*40.Bölüm*

105 78 24
                                    

Eliyle başımı yukarı doğru kaldırıp gözlerimin içine derinlemesine baktı. Aynı şekilde bende gözlerimi hiç ayırmadan gözlerinin içine baktım ve..

" Özür dilerim.. "

" Ne için özür diliyorsun? "

" Her şey için "

" Özür dilenecek bir durum yok, yarın gidip konuşacağız derdi neymiş öğreneceğiz "

" Yani kızmadın mı bana? "

" Yok, kızmadım sana ne zaman kızdım ki ben. Niye kızayım ki ortada kızılacak bir durum yok. Bana bunu söylemeyip saklasaydın benden işte o zaman kızardım. "

" Aslına bakarsan en başta saklamayı düşündüm senin kötü bir şey yapacağından korktum. Sonra söylemek en iyisi dedim.. "

" Gel buraya tatlı belam "

Diyerek beni kendine doğru çekerek sıkıca sarıldı. Bende ona sımsıkı sarıldım. Eliyle saçlarımı okşayarak..

" Sakın hiç korkma. Kimsenin bizi ayırmaya gücü yetmez buna izin vermem. Bundan sonra her ne olursa olsun gelip bana söyleyeceksin hiçbir şey saklamayacaksın anlaştık mı? "

Diyerek omzumdan tutup gözlerimin içine bakmıştı " Anlaştık mı güzelim " dedi. " Anlaştık " dememden sonra tekrardan sıkıca sarıldım. Elimden tutup banka doğru götürdü. Oturup başımı omzuna dayadım. Burak haklıydı dediği gibi korkmama gerek yokmuş. Kafamı kaldırıp..

" Yarın tek git.. "

Lafımı bile tamamlamama izin vermeyip konuşmasa bile ters bir bakış attı. Bu 'olmaz' demek oluyordu.

" Tamam vazgeçtim bu hiç iyi bir fikir değil "

Diyip tekrardan sıkıca sarıldım. Tam sarılmış öylece oturuyorduk ki Burak gelip..

" Kusura bakmayın bozmak istemem ama artık gitmemiz lazım "

Banktan kalkıp elimi ellerinin arasına alarak gözlerimin içine bakmıştı..

" Seni seviyorum bitanem "

" Bende seni seviyorum "

Ayrılmak çok zor geliyordu keşke hep birlikte olsak. Hiç ayrılmasak ama şimdilik bu olmazdı biraz daha dayanmalıydık. El ele eve doğru yürümeye başlamıştık.

" Yarın uzaktan sizi izleyeceğim eğer ters bir hareketini görürsem anladın sen onu canım devreye girerim şimdiden söylemesi "

" Aynen konuşmadan anlamıyor demek ki bizde anlayacağı dilden konuşuruz onunla. "

Elimi çekip konuşmadan ikisine de ters bir bakış attım. Bu hani 'kavga' yoktu anlamında bir bakıştı. Bakışımdan anlayıp..

" Duruma göre değişir yani hemen dalmam beklerim baktım ki konuşmadan anlamıyor o zaman yapacak bir şey yok "

Bir şey demedim çünkü ne desem boştu. Kafalarına koymuşlardı haksız da sayılmazlardı. Yan yana eve doğru yürümeye başladık. İkisinin ortasındaydım. Evlere dağıldıktan sonra..

" Burak yarın dikkatli olun, yani Emirhan'ı tut "

" Tamam merak etme de beni kim tutacak? "

" Burak! "

" Tamam tamam kızma hemen ben kendimi tutarım "

" Ne meraklısınız kavga ya "

" Merak değil kızım bu gerektiği yerde olması lazım "

Daire kapısından içeri girdikten sonra hemen odama çıktım. Üzerimi değiştirip banyoda yüzüme su çarptıktan sonra aşağı indim. Sofrayı hazırlamaya anneme yardım etmeye başladım. Her şey hazır olunca hep birlikte sofraya oturduk. Burak ile karşı karşıya oturmuştuk. Hem yemek yiyor hem de 'yarın ne olacak, Mert ne diyecek' diye düşüncelerden kendimi alamıyordum. Mutfağı topladıktan sonra odama gidip yatağıma uzanarak düşünmeye başladım.
Of yarın ne olacak ya.. Ne olacak büyük bir olay çıkacak. Bu sefer tutamam bu çocuk niye gelip benimle konuşmak istiyor ya. Bu kadar önemli ne konuşacak ya. Kafayı yiyeceğim resmen. Tam da sırasıydı hayatıma girmenin. Ne güzel her şey yoluna girmiş ne diye berbat ediyorsun ki her şeyi... Bu kadar zaman nerdeydi? Niye arayıp sormadı? Of of ne yapacağım ben Allah'ım sen bana yardım et..

Bu düşüncelerle uyuyakalmışım..

Buraya kadar okuduğunuz bölümler hakkında ne düşünüyorsunuz 🎈

• B E K L E N M E D İ K  G E L İ Ş M E •  ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin