mensaje

474 66 17
                                    

Taehyung heyecanla kapıya gitti Jisoo gelmiştir umuduyla. Kapıyı açtığında Jisoo karşısında gülümseyerek duruyordu. Taehyung mutluluktan dilini yutacak gibi hissediyordu. 3 yıl çok uzun bir zaman dilimiydi ama yine de onu eskisi gibi karşısında görünce bir çocuk kadar mutlu oldu.

Senin için geri geleceğim. Ama seni mahvetmek için. Bu sefer evi başına yıkacağım ve bana kimse engel olamayacak!

Jisoo'nun giderken söylediği o sözler geldi aklına. Taehyung'un gülümsemesi silindi ama Jisoo'nunki hala duruyordu. Taehyung şaşkınlıkla onu içeri davet etti. "Gelmeyecek misin?"

"A yok. Küçük bir işim var tekrar gideceğim." deyip tekrar gülümsedi Jisoo. Taehyung ne işi olabilir ki bu kızın burada? diye düşünürken en kötü ne olabilir diye düşündü.

O sırada Jimin ve takım elbiseli bir adam yandan çıktı. Jimin Jisoo'nun elini tutarken yandaki takım elbiseli adam lafa girdi. "Buraya bu yapıyı arazi sahibinin izni olmadan yaptırmışsınız."

Taehyung hala olan biteni anlamaya çalışıyordu. Bunun Jisoo'yla ne alakası olabilirdi ki? Adam konuşmaya devam etti. "Müvekkilim Kim Jisoo'nun babasına ait olan bu arazide babasının vefatından sonra Kim Jisoo hak iddia ediyor. Ve müvekkilim izinsiz bir şekilde buraya bu evi yaptırdığınız için sizden şikayetçi oldu."

Taehyung yarım yamalak güldü. Jisoo'ya döndüğünde Jisoo avukatını kafa sallayarak onayladı. Taehyung avukata dönüp kafasını salladı. "Davadan sonra burada yıkım izni çıkması çok büyük bir ihtimal. O yüzden şimdiden evinizle vedalaşsanız iyi olur." dedi adam. Jimin de sinsice gülerek avukata katıldı.

Taehyung avukatı onayladıktan sonra kapıyı kapattı. Jisoo'nun öfkesi üç yıldır hiç azalmamıştı. Jisoo'nun Jimin'le birlikte olmasına veya avukat tutup kendisini evden attırmasına kızamıyordu. Sadece buranın özel mülkiyet olduğunu bilmeden buraya ev yaptırdığı için kendisine kızıyordu. Beş parasız bir şekilde nereye gideceğini merak ediyordu. Bir sürü anısının olduğu bu evi terk edeceği için üzgündü.

~•~•~•~•~•~•~

Ertesi gün Jisoo tek başına Taehyung'un evine gitti. Kapıyı Taehyung açtığında bu sefer başına ne bela geleceğini merak ediyordu. Jisoo pat diye eve girdi. Evi inceleyerek konuşmaya başladı. "Alıcı gözüyle bakınca aslında hiç de fena ev sayılmaz. Burada ben mi otursam?" deyip kahkaha attı. Taehyung soğuk bir tebessümle karşılık verdi.

"Peki ben burayı senden tekrar satın alsam?" diye sordu Taehyung çaresizce.

Jisoo'nun kaşları çatıldı ve bağırarak "Sana bu evi tekrar satayım diye mi onca avukata bulaştım ben? Ya da sana tekrar satarak para almak için mi? Aptal! Seni süründüreceğim ben sadece."

Taehyung yüzünü eğdi. "Üç yıldır yeterince çektim ben."

"Ben de!" diye lafını kesti Jisoo.

Jisoo Taehyung'a sinirliydi evet ama sadece üç yıl boyunca Jisoo'yu arayıp özür dilemediği için. Kendini affettirmediği için. Taehyung'a aşık olup ondan karşılık alamadığı için ve hala aşık olduğu için...

"Sen benim ne çektiğimi nereden bileceksin? Gelip aradın mı beni? Sordun mu? Benim başıma gelmeyen kalmadı! Ha bu arada sana bağlı olduğumu sanma. Sadece senin için diğer bütün sevdiklerimden vazgeçmiştim haliyle onlar da benden vazgeçti." dedi ve kapıyı çarparak evden ayrıldı Jisoo.

Taehyung güçlü durmaya çalışıyordu ama sevdiği kadından böyle tepkiler alması mantıklı düşünmesini engelliyordu. Uzun zaman aradan sonra ilk defa Jisoo dışında birine ihtiyacı olduğunu hissetti. Aracına atladı ve arkadaşlarının evine doğru sürdü.

