Kısa ve eğlenceli bir geçiş bölümü ile karşınızdayım. Yorum yapıp bana destek olursanız çok mutlu olurum. İyi okumalar. ❤️
***
"Bu kadar mı yani?" Hayal kırıklığı yüzünün her yerinde neon yazı ile yanıp sönen Mark'ı başımı sallayarak onayladım ve önümde duran kahveden bir yudum daha aldım. İki gün üst üste görüşmemize, dün gece Mirei'nin yarasını pansuman etmiş olmam vesilesi ile olmuştu.
Akıl hocam Mark'a Mirei'nin hareketlerini analiz etmesi ve teorisinin doğru olup olmadığına karar vermesi için mesaj attığımda yüz yüze konuşalım bu önemli konuyu demişti ama önemli konudan beklentisi böyle bir şey değildi galiba. İnanamayarak tekrar sordu:
"Yani şimdi sen bana kızın yarasını sardıktan sonra geçmiş olsun deyip ayağa kalktığını sonra da ilk yardım çantasını kaldırıp iyi geceler diyerek yatmaya gittiğini mi söylüyorsun?"
Yine başımı salladım.
Ağzı ve gözleri 'O' şeklini alan Mark ısrarla devam ediyordu sorgusuna: "Hiç bir temas, öpücük ne bilim bir aksiyon olmadan kapattın yani geceyi?"
Sonunda başımı sallamayı bıraktım ve "Evet! Kaç defa söyleteceksin?" Diye çıkıştım ben de.
Mark bunun üstüne gözlerini kıstı ve net bir tonda "Salaksın!" Diye patladı. "Kız gömleğinin kolunu kıvırmak yerine komple çıkarmış sen de gram mesaj almamışsın bundan."
Bunu niye hatırlatıyordu şimdi bu çocuk. Boğazıma kaçan kahve yüzünden öksürük krizine girmiştim yine. Boş olduğunu bildiğim kafeye nolur nolmaz diye şöyle bir baktım ve "Bu konuyu açma ortalık yerde. Ganlarım duyar." Diye kısık sesle carladım Mark'a.
Beni gram sallamamıştı. Umarsızca omuz silkti. "Saat sabahın 9'u ve hafta içi. Ortada fanı bırak insan yok. Ayrıca konuyu değiştirme. Kızcağız teşekkür etme bahanesi ile yanağından öpmüş seni. O mesajı da almamışsın. Hiç mi Kdrama izlemedin oğlum sen ya?"
Sorusuna soru ile karşılık verdim. "Ne alaka kdrama ile?"
Hayretler içinde kalan Mark bana ilkel kabileden gelen elçiymişim gibi bakıyordu. "Ne demek ne alaka? Dizide böyle bir ortam olduğunda başrol kadın ve başrol erkek birden bire birbirine tutkuyla bakmaya başlar. Sonra -genelde erkek başrol- usulca kadına yaklaşır. Derken mesefe iyice azalır vee..."
"Yeter!" Diyerek Mark'ın jest ve mimikleri ile desteklediği anlatımı yarıda kestim. Bıraksaydım muhtemel sahneyi bas baya candıracak gibiydi.
"En heyecanlı kısmına gelmiştim." Diye sitem etti. "Her neyse olayı anladın yani. O geceyi bir öpücük ile taçlandırabilirdin. Hem senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamanın garanti yolu bu olurdu. Kaçıyorsa hoşlanmıyor, kaçmıyorsa hoşlanıyor. Bu kadar basit."
Bu çocuk söylediklerinde kısmen haklıydı ama ben sırf merakım için bir kadını kullanacak adam değildim. Olaki hoşlanıyor olsa bile ben ondan hoşlanmadığım sürece nasıl öpebilirdim öyle pat diye.
İç sesimi duymuş gibi "Sen ondan hoşlanıyorsun." Deyiverdi Mark. Aniden aydınlanma gelmişti çocuğa. "Ondan bu kadar temkinlisin." Diye devam etti teorisine.
Yandan bir gülüş attım. "Saçmalama istersen."
Pis pis sırıtmaya başladı bu deli. "Yeminle hoşlanıyorsun abi. Usturayı falan bırak şimdi. Ben seni nasıl fark etmedim."
Bu nasıl bir üsluptu cidden. Kendimi Nasa tarafından keşfedilen yeni gezegen gibi hissediyordum şimdi de. "Hoşlanmadığım için fark etmemişsin." Dedim bezgince.
"O zaman sana Mirei-san'ın dillere destan olan eski aşkını anlatsam tepki vermezsin." Diye devam etti Mark. "Ünlü bir yakuzanın ultra yakışıklı oğlu ile olan...
"Susmaya niyetin yok mu senin?" diye yükselmiştim ki karşımdakinin sırıttığını fark ettim.
"Ağzın başka söylüyor ama ..." Ona attığım kötücül bakışların ciddiyetini nihayet fark eden Mark sözlerini yarıda bıraktı ve teslim oluyormuş gibi ellerini kaldırdı. Ben de sinirle çoktan soğumuş olan kahvemden bir yudum aldım.
İçimde kızgın kor gibi yanıp sönen bir şey vardı ve iki yudum soğuk kahvenin bu harareti alabileceğini sanmıyordum.
***
Nasıl buldunuz bölümü?😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance With Me *Sehun*
FanfictionBir insanın aşık olabileceği en tehlikeli kadın hangisiydi? Ölümüne güzel bir kadın mı yoksa ölüme kafa tutan bir kadın mı? Şüphesiz Oh Sehun ikinci seçeneği seçerdi. Tabi Mirei'yi tanımadan önce.