*87.Bölüm*

56 43 25
                                    

~Nişan günü~

Ve beklenen gün gelmişti. Umutlu ve huzurlu bol güneşli bir güne merhaba dediler. Heyecandan ikisi de sabahı zor etmişti ve az da olsa uyku uyuyabilmişlerdi. Sabahın ilk dakikalarında yataklarında gözleri açık bir hâlde uzanıyorlardı. Aynı anda telefonlarını ellerine alıp da saatin kaç olduğuna baktıktan sonra arayıp aramamak da kararsız kaldılar. İkisinin de aklından geçen şey “ Daha uyanmamıştır belki ” olur ve telefonlarını ceplerini koydular. Aynı anda farklı yerlerde dolaplarının karşısına geçip de üzerlerini değiştirdiler. Bugün ikisi içinde heyecanlı bir o kadar da güzel bir gündü. Emirhan Rüyam’a göre daha sakindi. Rüyam için aynı şey söylenemezdi yerinde duramayıp evin içinde dolanmaya başlamıştı bile. Bir yandan da ev halkına bir şeyler söylemeyi ihmal etmedi.

–“ Kuzen bir otur ya bir sağa bir sola giderek başımı döndürdün

Burak’ın bu sözlerinin üzerine Rüyam etrafındakilere baktıktan sonra koltuğa geçip oturdu. Oturmasına da bu sefer de ayaklarını titretmeye başladı. Bir yandan da elleriyle oynadı. İster istemez bir aksilik çıkacak diye çok korkuyordu. En güzel gününün mahvedilmesini kim ister ki? Oturması birkaç saniyesini aldı ve tekrardan ayaklandı.

–“ Hiçbir sorun yok değil mi? Her şey hazır ”

–“ Yok kuzen kontrol ettim her şeyi ”

–“ İyice kontrol ettin mi? Yani hiçbir aksilik çıksın istemiyorum ”

–“ Kontrol ettim de.. İyice nasıl kontrol ediliyor bana bir söyler misin? ”

–“ Off Burak!! ”

–“ Ne ama canım öyle diyen sensin ”

Tam o anda Burak’ın telefonu çalmaya başlamıştı. Cebinden çıkarttığı telefonunun ekranına baktıktan sonra kulağına koydu. Burak görüşmesini yaparken Rüyam gözlerini patlatıp da dinliyordu. Bir anda Burak’ın yüz ifadesi değişti. Kısa cümleler kullanmaya başladı. Sanki bir şey saklıyor gibi bir hâli vardı ve bu Rüyam’ın gözünden kaçmadı. Nasıl kaçsın ki gözlerini dikmiş Burak’ı izliyordu.

–“ Öyle mi? Anladım. Peki, geliyorum ben. ”

–“ Burak! Bir sorun mu var? Telefonda ki kimdi? ”

–“ Bunu da nerden çıkardın tatlım ya yok bir sorun ” ( şimdi bu kıza sorun var diye nasıl diyeyim ortalığı ayağa kaldırır valla )

–“ Nereye gidiyorsun? ”

–“ Hemen dönerim sende hazırlanmaya başla yavaştan ”

Telefon görüşmesinden sonra hiç beklemeden evden çıkıp gitti. Her ne kadar yok bir şey dese de Rüyam cevaptan tatmin olmamıştı.

–“ Kesin bir şey oldu ve benden saklıyor ”

Hemen arkasından balkona çıkıp baktığında Emirhan’ın evden çıktığını gördü. Daha da içine şüphe kapladı. İkisi de evden bir telaşla çıkmıştı bu bir tesadüf olamazdı.

–“ Emirhan!! ”

Diye seslenmesine rağmen duymamıştı. Koştura koştura gidiyordu. Oda ne Burakla bir araya gelmişlerdi. Yan yana gelir gelmez vakit kaybetmeden yürümeye devam ettiler. Rüyam hemen içeri girip de telefonunu eline aldı. Annesi onun bu hâline şaşırdı.

–“ Kızım ne oldu? ”

–“ Bilmiyorum ama iyi bir şey olmadığı kesin ”

Telefonunu eline alıp da “hayatımın anlamını” tuşlamıştı. Telefon kulağında odanın içinde bir sağa bir sola gitmeye başladı. Birkaç kere çalmasının ardından telefon açılmıştı.