Suga'nın evine gitti. Arkadaşları genelde burada toplanırdı. Eli zile giderken ne diyeceğini bilemedi 'Üç yıl önce sizi kovdum ama şuan size işim düştü.'

Kapıyı Rose açtı. Şaşkın ve üzgün bir şekilde Taehyung'u içeriye buyur etti. Suga, Namjoon ve Jin de şaşkındı ama Taehyung'a sarıldılar. Taehyung uzun zamandan sonra ilk kez gülüyordu. Bir şey söyleme gereksinimi hissetti. "Özür dilerim hepinizden."

Rose dışında herkes Taehyung'un özrünü kabul etti. "Bir özür de Jisoo'ya borçlusun." dedi Rose.

Taehyung bir an için buraya gelmekteki amacını unuttuğunu fark etti ve lafa girdi. "Benim evimin bulunduğu alan sahipliymiş. Sahibi de Jisoo'nun babasıymış. Jisoo da beni evimden attıracak."

Herkesin ağzı açık kalmıştı. Jin konuştu. "Şimdi mi aklına gelmiş seni evinden artırmak."

Taehyung kafa salladı. "Ben de amacını anlamadım tam olarak."

Namjoon şaşkın bir şekilde konuştu. "Hiç de öyle bir kıza benzemiyordu oysa. Ne hale getirdin sen kızı öyle." dedi yarı şakayla karışık.

"Beni evimden atmak uğruna da olsa yanıma geldiği için mutluyum. Yıllardır onu bulmakla uğraşıyordum, pes etmek üzereydim. Ama bir yandan da geleceğini biliyordum. Ya tekrar benim olmak için ya da beni perişan etmek için..." dedi Taehyung.

Arkadaşları Taehyung'a nasıl yardım edebileceğini düşünüyordu. Taehyung açıklama getirdi. "Ev umrumda bile değil, Jisoo'nun bana eskisi gibi bakmasına yardım edin sadece." dedi ümitsizce. Jisoo'nun kendinden emin ve öfkeli hali gözünün önünden gitmiyordu.

Jin orada olaydan kopmuş gibi görünse de sosyal medyadan Jisoo'ya ulaşmaya çalışıyordu. "Boşuna uğraşma ben çok aradım." dedi Taehyung. Jin kendinden emin bir şekilde karşılık verdi. "Asla bir Jin gibi stalk'layamazsın."

Jin birkaç dakikalık uğraşından sonra bir şeyler buldu. "Evet dediğin gibi Jisoo'nun sosyal medya hesabı yok. Ama Jimin'in var. Jimin'in gönderilerine bakıyorum şuanda. Neredeyse hepsinde Jisoo'yla. Ben Jimin'in takipçilerinden birilerine ulaşıp birkaç şey öğrenmeye çalışayım. Özellikle de kızlara sorayım. Biliyorsun ki hiçbir kız benimle mesajlaşmayı reddedecek kadar aptal değildir." Namjoon gözlerini devirdi.

Jin hem uğraşırken bir yandan da konuşuyordu. "Evet güzel kızlar ilk alternatifim olmalı... Evet bu sarışın kız çok güzel umarım kabul eder... Buna da istek yolladık mı tamamdır. Evet beyler birkaç saate bu hatunlardan dönüş alırım."

Rose araya girdi. "Sana da karı olsun kız olsun zaten. Her yerde bitiyorsun hemen! Terbiyesiz seni."

Jin yüzünü buruşturup Rose'a döndü. "Kusura bakma Rose. Seni kardeşim olarak görüyorum sana yan gözle bakamam. Lütfen kıskanma."

Rose dehşete uğramış bir şekilde etrafındakilere baktı. "Ha?! Gerizekalıya bak sen! Aslan burcu musun nesin?"

Jin hemen atladı ve konuşmaya başladı."Aha! Sarışın cevap verdi! Yaşasın!"

Hemen mesaj attı.

selam.

Birkaç saniye içinde kızdan gelen mesaj yüzünden yüzü düştü.

ne var be salak!

Ay tamam bir şey demedim görüşürüz.

"Yanlış görmüşüm ya neyse ben halledeceğim ama merak etme kardeşim." deyip Taehyung'un yanına geçti.

O sırada telefonuna mesaj gelince Taehyung okumasın diye yanından uzaklaştı. Mesaj aynı kızdan gelmişti.

Ya çok asabi davrandım kusura bakma. Bu fotoğraflar senin mi? ;)

~•~•~•~•~•~•~

Arkadaşlar yeni bölümün kısa süre içinde gelmesini istiyorsanız lütfen birilerini etiketler misiniz?

sazlık «vsoo» ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin