☕11.Bölüm|Sorry|☕

27 8 0
                                    

👆Şarkı; Juniel - Sorry

YYarış başlamadan Eymen, Emma'nın yanına gidip ciddi bir şekilde gözlerine bakarak konuştu. "Eğer yarışı kazanırsam bana tüm gerçeği anlatmanı istiyorum." Emma sesli bir şekilde yutkunup olumlu anlamda kafasını salladı. Eymen, sevgilisinin yanağına küçük bir öpücük bırakıp yerini aldı.

Khun'un yanında ki Yan An isimli adam yüksek sesle konuşmaya başladı. "Öykü yani Emma seninle evlenmek için ismini değiştirmişti değil mi?" Khun, Yan An’ın söylediklerine gülüp Eymen'e bakarak cevap verdi. "Evet, benim için ismini değiştirmişti."  , "Bu yüzden Türkiye'ye dönmek istememişti diye hatırlıyorum." Ortam baya gerginleşmeye başlamıştı ki zayıf kısa şort giyen kızlardan biri elinde bir bayrakla ortalarına geçip yarışı başlattı.

Eymen, tüm hırsını sinirini atmak için oldukça hızlı başlamıştı yarışa. Artık Emma'ya bir şey sormasına gerek yoktu tüm cevabı öğrendiğini düşünmüştü.

..

Düşünceler bir bir beynini kemirirken, hızını daha da artırıyordu Eymen.

Turların sonunda galip olarak bitirip, motorun üstünden inmeden bir süre durdu, durdu ve sonunda kaskını çıkartarak indi.

Kendisine gülümseyerek koşan sevgilisinin yanına gidip, dikildi. Boynuna sarılmaya çalışan küçük sevgilisine hiç bir tepki vermeden durdu.

"Biz gerçekten birbirimizi tanıyor muyuz?" diyerek sessizce fısıldadı. Sevgilisi şaşkınlıkla geri çekilip gözlerinin içine baktı.

"N-ne demek istiyo--" cümlesini bitirmesine izin vermeden hızlıca motora geri dönüp oradan ayrıldı.

....

Emma ah- pardon Öykü, taksiden söylenerek inip başını hafifçe kaldırdı. Sinirli bir şekilde apartman dairesine bakıp hızlıca içeriye doğru yürüdü.

Cebinde ki anahtarı çıkarıp, söylenerek eve girdi. "Çoktan hava karardı ve beni hiç merak etmedin mi? Ayrıca ışıkları neden hâlâ açmadın?" Işıkları Öykü açtı ama evden hiç kimse yoktu.

İki göz olan oda da dolanıp durdu.

...

"Üç ay oldu hâlâ uyanmaması normal mi?" Mert camın arkasında bir şeyler anlatan Öykü'ye ve tepkisizçe uyuyan Eymen'e bakarak sordu doktora.

"Büyük travmalar da olabilecek şeyler endişelenmeyiniz.. Ritimlerde bir değişim olmadığı sürece bir sıkıntı yok." deyip, hafif bir tebessümle Mert'in yanından ayrıldı.

....

Alıcı: Ayıcığım🐨

'İki hafta oldu hâlâ dargın mısın bana? En azından telefonunu açmalısın..'

'Bugün beni görmeye gelir misin? Türkiye'ye döneceğim.'

'Birazdan uçağım kalkacak gelmeyecek misin?'

Öykü, havaalanında etrafına bakınıp durdu. Duyduğu anonsla telefonunu sıkı sıkıya tutup kontrolden geçti.

Alıcı; Ayıcığım🐨

'

Bir şeyler yazmak istiyordu ama sadece silip beklemek oluyordu düşünceleri.

"Affedersiniz telefonunuzu kapatabilir misiniz!" diyerek yapmacık bir gülüşle uyardı hostes hanım.

...

Öykü'nün yanından ayrıldıktan sonra apartman dairesinin önüne geldi. Kapıyı açmadan bir iki dakika öylece durdu. Merdivenlerden koşar adımlarla yukarıya çıkıp küçük fotoğraf odasına girdi. Odanın içinde küçük bir tur atıp fotoğraflara dikkatlice baktı. Masanın kenarında duran fotoğraf makinasını eline alıp son zamanlarda çektiği bir kaç fotoğrafı çıkardı kalın kağıdı suyun içine hafifce batırıp, çıkardı. Küçük mandalla ipteki yerine astı. Fotoğrafların kurumasını beklemeden odadan çıkıp kapıyı kilitledi.

Hızla merdivenlerden inip, motoruna bindi. Kafasını dağıtmak için Camogli* sahiline gitti. Yavaş yavaş batan gün ve sahilin sessizliğini akşam esintisiyle beraber deniz dalgaları bozuyordu. Buna rağmen harika bir huzuru vardı.

Eymen, uzun uzun gün batımını ve denizi izledikten sonra buradan ayrılma vakti geldiğini düşünerek geriye dönüp motoruna bindi. Öykü'yle sakince konuşmalıydı. Onu kıracak bir söz söylemek istemiyordu.

Akşam trafiği yoğun olmamasına rağmen üzerinde ki yorgunluk onu bir iki sefer tökezletti. Kıl payı duvara çarpmaktan kurtulsa da, ters yöne girdiğinden kazadan kaçınamadı. Kazayı yaptığı ticari taksi önce kazayı resimle birlikte haber verdikten sonra Eymen'i, motorun altında kalmış bacağını kurtararak hastaneye götürdü.

...

Yere sert düşüşünden dolayı başından ağır darbe almıştı. Beş saatten daha uzun iki süren ameliyat bittikten sonra onu iki gün yoğun bakımında beklettiler. Zor durumu atlattıktan sonra normal odaya aldılar. Kendini toparlayabilmesi için bir ay hastanede kalmasını uygun gören doktorlara ne kadar karşı çıksa da sözünü geçiremedi Eymen.

Her sabah ve her akşam mutlaka olayı duymuş olacağını düşünerek gözlerini ne kapıdan ne de camdan ayırmadı Eymen. Ama ne gelen ne de arayan olmadı..

...

-2015 Haziran-
-İzmir-

Eymen, yavaşça gözlerini açıp etrafına bakındı doğrulmak istediğinde üzerinde bir ağırlık hissetti. Şimdi her şeyi daha net hatırlıyordu bu Öykü'ydü. İstemsizce sağ elini Öykü'nün başına koyul yavaşça okşadı, yüzünde oluşan tebessüm onu çok özlediğini ele veriyordu.

Öykü uyanınca elini çekip, ciddiyete büründü boğazını temizleyerek. Öykü tebessümle doğrulup Eymen'in elini sıkıca tuttu. Ne kadar tebessüm etse de gözlerinde yaşlar birikmeye başladı.

"Üzgünüm... Bunu daha önce yapmalıydım."

"..."

"Öncesini telafi etmem için bana şans verecek misin?"

"Ben..."

"Üzgünüm, bunu istemeye hakkım yok! Özür dilerim.."

Eymen, ne olduğunu anlamadan Öykü çoktan gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Elini yavaşça Öykü'nün elleri arasına çekip gözyaşını sildi.

"Ah- affedersiniz.. Ben daha sonra gelirim." diyerek dudak altından gülümseyerek çıktı Mert.

Eymen ve Öykü birbirlerine bakıp Mert'in tuhaf hareketine güldüler.

"Şu kahveleri birazcık üfleyerek veremez misin bana?"

Öykü şaşkınca Eymen'e bakıp afalladı.

...

Camogli* ; Küçük İtalyan balıkçı kasabası.
👇


👇

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sıcak KahvemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin