(Ben dili ile yazılanlar Sehun'un anlatımı olacak. :D)
Araba her şeyin başladığı otelin yaklaşık 500 metre gerisindeki kavşakta durduğunda ruhsuz bir şekilde kalakaldım. "Benzin mi bitti?" diye sordum yanımdaki araba hırsızına. 1 saattir bir oraya bir buraya amaçsızca yol alıyorduk ve midemin bulantılarını da hesaba katarsak bu zamanki ömrümce yaptığım en kötü araba yolculuğunu yaşamıştım bunca saattir. Bu deli kadın arabayı 100 km'nin altına düşürmemiş, en az 5 tane hız cezası yemişti.
Emniyet kemerini çözerken "Hayır." diyerek yanıtladı sorumu. Bana gülüyordu ama kendisi de emniuet kemerini takmıştı. Bunu benimle dalga geçtiği zamanında ona söylemeliydim. Ah... benim gibi sivri dilli birisi bunu nasıl düşünememişti.
Çözdüğü emniyet kemerine bakmayı bırakıp bende onun gibi arabadan indim. Kontağı bana uzatmış gülümsüyordu. Bu noktada tabiri caizse dumura uğradığımı kabul etmem gerek. Bir saattir abidik gubidik kişileri arayıp terminatör edası ile talimat veren kadın gitmiş yerine sevimli mi sevimli bir üniversite öğrencisi gelmişti sanki. O an onun üzerinde kotu ve beyaz çizgili tişörtü ile kafede part time çalışan bir eleman olarak ne kadar güzel görüneceği canlandı aklımda.
Bu çok saçmaydı.
Uzattığı anahtarı aldığım sırada gülümsemesi daha da genişledi ve ben, korku filmi izlerken şok olmayan ben, anında bir adım geriye kaydım. Ondaki bu değişim başımı döndürüyordu. "Seni bunca zaman rehin tuttuğum için özür dilerim." dedi ve benim baş dönmem daha da arttı.
"Arabanı izinsiz aldığım için de." pekala... Artık birisi bana oturacak bir yer bulmalıydı.
"Önemli değil." diyerek yanıtladım isminin Mirei olduğunu öğrendiğim kadını ve anında kendime hayali bir tokat attım. Ne demek önemli değildi. Bir saattir mızmızlanan, huzsuzlanan, sinirden karnına aprılar giren kimdi önemli değilse?
"Yani önemli..."diyerek durumu kurtarmak için hamlede bulunmuştum ki cebinden bir kağıt parçası çıkarıp elime tutuşturdu.
10.000 dolarlık paraya tekabül eden kağıt parçasını.
Ben havada asılı kalan avucumun içindeki çek ile dikilirken meleksi gülümsemesi ile seke seke ilerledi ve ne zamandan beri orada olduğunu bilmediğim siyah bir arabaya binip gözden kayboldu.
Rezalet.
Bir de para almıştım ondan. 3 çocuğu ile ortada kalmış anne edası ile bir sağa bir sola döndüm. Sonra insanların beni tanımaya ramak kaldığını fark ettiğimden kuzu kuzu çeki cebime koyup ilerlemeye başladım. Erkeklik gururum can çekişiyordu şu an. İtibarımın gözü yaşlıydı.
Daha önce hiç böyle bir kadınla karşılaşmamıştım ve onun bir ruh hastası mı yoksa fazla özgüvenli mi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı.
Bu kadın çok tehlikeliydi. Her anlamda.
***
"Adam bu mu?"
Loş bardaki florasanın cızırtısı sorulan soruya eşlik ederken adamlardan biri ileri atıldı. "Evet efendim." diyerek başını eğdi ve büyük bir saygıyla onayladı liderini. "Matsuzaka'nın kızını kurtaran adam bu. Arabası ile aniden belirdi ve kızı elimizden kurtardı."
Serizawa resimdeki adamı incelemeye devam ediyordu. Huzursuzca ayağa kalktı. "Siz şimdi bana koskoca mafya liderinin kızını kurtaranın bu süs bebesi olduğunu mu söylüyorsunuz?!"
Adamlardan bir diğeri ileri atıldı. "Evet efendim." dedi bir öncekinin yaptığını yaparak. Elindeki Sehun ile Mirei'nin olduğu fotoğrafı 90 derece eğilerek Serizawa'ya uzattı ve "Sanırım sevgililer. El ele tutuşuyorlar." diyerek açıklama yaptı.
"Aptallar! Bu adam bir şarkıcı. Nasıl mafya liderinin kızı ile çıkabilir?! Çabuk bana bulun onu ve eğer hikayeniz yanlışsa kendinize katologdan ölüm şekli beğenin. Çabuk!"
***
Hikayede ilerledikçe bölümler derinleşecek. Yavaş yavaş olaylara giriş yapmaya başladık. Ne düşünüyorsunuz. :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance With Me *Sehun*
FanfictionBir insanın aşık olabileceği en tehlikeli kadın hangisiydi? Ölümüne güzel bir kadın mı yoksa ölüme kafa tutan bir kadın mı? Şüphesiz Oh Sehun ikinci seçeneği seçerdi. Tabi Mirei'yi tanımadan önce.