–“ Sevgilim ”

–“ Emirhan, bir sorun mu var? ”

–“ Yok, canım ne sorunu? ”

–“ Gördüm sizi koşturarak nereye gidiyorsunuz? ”

–“ Canım dediğim gibi bir sorun yok ufak bir işimiz var sadece şimdi kapatmam lazım seviyorum seni öptüm ”

Rüyam’ın konuşmasına fırsat vermeyip de laflarını arka arkaya sıralamıştı. Ve telefon kapatılmıştı. “Alo Emirhan” demesine rağmen..

Bir şey olmuştu ve olan şey neyse onları ateşe tutuşturmuştu. Rüyam olduğu yerde dönüp durarak kötü bir şey olmasın lütfen diye dua etmeye başlamıştı. Sabahtan beri içinin daralması ve kötü bir şey olacak hissi buna mı işaretti. Tam da gününde. Huzursuzluk içinde annesinin de ısrarlarıyla hazırlanmaya koyulmuştu. Gözü telefonda. Tam o sırada kapının zili duyulmuştu. Koşar adım gidip kapıya baktığında karşısında Berfin’i görünce surat ifadesi düştü. Berfin’in hiçbir şeyden haberi yoktu. Zaman gelmişti fakat ortada ne Emirhan ne de Burak vardı. Tek endişelen Rüyamdı, diğerleri her nedense o kadar panik yapmamıştı. Rüyam nasıl panik yapmasın ikisinin de gelmemeleri yetmezmiş gibi telefonlarına da bakmıyorlardı.

–“ Anne, ya başlarına bir iş gelmişse ”

–“ Yok, yavrum telaş yapma hemen olmamıştır bir şey. ”

–“ Ya nasıl sakin durabiliyorsunuz 2 saat oldu. İkisinden de ses seda yok çıldıracağım. ”

Tam bu sırada zil sesi duyuldu. Koşup kapıya bakmaya gittiğinde karşısında beklediği kişiler yoktu yine. Bir hayal kırıklığı daha. Tanımadığı bir yüz gözlerinin içine bakıyordu üstelik elinde bir zarfla.

–“ Rüyam Özener’e bir zarf var ”

–“ Benim zarf kimden? ”

Soruma cevap alamayışımla kalmayıp zarfı elime tutuşturup gitmişti. Arkasına bile bakmadan uzaklaşmıştı resmen. Zarf elimde arkasından bakakalmıştım bende. Kim göndermişti ki bu zarfı? Düşünceler içersindeyken Berfin yanıma gelmişti. Elimdeki zarfı fark etmiş olacak ki “kim göndermiş” diye soru yöneltmişti bana.

–“ Bilmiyorum ”

–“ Getiren kişi bir şey demedi mi? Üzerinde yazmıyor mu? ”

–“ Yok, elime bırakıp kaçtı resmen. Benim ismim yazıyor. ”

–“ Alla ala ya kim ki acaba? ”

Berfinle odama geçmiştik anneme belli etmeden. Karşılıklı yatağıma bağdaş kurup oturmuştuk. Zarf ortamızda ne yapacağımızı düşünüyorduk. Zarfta ne olduğunu merak etmiyor değildim bir yanım aç öğren dese de diğer yanım her nedense açmamam gerektiğini söylüyordu.

–“ Açmayı düşünüyor musun? ”

–“ Bilmiyorum, sence açmalı mıyım? ”

–“ Açmadan ne olduğunu bilemeyiz, aç bence ”

Haklıydı. Bir şey demeden zarfı elime almıştım. Bir anda vazgeçmemek için açmıştım zarfı. İçine göz attığımda bir kâğıt ve cd vardı. Kafamı çevirip şimdi ne yapacağım bakışı attığımda o da bana belirsiz gözlerle bakıyordu. Her zaman başladığım bir işi bitirmeden bırakmazdım ve yine öyle yaptım. Her ne kadar sonunu bilmesem de cd yi kenara koyup da kâğıdı elime alıp açmıştım. Bu bana yazılan bir mektuptu. Yazılanları tek tek gözlerimle okuyarak içimden dile getirmiştim..

• B E K L E N M E D İ K  G E L İ Ş M E •  ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin