sazlık «vsoo» ✓

ciudad

Namjoon, Jin'in önceki gün yaptığı tavırlardan, Suga'yı tehdit edip zorla masaj yaptırmasından dolayı onları şehre götürmeye karar verdi. Yoksa Jin'i dizginlemek kolay olmayacaktı.

"Hyung biz çıkıyoruz bir şey lazım mı?" dedi Suga Taehyung'un yanına giderek, sonra aynı soruyu kızlara sordu. Olumsuz yanıt alınca arabayı hazırladılar.

Jin Rose'u yanına çekti. "Çok ayıp Rose, gençleri yalnız bırakmalısın. Onların halinden o kadar iyi anlıyorum ki."

Rose kahkaha attı. "Siz erkek erkeğe takılırsınız sanıyorum, malum senin durumun daha kritik."

Jin elini yanağına götürüp düşünmeye başladı. "Belki de haklısın ama merak etme biz seni bir alışveriş merkezine atıp kendi işimize bakabiliriz."

Rose gözlerini kısarak meydan okudu. "Neden sevgilinin olmadığını anlamamız için o kadar çok neden var ki!"

Suga, Jin ve Namjoon arabaya binip yola koyuldular. Aracı Suga sürüyordu, ön koltukta Namjoon vardı. Jin arkada patron rollerine kapılmıştı. Yanında da Rose oturuyordu.

Araç ormanın içindeki yoldan giderken Jin kendini camdan sarkıttı. "Cidden Taehyung burayı mesken edindi ama kızsız, insansız napıyor? Ben bir hafta zor dayandım."

Namjoon camdan dışarı bakıp hayallere dalan Jin'e ön koltuktan sert bir tokat geçirdi. Jin bacağını tutup şaşkınca gözlerini ona çevirdi. Namjoon öfkeli gözlerle konuştu. "Herkes senin gibi mi lan? Gerçekten bir erkek olarak nasıl nefsine bu kadar düşkün olduğunu anlayamıyorum."

Jin kaşlarını çatıp dudaklarını yukarı doğru büzdü ve gözlerini devirdi. "Ben de sizin erkek olup da bu kadar sakin kalabilmenize şaşırıyorum."

Suga sohbete dahil oldu. "En azından senin gibi kardeş bildiğimiz kişilerin sevgililerine sulanmıyoruz." Rose kikirdedi.

Jin sabır dilercesine bir tavır takındı. "Ulan o benim aşık olduğum kızla çıkınca bir sorun olmuyor, ben sevdiğim kızın fotoğraflarına bakınca mı sorun oluyor?"

Namjoon'un sinirden eli ayağı titriyordu ama durumun saçmalığına gülmeye başladı. "Sen onu sevdiğin sırada kızla çıkmıyordun, ama Hoseok artık sevgilisi oldu kızın. Başka kızların Instagram'larını takip et."

Yol boyunca bu konu hakkında tartışmaya devam ettiler. Şehre geldiklerinde Jin gözlerini dışarıdan alamadığı için konu kapanmış oldu.

~•~•~•~•~•~•~

Jisoo ve Taehyung balkondaki kanepede yan yana oturuyordu. Jisoo bu nefis ortamı seyre dalarken onu uyandıran Taehyung oldu. "Kaldık yine baş başa."

Jisoo gözlerini önüne indirdi. Eski asi tavırlarından eser kalmamıştı. "Öyle."

Taehyung Jisoo'nun elini tuttu. "Keşke onlarla gitseydin, burada sıkılmış olmalısın."

Jisoo gözlerini Taehyung'un güzel yüzüne sabitledi ve gülümsedi. "Burası şehirden daha güzel, çünkü sen şehirde yoksun."

Taehyung güldü. "İlişkide romantik taraf ben olurdum normalde, sanırım sen bu tabuları yıkacaksın."

"Senin tabularını bilmem ama benim daha önce hiç sevgilim olmadı."

Taehyung bu duruma sevindi ama belli etmek istemedi. "Çok şaşırdım doğrusu, böyle bir güzelliğin farkında olan ilk kişi ben miyim yani?"

Jisoo gülümseyerek yüzünü önüne döndü. Taehyung ne yapabiliriz diye düşünmeye başladı. "Bizimkilerin peşine takılalım mı?" diye sordu.