Bu bölümde size Sasuke Uchiha'nım Whataya Want from Me? şarkısı eşlik edecek.
Şaka yapıyorum, sadece Adam Lambert.
----------
Bu kadar kötü olacağını düşünmemiştim.
Daha da kötü oldu.
Marcelo yakaladığı taçtan sonra kaleye doğru koşarken Neymar'ın çelmesine yakalanmamak için zıpladı ve topu geçirdikten sonra kalenin birkaç metre uzağındaki Casillas'a uzun pas attı. Yine de onun önündeki Pique topu yakalamak için fırsatı kendine yaratıp topun yönünü tamamen değiştirdi.
Seven topu Barcelona'ya kaptırmak istemediği için joystick'ine daha hararetli basmaya başlayınca çıkan tok sesler spikeri bastırdı. Koltuğun üstüne çıkmış, sırt yerine oturmuştu. Eğlenmediği söylenemezdi. Yine de ne zaman başını hafifçe çevirdiğinde bu eğlencesi bir balon gibi sönüyordu.
Kız ayaklarını masaya uzatmıştı. Sol eli sargıdaydı ve yüzünde morluklarla çizikler vardı. Siyah saçları kabarık bir şekilde yüzünün etrafına dağılmıştı, hepsini sol omzunun üzerine atmıştı. Joystick'e tek elini adamakıllı kullanamasa bile kendisi gibi hızla basıyordu. Solgun mavi gözleri ve teni, içeride patlayan volkanları sarmaya zar zor yetiyordu.
Ne kadar üzgün olduğunu biliyorum. Lanet olsun, neden saklamak için bu kadar çaba sarfediyorsun?!
" Evvet! Müthiş bir pas ve gool! " Seven sevinçle koltukta ayağa kalktı ve ellerini kaldırdı. " Tanrı Seven yine modunda! "
Gerçi skor hala 2-2.
Akira hafif ve yorgun bir şekilde gülümsedi.
" Güzel, Tanrı Seven. Şimdi yerine oturmazsan bir golü daha alnının çatısına yiyeceksin. "
" Akira, ayaklarını masadan indir. "
Saeran kucağında bir çamaşır sepetiyle banyodan çıktı ve iç odalara yönelirken Akira ayaklarını indirdi. Çocuk daha koridora adımını atmadan ayaklar yeniden masada yerlerini almışlardı.
" Bana her şeyi söyle, ama bu beraberliği sürdüreceğini söyleme Akira. "
" Yo. Amacım kesinlikle bu değil. "
" Ah, az önce beni çalımladın! LOL! "
" Bunu gerçekte de kullanabildiğini bilmiyordum. Yani nasıl söylemen gerek, El O El diye mi yoksa direk LOL mü demelisin? "
" El O El diye, ya da LOL, hiçbir fikrim yok. Aslında- " Seven tam bunu düşünmek üzereyken oyun bağırışlarla inledi ve skorun aniden 3-2 olduğunu fark etti. " Ah, beni kandırdın. LOL. "
Akira tepki vermeden oynamaya devam etti ve golü tekrar etmesini bile beklemedi. Yine de birkaç pas sonrasında sol eline denk gelmesiyle beraber ufak bir inleme koyması gecikmedi. Joystick'i aniden sağ eline alarak sol elini çekti. Seven'ın dikkati de ona çekilmiş oldu.
" İyi misin? "
" İyi olduğumu sanıyorum. "
" Oyunu bırakalım mı? "
" Hayır, gerek yok. " Akira bir süre sonra joystick'i yeniden iki eline yerleştirdi ve oyuna devam etti.
Seven onu anlıyordu. Bu oyunu oynamakta en az kendisi kadar üstündü, oynadıkları bu aptal rol yapma oyununda. Bütün hislerini saklamakta kendisinden daha iyi olduğu şüphesizdi. O MC'yken aynı evde kaldıkları zamanda da kendi duygularını ona sezdirmediğini düşünmüştü ama o, ne hissettiğini ondan daha iyi biliyordu. Şimdi ise roller değişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVEN: DEADLY SINS || mystic messenger
Fiksi Penggemar" Saeran bana seni seçmememi söyledi, Saeyoung. Ama ben yine seni seçtim. " - MC, ah küçük, aptal MC. bir bombayla aynı evde yaşıyor ve kırmızı saçlı bir ineğin kendisine emir vermesine, kalbini kırmasına izin veriyor. çünkü MC bu işler için fazla s...