Olduğum rüyadan uyandığımda gerçekle karşı karşıya kaldım. Ben napıyordum?
Ona kanmayacaktım. Bir iyi bir kötü oluyordu ve her zaman kötü tarafı beni üzüyordu. Hayır.
"Min hee..." Gözünün içine bakmayacaktım. Çünkü ona kızgındım ve bakarsam güçsüz görünecektim.
"Söyle.." Sesim dışardan duyulmuş muydu ki?
"Seninle konuşmam gerek."
"Ne konuşacağını biliyorum ve hayır konuşmak istemiyorum."
"Ne konuşacakmışım?" Heh. Bir de soruyo?
Onu taklit eder bir biçimde devam ettim.
"Min hee, seni öperken kesinlikle hiç bişi düşünmedim. Sarhoştum. Hatta hatta hatırlamıyorum. Bunları diyeceksin dimi? Bunları biliyorum, farkındayım. O yüzden boşu boşuna çeneni yorma."
Dansı durdurmuş yüzüme bakıyordu. Bu kadar şeyi tek nefeste söylediğime ben bile inanamıyordum.
Hala bakıyordu ve fazlasıyla rahatsız olmuştum.
"Kris... Min hee'yle ben de dans edebilir miyim?" Tam üstüne gelmişti Joon.
"Ah, olur" kris'in elini bırakıp onun elini tuttum. Kris fısıldayarak,
"Birazdan terase gel." Dedi. Benim yanımdan gidip masada oturan Eunjung'ı dansa kaldırdı. Bu çocuk neyin kafasını yaşıyordu?
Şuursuz.Aptal.Salak.Beyinsiz.
"Benimle dans eder misin?" E joon. Buraya kadar gelmişsin. Dans etmeyip napıcam?
Kafamla onay verdim. joon elimden tutup özellikle pistin ortasına getirmişti. Birileri bu çocuklara dans etmeyi bilmediğimi söyleyebilir miydi?
" Bu arada bu gece gerçekten çok hoşsun." Ya demeyin şöyle. Gerçekten çok utanıyorum. U-TA-NI-YO-RUM.
"Teşekkürler." Zoraki bir gülümsemeyle geçiştirdim. Arada tam da Joon'un arkasındaki Kris'i kesiyordum. Eunjung'ın kahkahası burdan duyuluyordu.
Terasa neden çağırmıştı ki? Söyle işte. Yarım saat dans ettik aklına yeni mi geldi söyleyeceğin şey?
"Ne düşünüyosun?" İrkilmiştim.
"Ha.. Şey, oturalım mı?"
Anlayışlı tavrıyla kafa salladı. Oturduğumuz masaya doğru ilerlerken tıkınan TOP, seungho ve baro üçlüsünün acınak halde olduklarını gördüm.
"Min Hee, baloya karşı en isteksiz sendin ama oturamadın bir türlü."
"Seungho oppa....." Gözlerimi pörtletmiş ona bakıyordum.
"Yarın hiç durmadan yolculuğa çıkacağız. Sakın içeyim de hasta olayım felan düşünmeyin." Bunun sonu bana değiyordu. Sadece ben mi sarhoş oluyordum sanki?
"Ben hava almak için terasa çıkıyorum. Hemen dönerim."
"Bu arada Kris nerde?"
"Eunjung'la dans ediyordu ama şuan göremiyorum. Eunjung kiminle dans ediyo öyle?"
"Neyse ben de gidip Eunjung'la dans edeyim madem" seungho ayağa kalkarken ben de sandalyemin üstündeki şalımı omzuma alarak yavaşça teras kapısına yürüdüm. Kapıyı açmadan önce içeriye baktım ve kimse yoktu.
Dışarıya adım attığımda şalı almakla ne kadar mantıklı bir hareket yaptığımı düşündüm. Rusya bu kadar soğuk olmak zorunda mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gallantry
FanfictionSadece hayallerimi gerçekleştirmek istemiştim.. Başıma bu kadar büyük bela alacağımı nerden bilecektim ki..