Haymitch yalpalaya yalpalaya kompartımanına ulaşmaya çalışıyordu. Kolundan tuttum ve işini kolaylaştırdım.
İçeri girdiğimde boş içki şişelerine rastladım. İçtin, kaldırsaydın bari..
Haymitch, kendini yatağa attı. Ve konuşmaya başladı:
"Ne için geldiğini biliyorum ama az önce söylediğim hâla geçerli. Sen çok zayıfsın onu kurtaramazsın tek başına. Hiç yeteneğin var mı ki? "
"Bıçak veya balta kullanabilir misin? "
Başımı iki yana doğru salladım.
"Ok ya da mızrak atabilir misin?"
Gene olumsuz sonuç.
"Sen ne işe yararsın acaba! " dedi Haymitch.
"Sadece ateş yakabilirim. Ama bu dediklerini öğrenmeye çalışırım. Chris, bıçak kullanabiliyor," dedim.
"İyi ama dediğim gibi müttefik edinmeniz lazım. En az 2 tane," dedi ve cevabımı duyamadan sızdı.
Sessizce odasından çıktım ve yemek odasına geri döndüm. İçeride kimse kalmamıştı. Demek ki uyumaya gitmişler.
Ben de kompartımanıma çekiliyorum. Yatağa uzanıyorum ve yarını düşünüyorum. Yarın Açılış Töreni var. Bütün haraçları orada göreceğim. Kura günlerini izleyemedim, çünkü o sırada Haymitch ile meşguldüm.
***
Uyandığımda her taraf karanlıktı. Saat daha 05:00 ve annem sandığım Ellie resmen kapımı kırdı.
"Stilistin ve hazırlık ekibinle çok işiniz var bugün. Seni baştan yaratacaklar.Çabuk ol, hadi kalkkk!" diye bağırdı.
"5 dakika daha, anne!" diye bağırdım. Hemen sonra ise onun annem değil, Ellie olduğunu anımsadım.
Annemi çok özledim,hep o bizi uyandırırdı,ağzım alışmış bu cümleye.
"Tamam, 5 dakikaya geliyorum," dedim. Aslında onu kapımdan kovmak istedim.
Üzerimde hâla kura gününde giydiğim kıyafet var. O kıyafetler, benim 12.mıntıkada yaşadığımın, Capitollü olmadığımın kanıtı.
Saçlarımı tarayıp yeniden at kuyruğu yaptım. Ve işte hazırdım. Kompartımanımdan çıktım ve Chris'e uğramaya karar verdim. Kapısını çaldığımda cevap gelmedi. Hemen içeri daldım, ama içeride kimsecikler yoktu. Onu da hazırlanmaya almışlardır diye düşünerek hazırlık ekibimle tanışmak için hazırlanma bölümüne ilerledim. Onlar tanışmak yerine beni incelemeye başladılar.
"Ay, çok fena. " , "İşimiz uzun." gibi yorumlar geldi.
"Yeter artık!!! Haydi tanışalım. Ben Alice ve siz de ... " dedim.
"Biz sohbet için değil, seni güzelleştirmek için buradayız." diyerek beni bir sedyeye yatırdılar.
Ben direnince kollarımı ve bacaklarımı tuttular. Bir süre sonra direnmekten vazgeçmek zorunda kaldım.
Bütün işlerini halledip bütün vücudumu yağladılar ve odadan çıktılar.
"Nereye? " diye bağırdım arkalarından.
"Seninle işimiz bitti. Stilistini bekle! " dedi içlerinden biri ve beni yalnız bıraktılar.
Bir süre sonra içeri kızıl saçlı, mavi gözlü, gösterişli bir kadın girdi ve "Ben Bonnie, stilistinim," dedi.
"Ben de Alice. Tanıştığıma memnun oldum," dedim ve bir anlığına da olsa onun yüzünde sımsıcak bir gülümseme belirdi.
Sonra ise konuşmasına devam etti."Kardeşinle birlikte seçilmene üzüldüm. Çok büyük talihsizlik. "
"Evet,evet," diye geçiştirdim. Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordum.
