4. BÖLÜM

630 43 21
                                    

MULTİMEDYA / MELEK-CANAN

* * *

--- MELEK ---

* * *

Eskimeyen dostluklar, beraberce paylaşılan anıları tek tek yeniden hatırlamak ve birlikte gülüp bir an olsun, dertlerinden uzaklaşabilmek, omzundaki yükleri bir süreliğine de olsa hafifletmeye yetiyordu.

Hakan'ın dostluğu, samimi tavrı, art niyetsiz konuşması ve en önemli olanı ise düzgün bir adam olması beni rahatlatıyordu.

Aramızdaki ilişki, arkadaşlığın da ötesinde kardeşlikle eş değer bir bağla sabitlenmişti.

Yeri geldiğinde bana bir abi, yeri geldiğinde bir kardeş ve çoğu zaman da dertlerimi kolayca çözebileceğine inandığım, çözemese bile sadece dinleyerek de içimi rahatlatmaya yeten bir arkadaş.

Uzunca süren sohbetin ve üzerine 3 fincan kahvenin ardından, Yasemin’in aramasıyla, vedalaşıp Yasemin'le buluştum!

***

Arabasını, oldukça büyük ve bir o kadar da lüks bir mobilya mağazasının önüne park edince, gözlerimi istemsizce devirmiştim. Bu bende alışkanlık olmuştu bir bakıma.

Yasemin'in marka takıntısı benim artık bağışıklık kazandığım bir özelliğiydi. Kendine uygulamasını geçtim benim üzerimde de bu özelliğini kullanmaya başlaması sıkıcı bir hal alıyordu artık.

Hiç bir zaman marka takıntım olmamıştı. Bu günümüzün, gençler arasında bir hastalığı da olsa benim yakınımdan geçmezdi. Kendime yakıştırdığım şey, pazar malı da olsa, Türkiye'nin en lüks mağazasında satılıyor da olsa kesinlikle benim için değerleri aynıydı.

Marka takıntısı bir bakıma boşa harcanan para anlamına da geliyordu benim için. Bu düşüncelerimi bir süreliğine kenara atıp, Yasemin’e döndüm.

"Senin şu marka takıntını benim üzerimde denemeye kalkmanı anlayamıyorum. Ne gerek vardı bu kadar lüks bir yere gelmemize? "

" Ayy Melek! Kalite önemlidir benim için! Bir şeye de itiraz etme de; in hadi arabadan. "

" Biz ona kazıklanmak diyelim. Kalite sözü onun karşılığı değil. "

Bu sözlerime sinir olsa da attığım kahkahaya dayanamayıp benimle beraber gülmeye başladı. Kazıklanmak hoşumuza gidiyordu sanırım. Gülümseyerek indiğimiz arabadan beraberce mağazaya girdik.

Mağazanın içine kendimi bıraksam kesinlikle kaybolabilirdim. O derece büyüklükteydi.

Bir çok çeşit oturma grupları, son moda yataklar ve tamamlayıcısı olan mobilyaları... Şık ve bir o kadar konforlu görüntüleri beni etkilemişti doğrusu...

Yanımıza gelen mağaza sorumlusunun, Yasemin ve benim üzerimde gezdirdiği ve benim her zaman tiksindiğim flört bakışları rahatsız ediciydi.

Bütün kontrolü Yasemin'e bırakmıştım. Çünkü bu adamı bir saniye dahi çekmek istemiyordum. Sadece bunu değil bunun gibi olan tüm erkekleri...

Benim bu feminist hareketlerimi fark eden Yasemin, sazı eline alıp ne aradığımızı söylemiş ve bizi yönlendiren adamın peşine takılmaya başlamıştık.

Bir çok modelin arasında gayet rahat olduğunu tahmin ettiğim, ve üzerine kendimi bıraktığım yatak; çift kişilik, açık kahve rengindeki ahşap, üzerindeki dairelerin oyma motiflerle zengin bir hava katmış olduğu bir yatak başlığı ile uyumlu bir görüntüsü vardı.

SENİN İÇİN (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin