Sevgi - Mutluluk Sigarası

181 21 9
                                    

Tek kişilik yatağımda ikimiz, anadan doğmuşçasına en doğal halimizle, yek vücut olmuş vaziyetteydik. Saçlarım, biraz önce yaşadığım şehvetin şehavetiyle elektriklenmiş, tel tel olmuştu. Okan ise, saçlarının ve vücudunun sarışınlığıyla karşımdaydı. Bilgisayardaki müzik halen çalmaya devam ediyor, okşanmış ruhumu alabildiğince besliyordu. Okan ise, şehvetli dakikalar içinde ellerimle bozduğum saçları, bembeyaz teni, yeşil gözleri ve yüzündeki tebessümle beni izliyordu. Sanki bir şeyler anlatıyordu fakat dudakları kımıldamıyordu. Sadece gülümsemesi bile çok şey ifade ediyordu. Aman Allah'ım aşık mı oluyordum yoksa? "Yok be saçmalama" dedim kendi kendime. İçinde bulunduğum durumu biraz abartıyordum o kadar. Normalde iyi bir seksten sonra buna benzer duygular yaşıyordum zaten.

Gözlerimi duvarda asılı duran saate çevirdim. Zaman nasıl geçmiş anlamamışım. Annemlerin eli kulağındadır. Okan'a dönerek:

- Okan.

- Efendim canım.

- Toparlanmamız lazım.

- Niye ya? İyiydik böyle. (ukala bir sırıtmayla)

- Annemler gelmek üzeredir. Üstünü giyin.

Tüm çıplaklığımla üzerimi değiştirirken, Okan yerinden kıpırdamak bir yere dursun, durup beni izliyordu. Bir yandan giyinirken Okan'a dönerek:

- İzle bakalım birazdan bende izleyeceğim beyaz kıçını sen giyinirken.

- İzle ya senden değerli mi? (Sesli bir şekilde güldü.) Ama benim rastladığım kadar şahane bir manzaraya rastlayamazsın bilmiş ol.

- Olanla idare ederiz artık. Herkes benim kadar mükemmel değil tabi. (gülme sırası bendeydi)

Kahkahama eşlik etti. Ben giyindikten sonra, o da kalkarak kıyafetlerini yerden aldı. O giyinmeye başlarken çalışma masama arkamı vererek bir sigara yaktım ve izlemeye başladım. Sırf sigaraya seksten sonra verdiği zevk için başlamıştım ve şu an aldığım haz, ne kadar haklı olduğumu ispatlar nitelikteydi. Artık ikimizde giyinmiştik. Pencereden sokağa bakıp arkama dönerek:

- Temiz.

- Beni yolcu etmeyecek misin?

- Aa pardon. Biraz temkinliyim kusura bakma.

Pencereden ayrılıp kapının eşiğine yöneldim. Okan elleriyle omuzlarımı tutup hafifçe sıvazlıyordu. Bir an gıdıklandım ve vücuduma ani bir titreme geldi. Gözlerimin içine bakarak:

- Fazla temkin iyi değildir. Dedi.

Cevap vermeme kalmadan ani bir hareketle dudaklarıma yapıştı. Bu anilik hiç hoşuma gitmedi ancak diliyle yaptıkları kendini affettirir nitelikteydi. Ayakkabılarının bağcıklarını bağladıktan sonra:

- Of ya yarın sınav vardı. Neyse millete çalıştım derim. Kopya mopya bir şekilde geçeriz zaten. Neyse görüşürüz bebişim bunu tekrar yapalım.

- Görüşürüz. Çapkınlık yapacağım derken derslerini ihmal etme...

Ölüme Ramak KalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin