9

468 25 1
                                    

Yağmur ormanları ile kaplı bu arenada görünürde işimiz pek zor gözükmüyordu. Ama Chris'in kan gölü hâline gelen yerden aldığı çantadan işe yaramadık şeyler çıkınca gerçekten hayal kırıklığına uğramıştık.

Bir adet içi tamtakır matara,5 metre uzunluğunda bakır bir tel, odun parçası, yemişler ve bir kitap.

Bir kitap mı? Bizi lanet olası bir cehenneme kapatmışsınız ve bizi kültürlü öldürmek istiyorsunuz herhalde?

Ormanın derinlerine doğru ilerlemeye devam ederken çok acıktık ve susadık.Hemen yenebilecek bir canlı–haraçlar hariç–  ve bir su kaynağı bulmamız gerekiyordu. Enerjimiz tükenmişti.

Chris, yüzündeki terleri kıyafetine silmeye çalışırken;

"Daha ne kadar dayanabiliriz ki? Çok sıcak, sanki cehenneme gelmiş gibiyiz." dedi.

"Evet, cehennemin ta kendisi! " diye bağırdım.Sesimi herkese duyurmak istiyordum.Bize yaptıkları bu zalimce şeyin farkına varmalarını istiyordum.

Chris, şaşkınca bana bir süreliğine bakakaldı.Sonra ise bir ağaç gölgesinin altına kıvrılıp dinlenmeye çekildi.

Jared ise avlanmaya gideceğini söyleyerek mızrağını bana bırakıp Chris'in bıçaklarından sadece 2 tane alıp gitti.

Ben ise düşüncelerimle yalnız kaldım. Ne yapacaktım? Biri kendi kanımdan kendi canımdan öz kardeşimdi, diğeri ise sevdiğim adam. Hangisini feda edebilirim ki? İkisi de beni ben yapan insanlar.Ne yapacağım ben? Ya son üçe kalırsak? Kimi yanımda ölüme getireceğim?

Hava iyice soğumaya başladı, bir ateş yaktım ve

"Merhaba, 12.mıntıka!" diye tısladı 2.mıntıkanın iri,erkek haracı. "Bizimkileri hakladığınızı duyduk?"

Ne yapacağım? 2.mıntıkanın erkek haracı beni öldürmeye,müttefiklerinin intikamını almaya gelmişti. Ve bakıyorum ki, hiç de yalnız gelmemişti.Ağaçların arasından 2.mıntıkanın kız haracı ve 3.mıntıkanın erkek haracı fırladı. Hangi mıntıkadan olduklarını kıyafetlerindeki sayılardan anlıyordum.

Bana gittikçe yaklaşmaya başladılar. Benim elimde sadece mızrak vardı. Chris ise gölgenin altında uyuyordu ve savunmasızdı!

Arenada bir top sesi yankılandı.Jared ya da Chris tehlike altında.

"Kaçın," diye bir çığlık attım.

Çığlığımdan 2.mıntıkanın kız haracı epey ürkmüş görünüyordu.Erkek haraçlar aksine gülüyorlardı.

4.mıntıkanın kız haracı Beth, Chris'i boğazına bıçak dayanmış şekilde getiriyordu. Chris,direniyordu ve ağlayacak gibi duruyordu.

Beth, Jared'in bizle tanıştırdığı tatlı kızdı.Nasıl bize ihanet ederdi? Nasıl bu kadar vicdansız olabilirdi! Karşımda pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.

"Naber tatlım, kardeşini boğazını kaşırken gördüm, ben de yardım edeyim dedim." dedi ve bıçağı Chris'e daha fazla yaklaştırdı.

"Hayıııııır." diye bağırdım."Yapma, lütfen."

"Ne yani, onu öldürmeyeyim de kendimi riske atayım. Buradan bir kazanan çıkacak! O da ben olacağım. " dedi Beth ve Chris'e bıçağı sapladı.

Chris sadece "Abla, üzülme." diyebildi.

Beth, Chris'i yaktığım ateşe itikledi. Chris, ateşin içine düştü. Küle dönerken onu kurtarmaya çalışıyordum, onu kendime çekmeye ve yaşamasını sağlamaya.Ellerini yakaladım,sımsıkı tuttum. Yanıyor, yanıyoruz."Ab....llll....aa yap...... mmaaaa, öl... " dedi gözlerimin içine bakarak ve kül oldu.

Bütün vücudum yanıyordu,ben de ölüyorum, kardeşimi yeniden göreceğim. Onun yanına gidiyorum. Jared, özür dilerim bunun böyle olacağını bilmeliydin.

Gözlerim kapanmadan önce ölmeyi ummuştum. Ama her zamanki gibi yanılmıştım.

Açlık Oyunları-Değişik Senaryolar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin