Söz verdiğimiz gibi 1 saat sonra aynı yerde buluşmuştuk. Liderin ve Bom'un elinde yiyecek paketleri vardı.
"Et mi aldınızzz?" Jongin Bom'un elindeki pakete saldırdı ama Bom onu iterek.
"Akşam yiyeceğiz, sakin ol!!" Aslında bu durumda Jongin'in yaptığını benim yapmam gerekirdi ama canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.
Artık sırrımızı 3. bir kişi biliyordu. Açıkçası ortaya çıktığında beni gruptan atma gibi bir şey olmasından değilde yalan sölediğim için insanların bize karşı davranışının değişeceğinden korkuyordum.
"Tamam ben de çiğ yiyecek değilim. Hadi gidelimm!"
Arabaya bindiğimizde karşıma Kris ve yanıma da Joon oturmuştu. Joon sırrımızı saklayacağını söylemişti -tabi Kris'e daha dikkatli ol dedikten sonra- Gidip anında lidere söyleyeceğini sanıyordum aslında..
"Şşt! Bu telefon sesi seninki değil mi?" Kris beni dürtmese telefonumun çaldığının bile farkında değildim.
"Ha? A evet benim." Arayan ablamdı.
"Alo!"
"Napıyorsun? Neredesiniz şuanda?"
"Bahsettiğim yurtta kalacağız 2 gün."
"Tamam. Bu arada sana biraz para yolladım. Haberin olsun." Para mı? Ne gerek vardı.
"Ahhh! Abla. Gerek yoktu."
"Olsun. Sen yinede çek ve yanında dursun." Her zaman haklı olmak zorundalar mı?
"Tamam. Yurda vardıktan sonra gider çekerim. Tamam mı?"
"O zaman kapatıyorum." Sadece bunun için mi aramıştı? Gerçekten..
Yurda vardığımızda tüm paketleri içeriye taşımıştık. Yurtta kalanlar daha okullarından dönmemişti. Saate baktığımda 19.00'ı gösteriyordu. Yaz mevsiminde olduğumuz için hava daha kararmamıştı.
"Şey, Bom Unni(abla). Benim para çekmem gerekiyorda burda en yakın nerede var?"
"Ahh keşke bugün alışverişe gittiğimizde çekseydin."
"Ablam daha yeni aradı malasef."
"Bak yurdun hemen karşısında otobüsler var. Ona binip son durakta ineceksin. Zaten alışveriş merkezi de oraya yakın. Hemen durağın karşısında bankalar var." Çok karışık değildi.
"Teşekkürler. Ben o zaman hava kararmadan gideyim, et pişmeden yetişirim."
"Erkeklerden birini yanına alsana. Oraları tekin yerler değil." Ha?
"Yok ya boşver. Ben kendim hallederim bir de onların nazını çekemem orda." Bom anlamış gibi kafasını salladı.
"Neyse ben çıkıyorum. Yemekte görüşürüz."
Aşağıya salona indiğimde TOP dışında kimse ortalarda gözükmüyordu. Büyük ihtimalle yorgunluktan uyuya kalmışlardı. Bir de bunlardan yardım isteyecektim he? Lütfen....
Doğru otobüse bindiğimden emin olmamakla birlikte yola çıkmıştım. Hava biraz biraz kararmaya başlamıştı ama sorun yoktu. Hem ne olabilirdi ki? Sorun yok.
Otobüsten indiğimde Bom'un söylediği gibi bankalar biraz yürüdüğümde tam karşımda duruyordu ve hava tamamen kararmıştı.
Koşarak karşıya geçtim, neyseki sıra felan yoktu.
"Lütfen şifrenizi giriniz.."
"********"
"Hoşgeldiniz,Bayan Kim Min Hee""Kısa kes ve paramı ver." Para çekme tuşuna bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gallantry
FanfictionSadece hayallerimi gerçekleştirmek istemiştim.. Başıma bu kadar büyük bela alacağımı nerden bilecektim ki..