında muhteşem bir görüntü oluşturuyordu. Yağmur ise kömür karası saçlarıyla gece gibi parlardı güneşte. Belkide yağmurla benzeyen tek noktaları burunlarıydı. İkisininde burunları küçük ve güzel bir şekle sahipti. Onun haricinde Defnenin yüzü v şeklinde ve elmacık kemikleri çokta çıkık değildi. Ama kendini belli ediyordu. Yağmur ise henüz çocuk olması nedeniyle yanakları hafif tombuldu ve çene yapısıda ovale yakın u şeklindeydi. Defnenin dudakları gözle görülen bir farkla daha kalınken Yağmurunkiler biraz inceydi. Ve tabiki en büyük fark göz rengiydi. Defneninde bildiği üzere Yağmur göz rengini annesinden almıştı. Gözleri ela renginde ve çok güzeldi. Defnenin ise koyu kahverengi gözleri vardı ve pek bir benzerlikleri yoktu. Defnede bu açığı giydikleri kıyafetlerle bir birine benzeyerek kapatmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAKAMAM!
ChickLitBu adam az önce resmen ayaklarını yerden kesmişti ve Defne bunu bir kez daha yaşamayı çok istiyordu. Bu yüzden kedini sürekli adamın dudaklarına bakarken yakalıyordu. Aras derin bir nefes alarak konuştu. "Defne çok tehlikeli sularda yüzüyorsun güzel...