.... .... Oflanmaz!

305 40 88
                                    

Elçin'in o kadar çok ağacı ne yapacağını çok merak ediyorum.

Alışverişimiz bittikden sonra,arabayı kendi sürmek istediği için, Elçin sürmüştü.

Eve giden yolu geçtiğimiz de merakım daha da artıyordu.

Geldiğimiz yer bir yurttu. O kadar ağacı ne yapacağımızı anlamıştım. Koca yürekli sevgilim benim.

(***)

"Annenle hala tanışamadım. Yeni yılda bile yanına gitmiyoruz ya aşk olsun sevgilim!"

"Başbaşa kutlamak istedim. Kötü mü oldu sevgilimm." m harfini uzatarak söylemiştim.

"Yaa ne başbaşa ama!" Mızmızlanırken aynı küçük bir çocuğa benzediğini söylemiş miydim?

"Oo birileri başbaşa mı kalmak istemiş?"

"Hayır! O yüzden değil. Mert,Özge ve Onur abi ile kutlarken neden annen yok! Onu anlamıyorum yani."

"Hee o zaman birileri annemi dışladığımızı sanıyorsa yanılıyor çünkü mızmız hanım annem İstanbul'da değil."

"Nerede peki?"

"Biliyorsun ki ben İsviçre doğumluyum. Annemin orada ki arkadaşının kızı mı ne evleniyormuş. Çok yakın arkadaşı olduğu için oraya gitti. 1 ay boyunca orada kalacakmış sevgilim."

"Hııı klasik düğün zamanları. Aman canım onlarda bula bula yeni yıl haftasını mı bulmuş?"

"Off Elçin of. Nereden bilebilirim ben. Keyifleri istemişdir belki."

"Sevgiliye oflanmaz!"

"Annelere değil miydi ya o?"

"BARIŞ!"

"Tamam ya ne kızıyorsun."

"Bak ya gülüyor. Gülme Barış. Sakın!"

Gülme dediği halde hala sırıtıyorum.

"Yanlız ben sırıtıyorum. Sırıtmak gülmek değildir."

"Barış. Terlik diyorum. Çıkacak şimdi sana doğru nişan alacak diyorum. Ne diyorsun?"

"Ufaktan kaçayım diyorum. Kaybolayım. Toz olayım diyorum. Ne diyorsun?"

"Ee yani iyi olur! Kaybol!"

Gülüyorum. Bu sefer kahkaha atıyorum. Ayağını kaldırıp terliği almak için hamleye geçtiğinde mutfaktan salona doğru depar attım.

Valla evlensek biz benim en ufak hatamda terlik çıkartcak ayağından.

Vallahi annem iki!

Olsun. Ben Elçin'i tüm huysuzluklarına rağmen çok seviyorum. Hep de seveceğim.

🍁🍁🍁

Yemek çok güzel geçmişti. Mert,Özge,Onur abi baya bir eğlendik yemekte.

Şimdi de yıl başı klişelerinden olan tombala oynuyorduk. Oyun sonunda kartında en az tombala taşı olan kişi de bir numara sallayıp,onunla konuşacaktı. Ve şuan ki duruma da bakarsam en çok taşı olan Barış,en az taşı olan da bendim.

Ve gariplik de şuradan geliyor torbadan taşları çekende bendim.

"29"

Barış-Mert:BENDE!

"Taşı Barış'a veriyorum Mert,sen oradan başka bir taş al."

Mert: Off yenge ya,böyle yaptığı iki oldu! Hep sevgiline kıyak hep yani!

Ne Seninle Ne Sensiz (ElBar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin