Ses boğuk bir çığlık attı.
"Ablaaaaaaaaa.. Yardım... ettt."
Aman Tanrım, bu Chris.
Aklımı kaçırmış olmalıyım, o gözlerimin önünde yandı.
Belki de yanmamıştır, Capitol her türlü şeyi teknolojileri ile başarabilirdi. Belki ateş Chris'i yakmamıştır, o da saklanıp bir şekilde hayatta kalmıştır. Nolur böyle olmuş olsun.
Aman Tanrım, kafayı yiyeceğim.
Sesler çoğalınca ben de yanıt verme hissi uyandı.
"Chriiiiis, Chriiiiiis... Geliyorum küçük böceğim, geliyoruuuuum.Dayaaaan." diyerek hızlı adımlarla sesin geldiği yöne yöneldim.
Jared'den uzaklaşıp ormanın iyice derinliklerine gelmiştim.Kardeşim, kardeşim neredeydi?
Çığlıklar çok daha fazla arttı. Başım çınlamaya başladı.Chriiiiis?
Etrafımı kuşlar sardı. Onlardan başka bir şey göremez oldum. Peki ya Chris neredeydi?
Seslere daha fazla dayanamayarak kulaklarımı elimle kapattım.Bu sesler bana acı ve baş ağrısı vermekten başka bir şey yapmıyorlardı.
Etrafımdaki kuşların sayısı arttı. Ben ise onları tekmeleyerek kovalamaya çalıştım ama daha fazla üzerime geliyorlardı. Geldiğim yönden geri dönerek Jared'e ulaşmayı denedim.
Oraya ulaştığımda Jared, şaşkın ve korku dolu gözlerle bana bakıyordu.Kuşlardan kurtulmak için ona ihtiyacım vardı. Ona her şeyde ihtiyacım vardı. O bu dünyadaki tek dayanağım.
Hızla ona doğru koşmaya başladım. O da bana kavuşabilmek,beni o lanet kuşlardan kurtarmak için üzerime koşuyordu. Ama birbirimize çok yaklaşmışken,birbirimize dokunamadan hızla farklı yönlere doğru düştük.
Bilincim gidip gelmeye başladı. Yüzümde bir sıcaklık hissetmeye başladım. Elimi yüzüme koyduğumda ve elimi geri çektiğimde müthiş bir acı duydum. Ayrıca elime bir şey bulaşmıştı. Kandı, benim kanım.
Kendimi toparlamaya çalışarak Jared'e baktım, o da aynı durumdaydı.Ama o buna aldırış etmeden hızla yerden kalktı ve bana doğru koşmaya başladı.
"Hayıııııır,yapma. Bu başının yarılmasından başka bir şeye yaramaz." diye bağırdım.
Ama o bunu duymamıştı. Duymasını da beklemiyordum. Başımı iki yana salladım.
Yavaşladı ve ikimizin arasındaki engele yumruk attı.Ben de ona uzanıp sakinleştirmek istedim ama seslerden dolayı başım çok ağrıyordu. Onun yerine kulaklarımı ellerimle kapatıp gürültünün bitmesini dileyerek bekledim. Bu bana asırlar kadar uzun bir süre gibi geldi.
Yeniden gözlerimi dünyaya açtığımda Jared'in kucağındaydım.
"Sakin ol, sakin ol. Geçti, geçti. Yanındayım."
Ben ise uzandım ve ona sıkı sıkı sarıldım. O sırada bir top sesi duyuldu. Titredim.
"Ölmene asla izin vermeyeceğim. Yaşayacaksın.Benim için, Chris için yaşamalısın. Seni asla unutmayacağız, aşkım. Tam burandayız." diyerek kalbimin üstüne kocaman elini koydu.
Kalbimin atışları hızlandı ve yüzüm kızardı.Jared ise buna güldü.
"Benim için kalbinin böyle pır pır etmesine seviniyorum. Çünkü ben de böyleyim. Seni gördüğüm ilk andan beri çok seviyorum.Sonsuza dek de seveceğim." dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açlık Oyunları-Değişik Senaryolar
Fanfiction"Sinirden kendimi parçalayasım vardı. Alice'i ölüme terketmemi istiyordu. İlk ve son aşkım olacak kızı. Ölmemesi için kendimi parçaladığım, her ağladığında dayanamadığım, saçının teline zarar gelse aklımı kaybedeceğim kızı." - Jared