*42.Bölüm*

84 77 7
                                    

" Sonunda bir gülücük gördük cadı, hadi ben çıkayım da sen hazırlan "

" Daha erken ama "

" Biliyorum dışarıda dolaşırız biraz "

" Tamam "

Burak odamdan çıkıp kapıyı kapattıktan sonra tekrardan dolabımın karşısına geçip elime ne geçerse seçip üzerimi değiştirdim. Aynanın karşısına geçip saçıma şekil verdikten sonra telefonumu elime alıp..

‘ Burak ile dışarı çıkıyoruz şimdi ’ yazıp Emirhan’a göndermiştim. Aynada kendime baktıktan sonra odamdan çıkmıştım. Merdivenleri inip aşağı indiğim de Burak annemlerin yanında oturmuş beni bekliyordu. İndiğimi gördüğün de ayağa kalkıp...

" Biz dışarı çıkıyoruz Bülent amca evde otur otur sıkıldık da "

" Tamam, oğlum geç kalmayın "

Bu çocuk ne kadar çabuk izin almayı başarıyor anlamıyorum. Her neyse aldı ya ona bakmak lazım. Ayakkabılarımı giydikten sonra evden çıkmıştık. Merdivenleri inerken Emirhan’dan mesaj gelmişti. Açıp okudum hemen..

‘ Tamam, canım bende birazdan çıkarım ’

Telefonumu tekrardan cebime koyup çıkış kapısından dışarı çıktık. Yavaş yavaş sahile doğru hiç konuşmadan yürümeye başlamıştık. Konuşacak bir şey de kalmamıştı, zaman da daralmıştı. Sahile gelip banklardan birine oturup denizi seyretmeye başladık. Deniz de bugün güzel görünmüyordu. Hırçın ve dalgalıydı. Havada kendini kapatmış güneş yerini kara bulutlara bırakmıştı. Gittikçe içime sıkıntı basmış, korku kaplamıştı.

" Ne oldu yine neden astın suratını? "

" Bilmiyorum içimde bir sıkıntı var "

" Yine neyi taktın kafana söyle bakalım "

" Denize baksana bugün dalgalı, hırçın "

" E ne var bunda cadı deniz değil mi? "

" Öyle değil işte her geldiğimiz de güzel görünüyordu. Şimdi ise hırçın ve dalgalı hava da bulutlu "

" Her zaman güzel olacak değil ya bir şey olmaz "

Konuşmayıp denizi izlemeye devam etmiştim. Umarım kötü bir şey olmazdı. Biraz zaman geçtikten sonra Emirhan da gelip aramıza katılmıştı. Hiç konuşmadan öylece denize bakmıştık.

" Canım nerde ise gelir biz Burak ile yan banka geçelim "

" Peki, ama sizi görürse "

" Merak etme görmez canım "

" Peki, kendinize hâkim olun olur mu? "

" Tamam canım "

Yanımdan kalkarken yanağıma bir öpücük kondurup " korkma bitanem biz buradayız " diyerek yan banka geçmişti. Ardından Burak da omzuma dokunarak yanına gidip oturmuştu. Gelince anlamasın diye bakmıyordum o tarafa. Geriye doğru yaslanıp beklemeye başladım. Sağa sola baktıktan sonra cebimden telefonumu çıkarıp saatte baktım. Daha yeni 1 olmuştu. Telefonumu cebime koyarken yanıma oturdu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu. Elinde kırmızı gül buketi vardı. Gül buketini bana doğru uzatarak konuşmaya başlamıştı..

" Geldiğin için teşekkür ederim, bunlar senin için "

İsteksizce uzattığı buketi alıp kenara koydum. Bir nevi fırlattım. Ve aynı şekilde konuşarak..

" Kısa kesip asıl konuya gelsek önemli olan şey ne? "

" Peki, İzmir’den neden döndüm biliyor musun? "

" Karşılaştığımız gün demiştin ya bu muydu yani konu? "

" Yok hayır o gün söyleyememiştim gerçeği, neden diye sor bir "

" Neden? "

" Senin için orada sensiz yapamadım "

" Mert ne dediğinin farkında mısın? İyi değilsin sen "

" Farkındayım ve hiç bu kadar iyi olmamıştım. Seni seviyorum Rüyam hem de çok seviyorum bir an olsun aklımdan çıkmıyorsun "

" Mert ne diyorsun sen ya ben seni kardeş olarak görüyorum. Öyle de değil miyiz ne saçmalıyorsun? "

" Sen öyle görüyordun ben hep sana karşı bir şeyler hissettim fakat bunu söyleyemedim. Ama daha fazla içimde tutamam biliyorum sende beni.. "

" Hayır Mert ben seni öyle sevmiyorum hiçbir zamanda sevmedim! "

" Onun yüzünden dimi? O yüzden bana böyle davranıyorsun. Ne dedi sana, kafanı karıştırdı biliyorum yokluğumda. Yoksa niye böyle konuşasın ki? "

" Mert neden anlamak istemiyorsun kimse kafamı karıştırmadı benim. Ve o dediğin benim sevgilim anladın mı?! Bir daha karşıma çıkma görüşmek istemiyorum seninle. Ne diye gelip dinliyorsam seni "

Tam banktan kalkarken kolumdan tuttu. Geriye doğru kafamı çevirip sert bir şekilde..

" Mert kolumu bırakır mısın? "

" Daha konuşmam bitmedi hiçbir yere gidemezsin "

" Benim için bitti Mert şimdi kolumu bırak! "

" Beni dinleyeceksin Rüyam! "

" Mert canımı acıtıyorsun kolumu bırak! "

" Daha konuşmam bitmedi dedim! "

" Bırak kolumu! "

Diyerek yüksek sesle bağırmıştım. Bunun üzerine Emirhan ve Burak bir hızla oturdukları yerden kalkıp yanımıza gelmişlerdi. Zaten zor duruyorlardı orada.

" Bırak lan kızın kolunu! "

• B E K L E N M E D İ K  G E L İ Ş M E •  ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin