İhanetten Geri Kalan.
7 bölüm.
Duydum ki el koynundan da çok çabuk sıkılmışsın
Dönmek için bin çare, bin yol arıyormuşsun..."Bir kadın intihar etmiş"
"5 haftalık hamileymiş"
Devamlı Tolganın beyninde yankılanıyordu bu cümleler. Ola bilir miydi? Sevdiği kadını bulmadan, son kez olsun bile ona sarılmadan, burnunu o ipek gibi saçlarında gezdiremeden ve en önemlisi bebeğini hissetmeden onları kaybetti mi? Olamaz... Bu acıyla yaşıyamazdı!
Evden nasıl çıkıp kendini Hasan beyin yanına atı bilmiyordu... Arabayı o kadar hızlı kullanmıştı ki kaza yapmaması mucizeydi... Hastaneye varınca Hasan beyi fark etti. Bir sağa bir sola dönüp duruyordu. O'da korkuyordu yalan değil. Tolgayı iyi tanırdı hata babasını bile ama ilk kez onu böyle görüyordu...
Tolga onu fark eder etmez yanına koştu.
"Hasan bey, nerde?"
Hasan bey bir şey söylemedi, daha doğrusu söyliyemedi. Eliyle morg yazan odayı gösterdi. Şimdi sevdiği kadın orda mıydı? Buna inanmak istemiyordu. Ne derdi Hande 'umut var, umut hep var'... Yine bir umut doğsa sevdiği kadın orda olmasa... Nerde olursa olsun bir tek o soğuk duvarlar arasında olmasın... Hayat bir kez olsun yine üzüne gülsün...
Yavaş adımlarla içeri girdi. Masa gibi bir şeyin üzerinde bir beden yatıyordu... Yüzünü göremiyordu, çünki örtüyle örtülmüştü. Morg bekçisi onu fark edince örtüyü çekmek için izin aldı. Tolga yalnızca kafasını saladı. Korkuyordu, ilk kez hayatında bu kadar korkuyordu. Korkuyu derinlerde kadar hissediyordu, ilk kez... Bu korku tüm bedenini ele geçirmişti. Morg bekçisi yavaşça örtüyü kaldırdı. Gördüğü kişiyle sinirleri bozuldu. Yaşlar birer birer gözlerinden akmaya başladı. Bu kadın Hande değildi!
Derin bir ohhh çekti. Daha herşey bitmemişti. Hande haklıydı umut vardı...
---
Kaç saatir bu hastane köşelerindeydi bilmiyordu. Eve gitmek içinden gelmiyordu. Hastanede ki kafeterya ya inmiş oturuyordu. Birden yanında ki sandalye çekilde. Hasan beydi bu."Özür dilerim Tolga. Seni telaşlandırmak istememiştim."
"Sorun değil Hasan bey. Peki kadının yakınları onlar bulunmuş mu?"
Kafasını saladı Hasan bey.
"Evet, kadının annesi geldi. Kadının kocası şehit olmuş. Bebekte olunca çareyi intiharda bulmuş."
"Üzüldüm..."
"Hande kim Tolga? Neden arıyorsun o kadını?"
Tolga yutkundu. Bu soruyu ona daha önce soran olmamıştı.
"Belki sonra Hasan amca."
Tam ayağa kalkıyordu Hasan bey durdurdu onu.
"Unutma evlat ne zaman anlatmak istesen dinlerim. Ha birde seviyorsan kimseyi dinleme. İster tüm dünya istemesin, engeller aşamayacak kadar büyük olsun sen durma sevdiğinin peşinden git. Sakın kimseyi dinleme, ondan başka!"
Son cümleyi söylerken bir elini Tolganın kalbine götürdü.
---
3 hafta sonra.Günler hızla akıp gidiyordu. Tolga hala sevdiği kadının peşindeydi. Günden güne sanki umudunu kaybediyordu. En önemlisi başına bir şey mi geldi diye merak ediyordu? Nereye gitmiş ola bilir ki? Hasan beyde bir şey bulamıyordu. Belki evinde bir şeyler bula bilme umuduyla Tolga yola koyuldu. Sahi evinde bir şey bula bilir miydi?