NOT : Bölüme oy vermeyi unutmayın^^
Karanlık bir odaya geçelim, ve yukarıdaki müziği açalım :') Müziğin ismi Kai Engel - Summer Days.
Şövalye günlerden bir gün, karlı bir kış sabahına açmış gözlerini. Koşarak çıkmış dışarı, kar kapısının tepesine kadar dayanmış! Zar zor karı eşe eşe çıkmış dışarı, gökyüzüne bakmış, oysa kar fırtınasından, tipiden başka hiçbir şey göremiyormuş. Her yer bembeyaz olmuş, kar güneşi de şövalyenin kasabasını da rehin almış. Eskiden karı ne kadar sevdiğini düşünmüş şövalye, çocukluk günlerinde geceleri kar yağması için yalvarırmış Allah'ına, oysa ne garipmiş, şimdi sevdiğini aldığı için kızgınmış kara. "Aşk nelere kadir," demiş kendi kendine, "Bir zamanların duasını şimdinin bedduasına çeviriyor... Ne garip hisler yaşıyorum ey Allah'ım, senin beni soktuğun bu aşk sınavı bedenimi aşıyor..."
21.Bölüm : Ege'nin İzmir'i.
* Susuz yaşayamaz, ama çok suda da boğulur...*Saatlerce oturduk, konuştuk. O bana hayallerini anlattı, ben ona. O bana umutlarını anlattı, ben ona. O bana baktı, ben ona... Ege öylesine bana benziyordu ki yıllar sonra ikizimi bulmuş gibi hissediyordum. Ruhlarımız birdi bizim. Bir gün ruhlarımız somut olarak karşımıza çıksa bire bir aynı iki ruha bakacaktık onunla, o benim ruh ikizimdi. Saatler geçtikçe içimi bir hüzün kaplıyordu. Sanki yıllarca aradığım bir parçamı sonunda bulmuş da kaybedecekmişim gibi hissediyordum. Meğer ben yıllarca onu aramışım, yıllardır onu bekliyormuşum.
Şimdi yatağında oturuyoruz, yatak başlığına yaslanıyoruz, hep hayal ettiğimiz gibi yorganı üzerimizde, aynı yorganın altında ısınıyoruz. Dışarıdaki yağmur cam pervazına vururken yağmur sesine Deniz Tekin şarkıları eşlik ediyor. Konu konuyu açıyor, oradan oraya atlıyor sanki yıllardır biriktirdiğimiz her konudan bahsediyoruz birbirimize.
"Benimle ilgilenilmesinden hoşlanmam aslında..." diye mırıldandım sohbetimizin ortasında Ege'nin yıllar önceki kız arkadaşının ne kadar ilgi manyağı olduğundan bahsederken, "Ama çok garip. İlgilenilmemesinden de hoşlanmam. Bilmiyorum. Aslında bakarsan ben hiçbir şeyin çoğunu sevmem ama tamamen olmamasından da nefret ederim." Kafa karışıklığıma kıkırdadığım sırada Ege gözlerime derin derin baktı. Dudaklarını araladı ve hayatımda duyduğum en güzel cümlelerden birini kurdu,
"Biliyor musun... Bir çiçek gibisin. Onlar da böyle. Susuz yaşayamaz, ama çok suda da boğulur..."
Yüzüne hayranlıkla baktığım sırada derin bir nefes aldım.
"Biliyor musun," diyen ben oldum bu sefer, "Hayatımda duyduğum güzel cümlelerin tamamını senden duydum. Her kurduğun cümle kalbimi yavaşlatıyor."
"Hızlandırması gerekmez mi?" diye sordu Ege etkileyici bir gülüşle.
"I ıh..." Kaşlarımı kaldırdım, "Cümlelerin bana huzur veriyor. Kalbim yavaşlıyor, nefes alışım yavaşlıyor. Bu daha güzel değil mi?" Sessizce güldü Ege.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3391 Kilometre
Teen Fiction''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü...