Bölüm 2 ''Zaman kazanmak! ''

174 4 0
                                    

  Yaklaşık bir saatinin koltukta dergi okuyarak geçirdi. Sabahtan beri sadece kahve geçmişti boğazından. Acıktığını hissetti. Dergiyi kapatıp sehpaya koydu. Ayağa kalktı yine gözü Uludağ'a daldı. Alacahırka' daki evleri gözleriyle taradı. Eğime paralel yollar, yol boyunca sıralanmış iki üç katlı bitişik kargacık burgacık evler, düz bir çizginin üzerine yapılan karalamaları andırıyordu. Arada sırada çizgi boyunca evler yeşil bir yığının altına giriyor diğer taraftan çıkıyordu. Yeşil örtü, her yerde kendine bir yer edinmiş ağırlığını koymuştu. Acaba oradan nasıl görünüyordu kendi evi. Düşündü iç çekmeyle karışık nefes verdi. Soğumuş kahvesini fark etti. Uzandı aldı. Mutfağa geçti. Fincanı özenle yıkadı. Kağıt bir havluyla kuruladı. Bardak rafına uzandı sabah aldığı yere geri koydu . Bu kadarına gerek yoktu, iki gün boyunca istediği kadar iz bırakabilirdi. Öylesine alışmıştıki, yaşamıyor gibi davranmaya bu evde. Arkasında onu düşündürecek iz olsun istemezdi. Kendini bir gölge gibi takip eder hiç uğramamış hissettirirdi dokunduğu mekanlarda. İki gün yalnız kalacağını hatırlamış gibi gülümsedi. Başka bir rafa uzandı bir kase çıkardı. Tezgaha koydu. Tezgahta kahve parçaları gördü. Fincanı kuruladığı kağıt havluyla tek seferde sildi. Tezgahın altındaki çöpe attı. Dolaba yöneldi. Kapağını açtı. Göz gezdirdi. Yumurta ve süt aldı. Tezgaha koydu. Yumurtayı kaseye kırdı.  Çöp kutusuna eğilmişti yerde bir şey fark etti. Uzandı aldı. Buruşturulmuş sarı bir kağıt. Dolaba yapıştırılan ile aynı defterden koparılmıştı.  Merakla düzeltti kağıdı.  Okudu:  ''Biz bir iş için bir süre yokuz. Ulaşmaya çalışma, biz sana ulaşırız. '' yazıyordu. Gittikçe haberler güzelleşiyordu. Daha fazla zamanı olmuştu. İlk okuması gereken not buydu diye düşündü.  Ama neden istemediler. Bir de neden ulaşmak istesin. Çok fazla düşündü  canı sıkıldı notu çöpe attı. Omletini yedi ve bir bardak sütünü içti. Tekrar özenle bulaşıkları yıkadı. Kuruladı ve yerleştirdi. Salona geçti. Dergisini aldı. Odasına ilerledi. Üst kattan bir ses geldi. Duraksadı evde olan gizemli seslerden hep kendisi sorumlu olurdu. Evde yalnız olması gerekirdi. Evde bir evcil hayvanları yoktu. Annesi bazen arkadaşı şehir dışına gittiğinde onun köpeğine bakardı ama annesi de yoktu. Odasına geçti. Dergiyi raftaki geçmiş sayıların yanına koydu. Ses tekrar geldi. Telefon çaldı.  Arayan Yaz'dı. Cevapladı. Toplantıdan önce görüşmek zorunda olduklarından bahsetti. Yazılımda bir sorun yaşamışlardı. Muhtemelen sürücülerde eksikler var diye düşündü. Ediz ne yapıyordu ofiste, böyle şeylerle ilgilenmeliydi..  Ediz nerede diye sordu. Yaz bilmiyordu. Kapı zili çaldı. İlgilenmedi, zil onun için hiç çalmazdı. Yaz'a tekrar döndü. Bir saat sonra geleceğini söyledi. Ediz'i de ofiste görmek istediğini ve daha fazla araştırma yapmasını istediğini söyledikten sonra kapattı telefonu. Zil ısrarla çalmaya devam etti. Doğruya evde yalnızdı. Başka kimse açamazdı. Kapıya ilerledi. Diafondan baktı. Annesinin yakın arkadaşı Meva Abla'ydı kapıdaki. Kapıyı açtı. Kata gelmesini bekledi. Asansörden hoş görünümlü bir bayan çıktı,  kapıya vurdu. Kapı açıldı. Kısa bir selamlaşmadan sonra Meva konuya girdi.  ''Annen nerede Mira' ya mama getirmiştim. Tekrar yurt dışına çıkıyorum bir hafta daha bakması gerekecek. İçeri girebilir miyim kızımı özledim. '' dedi. Mira, Meva'nın  Beagle cinsi köpeğiydi.  K şaşırdı. Üst kattan çok daha güçlü bir gürültü duyuldu. Meva ve K göz göze geldi...

K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin