Herkese merhaba öncelikle. Birazdan okuyacağınız satırlar bol miktarda bahane ve özür içermektedir!
Kitabı yazmaya yaklaşık iki yıl kadar ara verdim ama özel hayatımda olan çalkantılar yüzünden mecbur kaldım bu duruma. Bilenler bilir bilmeyenler öğrensin, yaklaşık iki yıl önce yurt dışına gittim ve orada bir iki bölüm yazsamda daha fazla devam edemedim. Türkiye dönünce devam ederim diye düşünerek bıraktım yazmayı ama Türkiyeye döner dönmez hava limanında çalışmaya başladım. Hava alanında çalışan varsa aranızda bilir, vardiyalı sistemle çalışılır hava alanında. Okul bir yandan iş bir yandan derken kafamı kaşıyacak vaktim kalmadı. Dolayısıyla kitaba hiç bakmadım ya da bakamadım. Sizden tüm kalbimle özür diliyorum. Kitabımı beğenerek okuyan oy veren ve bu zamana kadar bekleyen herkese teşekkür ederim.
İyi okumalar...
11.bölüm- Her Şey Seninle Güzel!
"Kalbin benim avucumda atıyor küçük kız! Artık kurtuluşun yok benden!"
Arasın sözleri Defnenin beyninde durmadan yankı yaparken, hala ona nasıl bir cevap vermesi gerektiğini kestiremiyordu. Beynindeki kelimeler bir türlü anlamlı bir bütün haline gelemiyordu. Anlayamıyordu.. Kafasında binlerce soru vardı ama birine bile cevap bulamıyordu.
"Bana bunu neden yapıyorsun?"
Evet konuşmuştu sonunda. En çok sormak istediği şeyi sormuş ve alacağı cevabı beklemeye başlamıştı. Biraz korku ve belki birazda heyecanla...
"Bilmem! Öylesine."
Ama almak istediği cevap kesinlikle bu değildi! Korku ve heyecanı yerini kızgınlığa bıraktı hızla. Ona böylesine yaklaşıyordu ve açıklaması bu muydu? Öylesine! Sinirle soludu ve Arasın kıskacından kurtulmak için çabalamaya başladı. Önce kalbinin üstündeki elini itti sinirle sonra belindeki elini itmeye çalıştı ama başaramadı.
"Eğer seni bırakırsam boğulursun. Ve ben senin boğulmanı istemiyorum! En azından şimdilik!"
Defne Arasın söyledikleriyle dahada sinirlenirken Aras keyifle sinirli Defneyi izliyordu. İtiraf etmesi gerekirse bu kızın sinirli hali ayrı bir güzel oluyordu!
"Beni kenara götür Aras!"
Defnenin sinirli çıkan sesine karşılık Aras keyifle gülüyordu. Ve hiç bir hareketlenme olmadan öylece bekliyordu. Bu da Defnenin dahada çıldırmasın neden oluyordu.
Defne derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Ne kadar başarılı olduğu kuşkuluydu elbette. Biraz olsun sakinleştiğini düşündüğü zaman konuşmaya başladı.
"Ben anlamıyorum seni Aras! Bir kaç gündür çok tuhaf davranıyorsun ve beni korkutmaya başladın artık! Neden birden bire böyle davranmaya başladın anlam veremiyorum. Benim bilmeden yaptığım bir hatam mı oldu? Ben gerçekten anlamıyorum!"
Defnenin söyledikleriyle birlikte Arasın sırıtışı yavaşça bir gülümsemeye dönüşmüştü. Bu durumda bile Arasa sinirlenmek yerine acaba kendisi bir hata mı yaptı diye sorguluyordu. Aras derin derin baktı Defneye.. Nasılda sevilesiydi!
"Belki etkileniyorumdur senden! Yada belki seni etkilemeye çalışıyorumdur! Hangisinin olması daha çok hoşuna giderdi? Seni sevmem mi yoksa senin beni sevmen mi?"
Defnenin yanakları duyduklarıyla hafifçe kızarmıştı. Ardından uzunca bir süre sessiz kalmıştı. Utanç ve ne diyeceğini bilememezlik birleşince sessizliğin uzun sürmesi normaldi. Böyle bir şey daha önce hiç aklından geçmemişti. Aras onun için sadece Yağmurun babasıydı! Ona hiç farklı bir gözle bakmamıştı, bakamazdı da! O erkeklere güvenemezdi bir kere. Uzaklaşmalıydı burdan bir şekilde uzaklaşmalıydı ama lanet olsun ki yüzmeye dair en ufak bir fikri bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAKAMAM!
Literatura FemininaBu adam az önce resmen ayaklarını yerden kesmişti ve Defne bunu bir kez daha yaşamayı çok istiyordu. Bu yüzden kedini sürekli adamın dudaklarına bakarken yakalıyordu. Aras derin bir nefes alarak konuştu. "Defne çok tehlikeli sularda yüzüyorsun güzel...