Hazırlık ekibinin dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım.Çok sersemlerdi.Odaya aniden biri girdi.Kızıl saçlı, yeşil gözlü bir kadındı.Başındaki kocaman süslü şapka dışında pek Capitol kadınlarına benzemiyordu.
"Merhaba,ben Maria. Seni baştan yaratmak ve Capitol'e sunmak ile görevliyim.Senin adın ne ,haraç? " dedi ciddice.
"Bana öyle hitap etme, sevmiyorum. Ben de James.Tanıştığıma memnun oldum. " dedim ve el sıkıştık.
Açılış Töreni için nasıl bir kostüm giymem gerektiğini anlattı. Ağaç olacaktım,dallarımdan yapraklar dökülecekti.Biraz saçma bir şeydi ama kabul etmek zorunda kaldım.
"Şimdi beni kostümün için çalışmam için rahat bırak, haraç! " dedi.
"Adım J–A–M–E–S. Bana haraç deme!" dedim.
"Herneyse, yarın Açılış Töreninde boy göstereceksin git dinlen biraz. " dedi.
Sinirli sinirli oradan uzaklaştım.O rüküş kadınların söyledikleri doğruymuş demek.
Kompartımanıma geri dönüyorum ve yatağıma geri yatıyorum.
Uykum var ama uyuyamıyorum.1 hafta içinde oyunlara gideceğim ve muhtemelen öleceğim.
Hayatım karmakarışık,duygularım karmakarışık.Emma'yı korumalıyım, o çok iyi bir insan. Biliyorum diğer haraçlar da iyi olabilir ama ben Emma yı tanıyorum.O benim en iyi arkadaşım.Oyunlarda benden önce ölürse ne yapacağımı bilmiyorum.Herhalde sümüklü bir çocuk gibi ağlarım.Onu korumalıyım ama o da beni korumaya çalışacak.Benim yüzümden ölebilir.Buna da dayanamam.Off Tanrım ne yapacağımı bilmiyorum, bana bir yol göster.
Ya, geride kalan annem o bensiz ne yapacak?Bir tek dayanağı ben kalmışken o da kayıp gitti elinden.Neden o, neden biz? Sürekli kötü şeyler niye bizi buluyor.Anneme yardım et,Tanrım.Lütfen...
Başımın okşandığını farketmem ile yerimden sıçramam bir oldu.Ne zaman uyuyakaldım ben ya.
Yerimde doğruldum,karşımda Emma vardı.
"Uykunda "Anne, anne" diye sayıklıyordun.Birinin şefkatine ihtiyacın var,Jam" dedi buruk bir şekilde Emma.
"Emma..."
"Şiştt,sen uyu.Ben hiç ses çıkarmam." dedi Emma ve yanıma gelip kıvrıldı.
Uyumak şimdi daha kolay geldi ve gözlerimi yumdum.
Sabah olduğunda kapı çalındı.Yerimden fırladım.Emma da yanımda uyuyordu.Neyseki uyanmamıştı.Gidip kapıyı açtım.
Jane, meraklı bir şekilde kapı aralığından baktı.
"Aaa Emma niye burada uyuyor?"
diye sordu hemen.
"Eee,şey...Benimle..." diye cevap vermeye çalışıyorum ama Jane lafımı kesip:
"Yoksa siz...?" diye bir şeyler ima etmeye çalışıyor.
"Ne??? Benimle konuşmaya gelmişti,uyuyakalmışız.Ayrıca S–A–N–A–N–E ! " diye bağırıyorum ve Emma resmen yerinden sıçrayıp uyanıyor.
"Hass.. Emma yat uyu. Bir şey yok. " diyorum. Janenin de kapıyı yüzüne kapatıyorum.
Emma saatine bakıp:
"Yok geç olmuş bugün Açılış Töreni var, hazırlanmaya gitmem lazım.Jane'de sana bunu haber vermek için gelmiştir." dedi.
Jane de kapının arkasından;
"Evet, bunun için geldim!" diye bağırıyor.
