İhanetten Geri Kalan
14 bölüm (Final)
Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun
Beraber olamayız benim gibi biliyorsun
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun4 ay sonra.
Bazen hayata yeniden başlamamız gereke bilir. Yaralansak, düşsek bile yeniden ayağa kalkmayı denemeliyiz. Eğer buna gerçekten inanırsak biz başarırız. İnsanoğlunun bu hayata başaramayacağı bir şey yok.Çoğu zaman yaralanırız, hayal kırıklığına uğrarız ve hata ihanete bile uğrarız ama hiç bir zaman geri çekilemeyiz. Geri çekilirsek hayat daha da üstümüze gelir. Bazen insanlar hata yapa biliyormuş. İstemedikleri şeyler, hiç hayal etmedikleri sorunlarla karşılaşa biliyorlar. Hata bazen kalp kıra biliyorlar. Her şeyi bir tarafa koyup bazen affetmek gerek. Yeniden güvenmek, inanmak.... İnanmadan, güvenmeden yaşıyamaz insan.
Ben yeniden inanmayı, güvenmeyi seçtim. Tolga, çok kırdı beni, hırpaladı, yaraladı ama ben onu hiç sevmekten vazgeçmedim. Daha doğrusu geçemedim, kalbim bırakamadı onu. Yeniden sardı yaralarımı, kanatığı yerleri bir bir onardı. Daha güçlü onardı hem de... Bu 4 ay boyunca bir defa da olsun yalnız bırakmadı beni. İki eli kanda olsa bile yetişti. Hep peşimden koştu, bana yeniden güvenmeyi, inanmayı öğreti. Yeniden sevmeyi, daha çok sevdim onu.
4 ay boyunca yalnızca bizim ilişkimiz ilerlemedi, hem de Derinin hastalığı biraz daha büyüdü. Geçen ay mesela saçları döküldü, baş dönmeleri, halsizlikler daha da çoğaldı. Saçları döküldüğü zaman, Tolga onunla birlikte ağlamıştı ama sonra yeniden onu saçlarının çıkacağına inandırdı. O an onları izlerken bebeğim adına bir kez daha sevindim. Tolga herkese kötü ola bilir ama söz konusu çocukları olunca onun o kalbi hemen yumuşuyor. O çok güzel bir baba olucak...
Özge, Tolga'ya boşanma davası açtı bile. Hiç mahkemeye gitmeden ikisi arasında halletmek istiyordu meseleni. Sessiz... Derinin etkilenmesini hiç birimiz istemiyorduk.
Benim bebeğim ise büyümüştü. Karnım artık büyüktü, hamile olduğum fazlasıyla belli oluyordu. Berile, Mahir gördükleri her kıyafeti alıyordular. Ama isim düşünmemiştik hala... İsim konusunu ne ben açıyordum, ne Tolga. Bir tek aramızda bunu konuşan Mahir oluyordu. O'da tuturmuştu bebeğin ismi Mahir olucak diye.
Bebek için kontrollerim biraz azalmıştı. Artık bebeğimin durumu öncelere göre daha iyiydi. Tolga, bize çok iyi bakıyordu. Artık kontrollerim haftada bir kereydi. Tabi bazen hastahane de olunca, Ayça hanım her ihtimal yine kontrol ediyordu. Artık doğuma sayılı günler kalmıştı diye bilirim. Sadece 1 ay, belki 1 aydan birazcık fazla...
Haftalık olan kontrollerim için yine evden çıkıp hastahaneye gidiyorum. Artık yürümek bile zor geliyor bazen. İyi ki hastahane eve yakın. Hastahaneye gelir gelmez, Tolga'yı buluyorum. Beni görünce yüzüne gülümseme yayılıyor.
"Güzelim, hoş geldin."
Yanağıma öpücük konduruyor.
"Kontrol için geldim, Mavi. Bu arada Derin nasıl?"
Derinin ismi geçince yüzü asılıyor. Kızının durumu onu çok üzüyor.
"Aynı..."
"İyi olucak. Geliyor musun kontrole?"
"Tabi, kızım. Oğlumu görücem!"
Birlikte, Ayça hanımın odasına ilerliyoruz. Tolga, kapıya vurup içeri giriyor. Bende peşinden.
"Hoşgeldiniz. Hande nasılsın canım?"
"İyiyim Ayça hanım. Siz?"
"Bende iyiyim canım. Bakalım bebeğimiz nasıl? Uzan bakalım!"