bölüm 8

12K 311 34
                                    

Uzaklardan telaşlı adımların ezdiği çalıların sesi geliyordu. Ama şimdilik benden kilometrelerce uzaktalarmış gibi hayal etmek istiyordum. Ağaçların arasından gökyüzünün sonsuz maviliğine bakıp özgürlüğün, tehlikeden uzakta olmanın, güneşin ısısını bedenimde hissetmenin, ellerimi toprağa sürmenin ve bunları bir daha asla yaşayamayacak olmanın o garip acısını yüreğime ağır ağır sığdırmayı. Sesler biraz daha yaklaşmıştı. Evimi düşündüm. Bu saatlerde ben okulda olmalıydım. Belki de annem akşama sevdiğim bir yemeği hazırlıyor olurdu. Akşam babam gelir, orta halli, kendine yeten,  iniş çıkışları anlamsız olan, birinin mutsuzluğunun hemen fark edildiği o üç kişilik küçük bir aile olurduk. Belki de babam, her yedi günün beş akşamında olduğu gibi hızlı ve düzensiz sanayileşmenin nasıl canını sıktığından bahseder bu konu hakkında ona katılmamızı beklerdi. Annem elinde ne varsa babamın ağzına tıkar dünyayı onun kurtaramayacağını belki bir elma diliminin tadıyla anlatmaya çalışırdı.
Adımların sahibi benim kayarak indiğim tepenin oraya geldiğinde," Burada. Orospuyu buldum!" diye bağırdı.
Üşüdüm. Gözlerimi sıkıca yumup annemin odama girip üstümü kontrol ettiği bir anı hayal ettim. Sonrada bunu düşündüğüm için pişman olup üzüldüm. Çünkü bunca zaman boşuna sıcak tutmuş annem beni. Fırtınanın evimizden değil de bedenimin üstünden geçeceği aklına hiç gelmemiş demek ki.
"Bittin kızım sen!"
Taha'yı düşündüm. Onu hep gülümserken hatırlıyorum. Bazen kendim olmaktan çok güldüğü şey olmak istiyordum. Deliceydi biliyorum. Zaten delirmekte sevmek gibi içsel bir mesele değil miydi?
Nefes nefese kalmış adımlar yanıma gelince durdu. O ilk günü düşündüm. Ne kadarda mutluydum oysa. O gün bunu bilmiyordum ama bu benim son mutlu anımmış. Sonrasında olanları düşündüğümde gözümün önünde her şey bulanık bir resim gibi beliriyor. İnsan başını suya soktuğunda nasıl hissediyorsa benim içinde öyle oluyor. Ne gülümseyen suratlarımız nede o an hissettiğim şeyler. Bunların yerine zihnimin içini tiz, tek düze bir gürültü kapılıyor.
"Kalk!".
Son kez, dünyam tekrar dönmeden önce o gün yüzümde taşıdığım o güneşe hangi bulutun gölge bıraktığını düşündüm.

Cansız bir nesne gibi evin kapısından içeri atıldım. Ayağa kalmak yere düşmem kadar kolay olmadığı için doğrulmadan ve başımı kaldırmadan önce dua ettim. Ama olacakların, zaman aşımına uğrasa da kaçamayacağım tek şey olduğunu çok iyi biliyordum.

"Ne o beklediğin gibi gitmedi herhalde?"

Başımı kaldırıp onunla göz göze geldim. Merdivende oturmuş elindeki silahı açtığı bacaklarının arasında sallıyor ve sadece oraya bakıyordu. Birde yine kazandığını belli eden tanıdık melodiyi üfürüyordu dudaklarından. Bütün kaslarım gerildi. Açık olan kapıdan sızan gün ışığı oturduğu basamağı aydınlatıyordu ve ışığın altında güçlü bir lider, ne istediğini bilen biri gibi oturuyordu. Bir ara tekrar kaçmayı düşündüm ama tam o sırada büyük bir gürültüyle kapanan dış kapı evin bütün rengini birden bire soldurdu. Basamakta ki aydınlık kaybolurken nefesimi tutup tekrar ona baktım. Şimdi nefti bir karanlığın içinden fırlayacak bir panter gibi duruyordu.
"Boşuna yoruldun değil mi?" Sesindeki hava hususi soğutulmuş gibiydi.
"Şimdi geri geldiğin gibi yukarı çıkmanı isteyeceğim senden, bunu benim için yapar mısın?"
Hareket edemedim. Gözlerine bakıp, içimden benden daha alacağın ne kaldı der gibi baktım.
"Hadi!"
Korkuyla sıçrayıp titrek bir nefes aldım. Vücudum zangır zangır titriyordu ama buna rağmen adım atamaya zorladım bacaklarımı.
"Güzel devam et."
İçimden yürümek zorunda olduğumu, bundan başka bir seçeneğimin olmadığını kendime hatırlattım. Ortamdaki gerilimi tenimin karıncalanmasına yetecek kadar hissedebiliyordum. Merdivene az kaldı. Yanından geçerken bir hamle beklemiş olsam da hareketsiz beni izliyor olmasından faydalanarak merdivenleri hızla çıkıp sağdaki hücreme hızla girdim.
Kapıyı arkamdan sessizce kapatıp içinde çürümüş ceset varmış gibi kokan odaya göz attım. Burada tutsak ediliyor, burada işleniyordu hayatım ve ben kaçıp kurtulmak yerine başladığım yere geri dönmüştüm; bittiğim yere.

FİLİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin