İhanetten Geri Kalan.
8 bölüm
Götür beni yalnıza bırak
Bırak gitsin gizli yarim
Bu dünya aşktan anlamıyor...Birini kaybedince mi kiymetini anlarız? Yanımızda olunca, bir nefes mesafesinde olduğunda neden kiymetini anlamayız? Böyle işte insanoğlu, hiç bir zaman kıymet anlamaz. Hep can yakar. Sanki can yakmasa kendi canı yanacak... Dünya böyle bir yer. Ne demiş Necip Fazıl?
Dünya güzel olsaydı doğunca ağlamazdık;
Yaşarken temiz kalsaydık ölürken yıkanmazdık.
Çok doğru söylemiş. Keşke geriye döne bilsek. Geriye küçüklüğümize dönmeği çok isterdik. Herşeyden habersiz, tek derdimizin dondurma olan zamanlara. Ne kadar masumduk di mi? Ama dönmek imkansız bir şeydi.Hiç bir zaman benim kıymetimi anlamadı. Yanı başında dururken, her gece yollarını beklerken bir kez anlamadı. Ama başımı götürüp gidince, kendime yeni bir hayat kurunca hatasını anladı. Aff diledi... Kapımdan bir santim bile olsun ayrılmadı.
Karısına ne yalanlar söyledi buraya geldi bilmiyordum. Açıkcası bilmek istemiyordum. Bir kez olsun beni bırakmasın istiyordum. Bir kez düşünsün... Sadece beni. Aklında bir ben olayım. 'Biz' diye bir şey yoktu bu belliydi ama bir kez olsun onun ağzından gerçek sevgi dolu kelimeler duymak istiyordum. Yalan olmadan, kalpden gelen kelimeler. Dünya yıkılmazdı di mi? Bir kez duysam, bebeğim bir kez olsun babasını hissetse. Onun varlığnı, kokusunu, sesini bilse. En büyük hayalimdi belki de bu. Gerçekleşmeyecek olan büyük hayal.
Tüm gece uyumamış pencerede onu izlemiştik. Ona ne kadar git desemde gitmesini istemiyordum. Hep yanımda kalsın... Bir nefes mesafensinde. Gitmemişti ilk defa Tolga sözünü tutmuştu. Belki anlamıştır hatasını? Olamaz mı?
Güneş ilk ışıklarıyla evi doldururken yine koştum pencereye. Gitmemişti... Saat 12ye gelince doktor kontrolü geldi aklıma. Hemen çantamı alıp çıkıyordum evden. Son kez çıkarken ayna da kendime baktım. Biraz kilo almıştım, yanaklarım tombulaşmıştı. Hamilelik yakışıyordu bana yalan değildi ama yine de eskisi gibi kendime önem vermiyordum. Yani Tolga'dan sonra... İlk defa böyle aynanın önünde kendimi inceliyordum. İçten içte kendime kızsamda yine de onun karşısında güzel gözükmek istiyordum. Seviyordum işte...
Çantamı omzuma atıp çıktım bu kez evden. Tolga beni fark edince arabasının içinden çıkıp yanıma geldi.
"Hande nereye?"
Derin bir nefes alıp yüzümü ona çevirdim.
"Sana ne?"
Ne kadar onu sevsemde her şeyi tek kalemde silemezdim. Daha karısından bile ayrıldığını bilmiyordum.
Yanından geçiyordum Tolga engelledi.
"Hande konuşmamız gerek!"
Kolumu ondan kurtarıp maviliklerine baktım.
"Hayır konuşacak bir şeymiz yok!"
Bu sefer bir taksiye atlayıp hastaneye gittim. Arabayla peşimden geliyordu.
Hastanenin önünde inince o da arabasından indi.
"Hande bekle!"
"Ne var Tolga?! Ne istiyorsun?!"
Dudak ucları kıvrıldı.
"Seni."
Gözlerim kocaman açıldı.
"Çok beklersin!"
Önüme dönüp yürümeye başladım. Tolga arkamdan geliyordu.
"Benden hamile olduğunu unutuyorsun galiba, sevgilim"