218 15 1
                                    

2. Bölüm

"Anne ben çok sıkıldım." derken bir yandan da paçalarından çekiştiriyordum. Eğilerek beni kucağına aldı.

"Parka gitmek ister misin Taehyungie?" Kafamı olur anlamında hızlıca aşağı yukarı salladım. Bu halime gülerek beni yere indirdi. Popoma yavaşça vurarak yukarı çıkıp üstümü değiştirmemi söyledi.

Koşturarak merdivenlere ilerledim. Parka gideceğim için heyecanlanmıştım. Odamın kapısını ittirerek dolaba ilerledim. Artık nasıl bir hızla ittirdiysem kapı duvara çarpıp yüksek bir ses çıkarmıştı. Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden dolabı karıştırdım. Hava sıcaktı. Bu yüzden annemin ilk rafa koyduğu –boyumun yetişmesi için- kıyafetlerimin arasından mavi şortum ve beyaz tişörtümü çıkarıp üzerime geçirdim. Aşağı koşar adımlarla indiğimde annem dikkatli olmam gerektiğiyle ilgili bir şeyler söylüyordu. O etrafa son bir kez göz atarken ben yerimde zıplayıp duruyordum. Parka gitmek demek yeni arkadaşlar demekti!

Annem elimden tuttuğunda dışarı çıkmıştık. Sonunda gidiyorduk! Yan komşumuz olan yaşlı Bayan Park dışarıdaydı. Ona selam verip yolumuza devam ettik. Zaten park çok da uzak sayılmazdı. Annem sadece yalnız gitmemi istemiyordu. Yollar tehlikeli olabilirdi. Parka yaklaştığımızda annemin tuttuğum elini çekiştirmeye başlamıştım bile. Gülerek hızlı adımlarla peşimden geliyordu. Benim koşma çabam ona pek de etki etmişe benzemiyordu.

Sonunda parka geldiğimizde diğer zamanlardan daha kalabalık olduğunu fark ettim. Annem elimi bıraktı ve ben direkt kaydırağa koştum. Üstü kapalı olan kaydıraktan kaymayı çok seviyordum. Basamakları çıktım ve sıraya girdim. Daha önce görmediğim birçok çocuk vardı. Sıra bana geldiğinde bağırarak kaydım. Kafamı kaldırdığımda karşıdaki bankta tek başına oturan bir çocuk gördüm. Kafasını eğmiş sallanan ayaklarını izliyordu. Hafif tombul yanakları ısırılası duruyordu. Yukarıdan kayan birinin sesi geldiğinde oturduğum kaydırağın ucundan hemen kalktım. Farkında olmadan o çocuğa doru yürümeye başlamıştım bile. Yanına oturmama rağmen beni fark etmemişti.

"Merhaba." Sesimi duyunca irkilerek bana baktı. Gözleri büyümüştü. Yanaklarının yakından daha ısırılası olduğunu düşünmeye başlamıştım.

"M-Merhaba." dedi kekeleyerek.

"Neden tek başınasın?"

"B-Ben..." Bir süre bekledi. Kafasını tekrar yere eğdi ve derin bir nefes alıp devam etti. "Arkadaşım yok." Nedendir bilinmez, parkta dikkatimi çeken tek kişiydi. Yeni arkadaş olarak kabul etmek istediğim tek o vardı.

"Benimle arkadaş olmak ister misin?" Aşağıya eğdiği kafasını tekrar kaldırdı. Yine iri gözleriyle bana bakmaya başlamıştı.

"Benimle arkadaş mı olmak istiyorsun?"

"Neden istemeyeyim?"

"Kimse benimle arkadaş olmak istemiyor çünkü." Sesindeki hüzün içimde bir şeylerin burkulmasına neden oldu.

"Adın ne?"

"Jungkook."

"Memnun oldum." dedim sırıtarak. "Ben de Taehyung."

Birden elinden tutarak onu çekiştirmeye başladım. Karşı bankta oturup bizi izleyen anneme doğru adımladım. Bir şey dememiş şaşkınca birleştirdiğim ellerimize bakıyordu. Ona dönerek gülümsedim. Sonunda onun da yüzünde bir tebessüm oluşmasını sağlayabilmiştim.

"Anne bak bu Jungkook." diyerek yeni arkadaşımı tanıtmıştım. Annem yavaşça elini Jungkook'un saçlarına daldırarak karıştırdı.

"Memnun oldum Jungkook. Ben de Min Hye."

Annem tam devam etmek için ağzını açmıştı ki parkın bir diğer ucundan yankılanan ses buna engel oldu.

"Çocuklar! Toplanın, hadi gidiyoruz."

Jungkook bu sesi duyar duymaz duruşunu dikleştirdi. Kafasını o yöne çevirdi.

"Benim gitmem gerekiyor." dedi kısık sesle ama buna rağmen onu duymuştum. Elimi bırakmadan önce tutuşumu sıkılaştırdım. Bana meraklı gözlerle bakıyordu.

"Bir daha ne zaman buraya geleceksin?" Boşta kalan elini yanağına koyarak düşünmeye başladı.

"Her hafta bugün buraya geliyoruz. Saat... 4 gibi." dedi dişlerini göstererek. Onun bir tavşana benzediğini düşünmeye başlıyordum.

"Her hafta burada görüşelim Jungkook, olur mu?"

Kafasını sallayarak onay verdi. Yavaşça ellerimizi ayırdı ve onlara seslenen kadına doğru gitti. Parktan çıkmadan önce arkasına baktı ve onu izleyen beni görerek gülümsedi. El sallayarak gözden kayboldu ve ben o gözden kaybolana kadar arkasından bakmaya devam ettim.

Taekook sevin. ♥

 ♥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Miss You/TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin