Huzurlu yılların ardından yaşanan bir isyan ile karanlık bir gölge gibi üzerimize çökmüştü Snow. Bir daha isyan çıkarmamamız için bizi en acı şekilde cezalandırıyordu. Gelecek nesli kurutuyordu. Çocukları ailelerinden ayırıyor, ölüme yolluyordu. 24 kişi arasından tek çocuk sağ kurtulup bir gelecek kurabiliyordu. O gelecekte genellikle kabuslar ve acılarla dolu bir gelecekti. Genelde çocuk yapmaya çekinilirdi çünkü çocuklarının da kaderinin muhtemelen ölüm olacağını biliyorlardı. Bu acımasız ölüm oyununun adı Açlık Oyunlarıydı.Toplam 12 mıntıka vardı-aslında 13'tü ama 13.mıntıkadan geriye hiçbir şey kalmamıştı- ve her mıntıkanın başkent olan Capitol’e hizmet edecek uğraşıları vardı. Yaşadığım yer olan 4.mıntıka,denize kıyısı olan bir yerdi ve denizcilik ile ilgili her konuda bilgimiz vardı. Babam doğal olarak kaptan ve annem ise ev hanımı. Ben ise kariyer haracı olarak büyütülmeye zorlanan ama buna daha fazla dayanamayıp bırakan 18 yaşında bir adamım. Adım Jared. Açlık Oyunları beni 6 yıl teğet geçti ve bu sene kuradaki son senem. Bir dahaki yıl adım şu ölüm oyununda olmayacak. Ama hemen rahatlamamalıyım, ismimin çıkmamasının garantisi yok.
Kendim için endişelenebileceğim son Toplanma Günü gelip çattığında her seneki gibi salaş giyip kuyruğa girdim. Kanım alınıp belli prosedürler uygulandığında törenin başlamasını beklemek üzere erkeklerin yanına gittim. Bizim mıntıkanın erkekleri ve kızları, 1. ve 2. Mıntıka kadar kendini oyunlara adamamıştı. Çocukların yarısı kendinden emin diğerleri ise normal bir şekilde etrafı inceliyordu.
Tören her zamanki monotonluğunda devam ediyordu. Kız haraç açıklandı. Benim alt sınıftaki kızdı. Adı Beth’di, sevecen bir kıza benziyordu birkaç kez sohbet etmişliğimiz vardı. Ayrıca kariyer haracı olmak için epey çabalamıştı ama onda yeterli beceri yoktu.
Kızlar tarafında çoğu kişi rahatlamış gibiydi. Sonuçta bu sene ölüm oyunu onlara denk gelmeden geçip gitmişti.Erkek haracın belirleneceği zaman şu geçmiş 6 sene yaptığım gibi gene kendimi her sonuca hazırladım.
Adım okunduğunda hiçbir tepki vermedim. Demek ki benim şansım buraya kadarmış artık şansı kendim yaratmalıyım. Yaşamak için, ileride çocuksuz da olsa bir hayata sahip olmak için..
Sahneye çıktım ve törenin tamamlamasını sakince bekledim. Tören bitince barış muhafızları Beth ile birlikte beni sahneden indirip lüks döşenmiş odalara koydular. Burada aile ya da arkadaşlarla vedalaşılıyor herhalde. Birkaç dakika yalnız kendimi dinledim. Sonra kapı çalındı ve ailem içeri girdi. Annem direkt üzerime atladı ve beni öpmeye başladı. Doğal olarak ağlıyordu. Oğlu ölüme gidiyordu.
“Jared, bebeğim seni çok seviyoruz, sen her zaman bize hep mutluluk verdin sen bizim biricik oğlumuzsun. Kazansan da kaybetsen de bu değişmeyecek, bunu aklında çıkarma canım,” dedi annem. Ben de ona sıkıca sarıldım.
Babam üzüntüden kuracak cümle bulamamıştı. Sadece “Evlat seni unutmayacağız,” diyebildi ve ona da sarıldım.
Son kez yüzlerine baktım, onlara ne kadar da çok benziyordum. Annemin doğuştan sapsarı olan saçları, babamın masmavi gözleri ve burnu tıpatıp bana geçmişti. İleride birbirlerine bakıp bakıp ağlamalarından korkuyordum. Sonuçta onların tek oğluydum ve benimle uğraşmaktan başka bir çocuk bile düşünmemişlerdi. Ben öldüğümde boşluğa düşeceklerdi.
Trene binmek için binadan Beth ile birlikte çıkarıldık. Beth’in tepkileri şu durumdaki bir kıza göre son derece sakindi. Bir şeylerden şüphelenmeye başlamıştım.
Trene bindiğimizde bir süre sessizce oturduk Beth ile. Sonra eskilerden sohbet etmeye başladık, ben ona kardeşini sordum. En son gördüğümde kardeşi 1 yaşındaydı. Şuan 5 yaşında olmalıydı. Beth’in dediğine göre çok yaramazmış. Beth ile ortak arkadaşımız vardı. Damien. O da ona veda etmek için gelmiş aynı zamanda bana da selamlarını iletmiş. Damien, yakın arkadaşlarımdan biriydi eskiden babamdan habersiz gemiyi kaçırdığımız zamanlar bile olmuştu. Sonra babam bunu duyunca görüşmemizi bir süre yasaklamıştı. Görüşemeyince aramıza soğukluk girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açlık Oyunları-Değişik Senaryolar
Fanfiction"Sinirden kendimi parçalayasım vardı. Alice'i ölüme terketmemi istiyordu. İlk ve son aşkım olacak kızı. Ölmemesi için kendimi parçaladığım, her ağladığında dayanamadığım, saçının teline zarar gelse aklımı kaybedeceğim kızı." - Jared