Merhabaaaa dünyanın en güzel okurları^^
Karanlık bir odaya geçelim, ve yukarıdaki şarkıyı açalım :')
Şarkı bölümde de geçiyor, o yüzden açarsanız çok daha güzel olur, iyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın^^
Şövalye, yollarda geçen ayların ardından ötede bir dağ görmüş. Hiç görmediği, hiç bilmediği, hiç yamacına gelmediği bir dağ. Karşılaştığı bir köylüye 'Bu ne dağıdır?' demiş. 'Bu kaf dağıdır şövalye, geçeyim deme önündeki nehre düşer boğulursun... Önünde unutuş nehri var, bir girdi mi her şeyi unutursun...' demiş köylü. Şövalye o an köylünün dediğinin yarısını duymamış bile. Bu önündeki dağın kaf dağı olduğunu bilmek bile yetmiş ona. Küçük kızı bu dağın ötesindeymiş. Bir yıldız için gece gündüz gitmiş de iki dağ öteye gidememiş şövalye, şimdi kızı için dünyanın bütün dağlarını aşmış kaf dağına ulaşmış. "Olmayan Dağ" dermiş insanlar buraya, oysa bu dağ var olmuş. Şövalye acısıyla olmayan bir dağı yarattırmış.
34.Bölüm : İletilemedi!
*Hiçbir zaman yaşadığın güzel şeyleri seninle birlikte yaşayamayacağım için.*
"S-sonra... sonra... Merve, ben, Uçak bir de yurttan iki kız daha oturuyoruz. Uçak bir anda camda kuş görünce kucağımdan atladı tamam mı? Merve şey diyor, 'İZMİR KOŞ, UÇAK UÇUYOR!' Ahahaha!"
Ege de ben de kahkahalarla gülerken önümde duran votka bardağımdan bir yudum daha aldım.
"Şşş, tamam. Güldük eğlendik, ama çok içtin güzelim. Bu kadar yetmez mi?"
"Hayır ya!" Ege bardağı elimden almaya çalışırken sarhoş ellerimle bardağı öyle bir çektim ki yarım bardak votka tüm üzerime döküldü.
"Oh!" dedim bir anda sarhoş kafamla durumu zar zor algılayıp, "Üzerime bir şey döküldü!" Ege tekrar gülmeye başladı,
"Ciddi misin, ben hiçbir şey fark etmedim!"
"Baksana, ıslağım!"
"Cidden mi, neden acaba? Islanmaman lazımdı oysa ki." Ege karşımda o kadar eğleniyordu ki görmeniz lazımdı...
"Ha," dedim başımı sallayarak, "Anladım! Dalga geçiyorsun. Güzel. Olsun, üzerime dökülmesi de güzel. Daha çok sarhoş olurum. Ya, şunlara söyler misin şu saçma sapan şarkıyı değiştirip şey açsınlar... Mesela Müslüm Gürses." Ege kaşlarını çattı,
"Müslüm Gürses?" diye tekrar etti,
"Evet, evet... Pardon!" diye bağırdım garsona doğru elimi kaldırarak. Ege şaşkınlıkla beni izliyordu. Garson kız şaşkın gözlerle bana döndü,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3391 Kilometre
Teen Fiction''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü...