Burak - Ölüm Fermanı

1.3K 36 18
                                    

Sevgilim..

     Aslında mektuba sevdiğim diye başlasaydım daha doğru olacaktı ama sana sevgilim demekten kendimi alamadım. Eminim rahatsız olmuşsundur ama merak etme bir daha bu kelimeyi benim ağzımdan asla duymayacaksın.

     Bilirsin pek yazıyla aram yoktur. O yüzden daha fazla saçmalamamak için uzatmayacağım. Zaten hayatımda ilk defa mektup yazıyorum. Aynı zamanda da son mektubum. Ne kadar acı...

     Oysa bu hayatta son derece masum ve bir o kadar güzel hayallerim vardı. Özellikle hayallerim diyorum çünkü her ne kadar bu hayallerin başrolünde hep sen olsan da onlar sadece benim düşlediğim hayallerdi. Belki anlatsaydım benimle dalga geçerdin.

     Bu mektubumda kendi ölüm fermanımı yazıyorum. Çünkü ben sensiz yaşayamam dediğimde laf olsun diye konuşmuyordum. Bu söz sen de dahil olmak üzere pek çok kişiye basit bir romantik cümle gibi gelir fakat o romantik bir sözden öte bir anttır. Hemde sonunda ölüm olan bir ant. Kumarların en büyüğü. Üstelik tek taraflı bir kumar. Tam bir delilik abidesi.
     Şimdi bu satırları okurken, (ben çok uzak diyarlarda olacağım klişesini kullanmayacağım merak etme) içinden ne geçirdiğini çok iyi biliyorum. "Gene ne saçmalıyorsun" diyorsun. Zaten senden en çok duyduğum cümle bu olmuştur. Onun yerine "seni seviyorum" kelimesini bu kadar sık kullanman için neler vermezdim ki... Sık sık olmasa da olur, bir kez duymam bile kafi aslında. Senin ağzından, gözlerimin içine bakarak...
     O sözü senin ağzından ela gözlerin mavi gözlerimi delerken duymak için canımı hiç düşünmeden verirdim. Şimdi ise duyamadığım için veriyorum. Tuhaf değil mi? Olur da ölümümden kendini sorumlu tutacak olursan bunu asla yapma. Senin bir saniyeliğine üzülmene bile dayanamam ben. Zaten biraz önce de bahsettiğim gibi ben her halükarda ölmeye mecburdum. Hayat dramasında bana verilen rol buydu. Zavallı bir mecnun. Şimdi ise bu mecnunun sahneden ayrılma vakti geldi çattı. Hepsi bu. Fakat senin için perde henüz kapanmadı. Oyun bitene kadar kalıp sahnenin hakkını vermek zorundasın.
     Unutmadan şu konuda açıklık getirmem gerekiyor. Özellikle bu mektubu senin evinin önüne bıraktım. Annen, baban işte. Ağabeyin bu hafta 4-12 vardiyasında ve sen de en geç beş dakika içerisinde eve gelmiş ve bu mektubu eline almış olacaksın. Uzun lafın kısası bu mektubu sadece sen göreceksin ve kimseye bu mektupla ilgili bir şey söyleme. Çünkü internetten biraz araştırdım. Polis ifadesiyle falan uğraşacaksın ve muhtemelen kamu davası açılacak.  Bir şey çıkmaz lakin hem gereksiz yere uğraşmış olursun hem de ailenle problemler yaşarsın. O yüzden üçüncü şahısların bilmesine hiç lüzum yok. Şayet bu yazdığım ölüm fermanımın ikimize özel kalmasını tercih ederim açıkçası. Olur da yırtıp atmak istersen de, en azından bir anı olarak kalsın senin canlı benim cansız zihnimde.
     Mektubumu,  daha doğrusunu ölüm fermanımı burada bitiriken, seni ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha belirtmek istiyorum. SENİ ÇOK SEVİYORUM. Bu kısacık ömrümde bu kadar çok sevebildiysem, ebediyete yolculuk ettiğim vakit ne kadar seveceğimi sen düşün...
                                       Hoşçakal sevgilim

                                       Burak Topal

Ölüme Ramak KalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin