Şövalye dinlene dinlene aştığı yolların ötesinde bir gölün kenarında oturmuş. Eğilmiş, elini yüzünü yıkamış, avuç avuç su içmiş. Sonra bir gölge görmüş suyun üzerinde kıpırdayan. Başını yanına çevirmiş, yanındaki taşa konan kuşa bakmış. Minicik, sapsarı bir kuş. Kuş eğilip gölden bir damla su almış kanatlarını çırpa çırpa uçmuş gitmiş. O an derin bir iç çekmiş şövalye, "Keşke kuş olsaydım," demiş, "uçar giderdim şimdi yanına."
10.Bölüm : Gölgelerimiz Beraber.
*Gölgem çoğalmak istiyordu.*
Gözlerimi karanlık bir odaya açtığımda uyuyakaldığımı anladım. Yıllardır komadaymışım da yıllar sonra gözlerimi açmışım gibi merakla etrafa bakındığım sırada her şeyi hatırladım. Ege'yle mesajlaşıyordum, Norveç Kuzey Işıklarını hayal ederken uyuyakalmıştım! Telaşla telefonu elime aldım. Beş mesaj vardı!"Hala hayal dünyasında mısın? :)"
"İzmir?
"Sanırım seni uyuttum. Bunu bilmek güzel... "
"Çok garip, değil mi? Sanki yanındaymışım da seni uyutmuşum gibi hissediyorum. Saçlarına dokunarak, bir şeyler anlatarak. Oysa yanını bırak yakınında bile değilim. İçimde garip şeyler oluyor İzmir. Ve ben bunlara anlam veremiyorum. Tüm bu hislere. Sen uyuyorsun, ve ben huzurlu hissediyorum."
"Bana ne yaptın?"
Gözlerim tüm bu mesajların üzerinden hızlı hızlı geçerken kalbimin hızlandığını hissettim. Bana ne yaptın? Bana ne yaptın? Bana ne yaptın? Cümleyi defalarca okudum, ve kalbim deli gibi atıyor. Ona ne yapmıştım? Her şeyden önemlisi o bana ne yapmıştı, kalbimi nasıl bu kadar hızlandırabiliyordu? Onun dediği gibi benim de içimde garip şeyler oluyordu, ve ben bunlara anlam veremiyordum. Tüm bu hislere.
"Günaydın." Yazdım hiçbir şey söylememiş gibi. Devam ettim,
"Güzel rüyalar gördüm! Bol Kuzey Işık'lı..." Anında cevap geldi,
"Ben var mıydım?" Gülümsedim.
"Vardın Ege." Mesaj sayfasına bakıyordu, biliyordum. Ben de mesaj sayfasına bakıyordum öylece. Parmaklarım yavaş yavaş dokundu ekrana,
"Ne yapıyorsun? Neler yaptın ben yokken?"
"Çatıya çıktım. Hala çatıdayım."
"Çatıda mısın?"
"Evet. Evimin güzel bir çatısı var. Güzel bir manzarası var... Aylardır bu çatıya tek başıma çıkıyordum, bugüne kadar." İçimde hafif bir huzursuzluk hissettim.
"Kimle çıktın ki şimdi?"
"Seninle." Kaşlarımı çattım,
"Belki buna alışamadın ama tanıştığımızdan beri, daha doğrusu aklıma girdiğinden beri sanki her şeyi seninle yapıyormuşum gibi geliyor. Diziyi birlikte izledik, birlikte uyuduk, birlikte çatıya çıktık. Artık buraya bakınca tek gölge görmüyorum," Yazdı ve bir resim yolladı. Gözlerimi kısarak baktım resme. Duvardaki kendi gölgesinin resmini çekmişti. Gülümsedim. Ayağa kalktım ve odamın duvarına doğru ilerledim. Sokaktaki sokak lambasından odama vuran ışık duvara gölgemi çıkarıyordu. Gölgemin resmini çektim ve yolladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3391 Kilometre
Roman pour Adolescents''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü...