"Bu gerçekten çok eğlenceli..."Çığlıklar...
Mert yerinden şaşkınca kalkıp, Eymen'in yanına gitti. Eymen, yere oturmuş gözleri sımsıkı kapatmıştı. Başını iki elinin arasına almış kendi kendine küçük harflerle konuşuyordu. "Kimsin? Kimsin?" Mert karşısına, dizlerinin üzerine çöküp Eymen'in kollarını tutup onunla konuşmaya çalıştı.
"Kendine gel! Ne oluyor sana?" Mert daha fazla endişelenmeye başladı.
Sunum odasında fısıltılar gitgide daha da yoğunlaşmaya başladı. Yaren, topuklu ayakkabısıyla yere sertçe vurarak sandalyeden kalkıp konuşmaya başladı.
"Ben sözümü tuttum. Sadece o, yanlış sayılarla iddia oynamaya kalkıştı ve kaybetti." Mert'in veya her hangi birinin konuşma fırsatı tanımadan odadan çıktı.
"HEY! KENDİNE GEL ARTIK..." Mert artık korku ve endişesini kontrol edemiyordu. Serhan'a dönüp konuşmaya devam etti. "NE DURUYORSUN ORADA MAL GİBİ. GİT SU FALAN GETİR.."
"T-tamam." Serhan kekeleyerek konuştu.
"Bekle... Hemen arabayı çalıştır hastaneye götürelim." Mert, ceketinin cebinde ki anahtarı çıkartıp, Serhan'a attı.
Serhan, yerde ayaklarının dibinde duran anahtarı alır almaz koşarak ofisten çıktı. Mert, uzun adamı sırtına alıp koşar adımlarla Serhan'ın peşinden gitmeye başladı.
"Benden izinsiz nereye gitt--"Mert, sırtında Eymen'le birlikte Yaren'i umursamadan ofisten ayrıldı. "Aman tanrım! Kime söylüyorsam."
...
-2009 Mayıs-
-İtalya-"Ben geldim. Hâla uyuyor musun?.." önce elindeki poşetleri mutfağa yerleştirip, daha sonra geri dönüp vestiyerin üzerine bıraktığı büyük, beyaz ve tüylü oyuncağı kucağına alıp yatak odasına doğru ilerledi. Oyuncağı yere bırakıp odanın kapısını açtı. Oyuncağı tekrar kucağına alıp odaya girdi ve konuşmaya devam etti.
"Hey, uyanacak mısın artık?.. Bak sana kocaman bir süprizim var."
Uzun ve yakışıklı adam zor da olsa uykusundan kalkıp gözlerini ovuşturdu.
"Ah~ günaydın.. Ne zaman geldin hayatım?" tebessüm ederek konuştu.
Kız, elinde ki oyuncağı yatağın ayak kısmına doğru bırakıp gülümseyerek adamın yanına oturdu.
"Sonunda uyanabildiniz beyefendi." diyerek gülümseyip adamın yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Adam sevgilisini kolunun altına alıp sıkıca sarıldı. Kız, halinden mutluyken tekrar küçük horultular duymaya başladı.
"Tekrar uyumuyorsun değilmi?" kaşlarını çatarak konuştu kız. Hafifçe dirseğiyle adamın karnına vurdu. "Ah-" yalancı bir acıyla gözlerini açıp tekrar gülümsedi adam. "Hayır uyumuyorum."
Kız, sevgilisinin kollarından ayrılıp ayağa kalktı. Yatakta ki oyuncağı tekrardan eline alıp konuştu. "Bak bu senin için." diyerek oyuncağı uzattı. "Ayıcık?" , "Evet, ayıcık. Her gün senin olmayan bir ayıcıkla konuşmandan sıkıldım Eymen." gülümseyerek konuştu.
Eymen, masanın üzerinde ki camsız gözlüğünü takıp oyuncak ayıcığa bakıp, gülmeye başladı.
"En iyisi ben artık gideyim.. Sizi başbaşa bırakayım." kapıya doğru giderek söyledi kız. "Emma, nereye gidiyorsun?" , "Mutfağa gidiyorum sadece hayatım, karnımızı doyurmamız gerekiyor." deyip eliyle öpücük yollayıp odadan çıktı.
...
Kahvaltıdan sonra bulaşıkları Eymen yıkayıp kaldırdı. Ellerini mutfak havlusuyla kurulayıp salona geçti. Küçük mırıltılar eşliğinde gitar sesi dolduruyordu salonu.
Eymen, gülümseyerek sevgilisinin yanına gidip oturdu. Ona kocaman, sımsıkı sarılıp konuştu. "Bugün dışarıya çıkacağımızı zannediyordum." Emma, elinde ki gitarı bırakıp sevgilisine dönüp, dudağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Bu neydi şimdi?" Eymen, bir kaşını çatıp gülümseyerek sordu.
"Bilmem, içimden geldi bir an." diyerek başını Eymen'in göğsüne yasladı.
"Bu sene bitecek değil mi?" , "Imm.. Son! Artık gerçek iş sahibi bir yetişkin olacağım." Eymen dudaklarını büzüp sevgilisinden ayrıldı. "Ne yani ben artık fakülteye tek başıma gideceğim?"
Emma, Eymen'in yüzünü ellerinin arasına alıp o da çocuklaşarak konuştu. "Ben her gün sevgilimin elinden tutup götürürüm onu fakülteye." Eymen, kızın ellerini itip, kaşlarını çatarak ayaklandı.
"Hey.. Ben senin sevgilinim çocuğun değil."
"Evet, evet benim yakışıklı sevgilimsin." gülerek söyledi Emma.
'Yakışıklı' kelimesi Eymen'in hoşuna gitmiş ve hemen yelkenleri suya indirmişti. Bu sevimli ortam telefon sesiyle bozuldu bir anda. Eymen, kısa süren telefon konuşması ardından Emma'nın yanına geri döndü.
"Arayan kimdi?" meraklı bir şekilde sordu Emma.
"Khun.."
"Khun mu? Ne işin var senin onunla?" bu defa endişeli bir şekilde sordu Emma.
Eymen, sevgilisinin omuzlarından tutup konuştu. "Biraz sabret.. Bunu sana daha sonra anlatacağım. Şimdi çıkmam gerekiyor." deyip sevgilisinin yanağını öpüp kapıya yöneldi.
"Bekle.. Zaten benimde eve gitmem gerekiyordu." dedi yüzü asık bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak Kahvem
RomanceBağımlılık yapan bir tutku. Dergi fotoğrafçılığın da çalışan genç bir adam ve esnaflığa atılan genç bir kız... Yazım: 2017