Bu bölüm için size Katy Perry - Dance with the Devil şarkısını dinletebilmeyi çok isterdim, ama YouTube'da bulunmuyor... Medyayı dediğim yerde açın lütfen.
---
Bir deniz. Kaybolmuşların denizi.
Yüzme bilmiyorum.
Kollarını çırptığı anda düşünceler onu daha çok yuttu ve bütün vücudu alabora oldu. Tufan yaklaşıyor. Çok yakın.
Artık daha fazla devam edemez.
" Akira... Akira.. "
Adının bir ninni gibi kulağına çalındığını duydu ama uyumak istemiyordu.
Öleceğim.
Öldüm.
Ninni devam etti. Onu uyutmayacak ama bütün duyuları hissizleşene kadar uyanık tutacak, sonra yeniden acıyı hissedebilene kadar işkence edecekti. Midesi ağzına doğru yükselirken vücudu soğuk bir dalgayla titredi.
" Akira... "
Gözleri açıldı.
İlk gördüğü şey kendi uyluklarıydı. Boynu o kadar çok aşağı doğru eğikti ki bütün omurgası acıyla yankılanıyordu. Ninni devam etti ama artık rüya gibi pürüzsüz olmaktan çok, rahatsız ediciydi. Elleri uyuşmuştu ve hareket ettiremediğini fark ettiğinde, nerede olduğunu anlaması uzun sürmedi.
Bir sandalyedeydi ve ölümüne bağlanmıştı.
Kulağının dibindeki ses daha fazla itici olamayacağını belli ettiğinde bütün hafızası tazelendi, yanındaki kişinin kişilik özellikleri de öyle. Beyni bulanık olmaktan çok daha duruydu.
" Akira... Sonunda uyandın... "
" Sesin o kadar rahatsız edici ki kargaların istifa dilekçesi imzaladıklarından eminim. " dedi fısıltıyla çıkan sesiyle.
Chulgi hafif bir kahkaha attığında çenesine kadar süzülen kanın kaynağı olan yaranın yarattığı baş ağrısı daha da şiddetlendi. Yere mi düşmüştü? Başı yarılmış olmalıydı.
" Görünüşe göre seni uyandırmaya yetti. " dedi Chulgi önüne geçip eğilerek. Artık alaylı siyah gözleri onun kahverengilerini inceliyordu.
Bana yumruk attın.
Akira bunun ne kadar bir kıza yakışmayacağının bilincinde olarak onun suratına tükürdü.
" Ah, lanet! " Chulgi geri çekilip yüzünü temizlemeye çalışırken sinirli görünüyordu. " Misafirlerimizin önünde hiç yakışıyor mu sana?! "
Neden bahsettiğini anlayamamıştı, ta ki Chulgi çekilmeye karar verene kadar. Arkasında bir masa, üzerinde de bir bilgisayar vardı. Ekranı açık, parlaktı ve birkaç kişinin yüzlerini görebiliyordu. Canlı bir şekilde izletildiğini fark ettiğinde, gözleri telaşla büyüdü ve şakakları kasıldı.
Ekrandakiler RFA üyelerinden başkaları değildi.
" Bu da ne?! " dedi Akira birden çıkışarak, ekranda Yoosung hariç Saeran ile beraber beş kişi görüyordu ve konuşsalar da duyulmuyordu. " Amacın ne senin?! Sesini aç! "
" Hah, başka? " Chulgi alayla kasıldı. " Yok öyle bir dünya. Sen onları dinleyemeyeceksin. Sadece onlar bizi dinleyecek. "
" Chulgi, sen!- "
Sertçe hırlayıp sandalye üstünde sallandı ama elleri bağlı olduğundan biraz kaymaktan başka hiçbir şey yapamadı.
" Evet, ben? "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVEN: DEADLY SINS || mystic messenger
Fanfiction" Saeran bana seni seçmememi söyledi, Saeyoung. Ama ben yine seni seçtim. " - MC, ah küçük, aptal MC. bir bombayla aynı evde yaşıyor ve kırmızı saçlı bir ineğin kendisine emir vermesine, kalbini kırmasına izin veriyor. çünkü MC bu işler için fazla s...