"Kapı dinlemek çok kötü bir şeydir,bilmiyor musun?" diyorum Jane'e ve Emma'ya:
"Sonra görüşürüz, Rezil! " diyorum ve onu uğurluyorum.
O da arkamdan "Gıcık,işte gıcık!" diye mırıldanıyor.
Üzerimi değiştirip Maria'nın yanına gidiyorum. Maria elinde ayakkabı boyasıyla bana yaklaşıyor.
"Bu kostümünün bir parçası,şimdi sakin dur" diyor ve ayakkabı boyasını yüzüme ve kollarıma sürmeye başlıyor.
"Napıyorsun?" diyorum ama yanıt vermiyor.İşi bitince elinde bir odun ile yanıma geliyor.
"İşte kostümün bu! " diyor.
"Şaka yapıyorsun herhalde, kamera nerede, nereye gülümseyeceğim? " diye gülüyorum.
"Şaka yapmıyorum, gerçek bu." diyor ve odunu fermuar gibi olan yerinden ortadan ikiye ayırıyor.Beni içerisine sokuyor ve fermuarı çekiyor.Bir de odundaki garip küçük düğmenin ne işe yaradığını anlatıyor.Ben basmaya yeltenince bunu meydanda yapmam gerektiğini söylüyor.
Kendimi incelemem için beni yalnız bırakıyor.Aynada kendimi göremiyorum.Bana ait bir yüz var,o da boyalı.Çok kötü görünüyorum,Tanrım ben bunu yaşayacak kadar ne yaptım ki? Off...
Bu sırada içeri Emma giriyor.O da benden farksız değil.Gülmeye başlıyorum.Ne yapayım, kendimi tutamıyorum.
"Rezil lakabı şu anda gerçek anlamıyla üzerime oturdu." diyor Emma.
Yanıma geliyor ve aynada kendimize bakıyoruz.
"Gerçekten çok komiğiz.Sponsorlar ihtiyaçlarımızı karşılamak yerine bize sadece gülecek." diyorum.
"Hakkaten ya." diyor.
Maria ve Emma'nın stilisti gelip bizi meydana sırayla gireceğimiz yere götürüyor ve atın çektiği yere çıkartıyorlar.Onlara hâla başka bir şey giyip giyemeyeceğimizi soruyoruz.Ama cevap hep aynı "Olmaz."
Arka fonda müzik ile sırayla meydana giriyoruz.1. ve 2. mıntıka gene bütün sponsorların dikkatini çekiyor. Bize kimse pek dikkat etmiyor.Böyle olacağı belliydi.Gülmemeleri büyük şans.
Başkan Snow konuşmasını yapıyor ve biz diğer haraçlarla atlarla meydanda turlayarak finali yapıyoruz.
İlk girişteki yere dönünce stilistlerimiz ile Johanna bizi bekliyor. Johanna aşırı kızgın gözüküyor. Belli ki biriyle tartışmış.
Johanna:
"Siz bu salak kostümleri niye giydiniz?" diyor.
"Stilistler zorladı." diyoruz Emma ile.
Johanna bizi oradan uzaklaştırırken "Aptallar" diye mırıldanıyor. Bize kompartımanlarımıza eşlik ediyor ve bize:
"Onları takmayın, onlara karşı çıkabilirsiniz.Bakın sizi ne hâle soktular!" diyor uzaklaşırken.
Emma ile ayrılıp kompartımanıma girdim.Odunu üzerimden çıkarttım ve yüzümü, kollarımı yıkadım.Sonra yatağıma geri döndüm.
Acaba bizi oduna benzeten stilistler oyunların öncesinde çıkacağımız Flickerman'ın show'una bizi nasıl hazırlayacaklar? Tanrım,tahmin edemiyorum,etmek de istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açlık Oyunları-Değişik Senaryolar
Fanfiction"Sinirden kendimi parçalayasım vardı. Alice'i ölüme terketmemi istiyordu. İlk ve son aşkım olacak kızı. Ölmemesi için kendimi parçaladığım, her ağladığında dayanamadığım, saçının teline zarar gelse aklımı kaybedeceğim kızı." - Jared