"Eeee öyleyse bugün ki Açılış Töreni için seni hazırlamaya başlayalım," dedi, siyah pudra ve sprey bulmaya gitti.
Onu beklerken diğer odadan gelen Chris'in sesini duydum. "Yapma, lütfen..."
Hemen odaya daldım. Odaya girdiğimde ne göreyim! Kumral Chris'imi sarışın yapmışlardı. Saçlarını sarıya boyamışlardı, bu yaşta.
Chris, neredeyse ağlayacak durumdaydı.
"Ne yapıyorsunuz ya?O daha çocuk! Rahat bırakın onu, hemen! " diye bağırdım.
Hazırlık ekibi neredeyse kaçarak odadan çıktı.
Chris:
"Abla,bak ne yaptılar bana ya. Kız mıyım ben ya. Off. Berbat görünüyorum."
Ben ise onu sakinleştirmeye çalıştım. Birkaç dakika sonra odaya Bonnie ve tanımadığım bir adam girdi. Ellerinde siyah pudra ve spreyler vardı. Bizi ayrı odalara aldılar yeniden.
Bonnie, soyunmamı söylediğinde çok şaşırdım. Chris de buna şaşırmış olacak ki yan odadan "Yok artık," dediğini duydum.
"Vücudunu siyahla kaplayacağım, biliyorsun ki her mıntıka temsil ettiği şeyle Açılış Törenine katılacak. Sizinki de maden. Yani kömür!" dedi Bonnie.
"Sanki çıplak katılabilir mişim gibi," diyerek bir kahkaha koyuverdim.
"Zaten öyle katılacaksın, " dediğinde kıpkırmızı oldum ve odadan kaçıp kendi kompartımanıma gittim. İçeri girdiğimde sinirden her yeri aşağıya döktüm. Dolaptaki lüks kıyafetleri yırttım, her yere saçtım. Ne demek herkesin karşısına çıplak çıkacağız? Bu tam bir rezillik.
O anda aklıma Chris geldi, o adam da Chris'i buna zorluyor olabilirdi. Of, tam bir rezalet bu.
Birden kapım çaldı, içeri Chris girdi. Elinde siyah bir tişört ve iki tane şort vardı.
"Abla sayende stilistler karar değiştirdi. İlk her yerimizi siyaha boyayacaklar, sonra ise bunları giyeceğiz," dedi.
Kıyafetleri inceledim ve sonra Bonnie'nin yanına döndüm.
"Bu yaptığın çocukçaydı," dedi.
"Sizinki de sapıklık," dedim.
Sustu, kaldı. Oh olsun. Bir an sadece yüzüme baktı, sonra ise vücudumu siyaha boyadı ve üzerime tişörtü ve şortu geçirdim. Saçımı topuz yaptırdı. Topuz, örgülerden oluşuyordu. İşte keyfim yerine gelmişti.
Chris de stilistiyle birlikte yanıma geldi. İyi görünüyordu.
"Abla, teşekkür ederim senin sayende kurtulduk. Yoksa halimizi düşünemiyorum, " diye güldü.
Diğer haraçların bulunduğu yere doğru ilerledik ve at arabalarına bindik. Sırayla çıkıyorduk meydana. On iki mıntıka, on iki araba, tam yirmi dört kişi.
1,2 ve 3. Mıntıka iri yarı erkeklerin bulunduğu mıntıkaydı, kasları ve baklavaları vardı. Chris onları kıskanmışcasına inceliyordu. Kıkırdadım.
4.mıntıkanın erkeği tam taştı. Mavi gözler, sarı saçlar ve o mükemmel gülümseme. Ah o gamzeleri...
Müttefik olacağımız birinci kişiyi bulmuştum. Jared.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açlık Oyunları-Değişik Senaryolar
Fanfic"Sinirden kendimi parçalayasım vardı. Alice'i ölüme terketmemi istiyordu. İlk ve son aşkım olacak kızı. Ölmemesi için kendimi parçaladığım, her ağladığında dayanamadığım, saçının teline zarar gelse aklımı kaybedeceğim kızı." - Jared