Jungkook gözleri kapalıyken minik bir parmak tarafından rahatsız edildiğini fark etmişti. Uykusundan uyandığında sinirlenirdi, böyle bir şeyi bilerek niye yaptıklarını düşündü. Jimin'in yanında olduğunu unutup yataktan kalktığında gibi üstündeki iki bileği yakalayıp onu yatağa bastırdı."Uh, uyanmışsın." Jimin iki bileğinin yanında sıkıldığını görünce tedirgin olsada refleks sonucu olduğunu düşünüp üstünde durmadı.
"Evli olduğumu unuttum sanırım, kusura bakma." Elinde sıktığı iki bileği bırakıp kendini yatağa geri bıraktığında yanlış anladığı için kendi kendine güldü.
Jimin prensin bedenine yaklaşıp yaklaşmamakta kararsız kalınca Jungkook göz ucuyla onu fark edip kolunu onu başının üzerine attı. Jimin acısı umursamayarak yana kayarak Jungkook'un göğsüne başını koydu. Bunu yaptığında siyah saçları prensin göğsüne dağılmıştı, Jungkook'un kalbi bu görüntü için bile hızlanabilirdi.
"İyi misin?" diye fısıldadı Jungkook. Asıl kastettiği şey dün gece eşiyle yaşadığı ateşli gecenin sonunda çocuğun çektiği acıydı.
"Hım hım." Kesinlikle yalandı, Jimin'in özel bölgesi yanıyordu.
Jungkook parmaklarını göğsünde yatan çocuğun omzunda dolaştırdı. "Yanından gitmek istemiyorum ama yapmam gerekenler var."
"Akşam birlikte uyuyabileceksek sorun yok."
İkisininde daha flört zamanları olmamıştı bu yüzden Jimin bu dönemleri eşiyle yaşamayı seçmişti. Jungkook içinse hava hoştu. Ona güzel laflar söylemeyi ve sevgisini göstermeyi bırakmazdı.
"Bana alışmaya başladın sanki?" Eğilip göğsündeki yumuşak saçları öptü. Jimin'in kıkırtısını duyabiliyordu. "Temizlenmemiz gerek. Ben yapıp çıkayıp, kahvaltıyı sana getirecekler."
Jimin suratını astı. "Birlikte yapmayacak mıyız?"
"Bugün değil ama bir dahakine söz birlikte yaparız." Yataktan destek alıp kalkmaya çalıştığında Jimin başını çekip sırtını ona dönmüştü. Kendince kırılmıştı. "Jimin?"
Jimin örtüyü kalçasını kapatacak şekilde tuttu, sırt kısmı tamamen açıktı. "Evet?"
Jungkook ellerini arsızca çocuğun sırtında dolaştırmaya başlayınca Jimin öne doğru kaçtı. Prens pes etmedi, diğer elini de çocuğun üstündeki örtüyü atmak için kullandı ama Jimin elini yakaladı.
"Yalan söyledim, acıyor. Sen git banyo yap nasıl olsa işin varmış."
"Jimin bana bağlı değil, lütfen yapma böyle." Jimin'in evliliğinin hatta sevişmelerinin ertesi günü daha fazla ilgi beklediğini görse de yapacak bir şeyi yoktu, sabah gidip akşama dönmeliydi.
Jimin başını ona doğru çevirdi ve kendisinin bile beklemediği şeyi yaparak bedenini kaldırarak Jungkook'un dudaklarına kendi dudaklarını bastırıp geriye çekilerek tekrardan yattı. Bir şekilde sorun yok deme şekliydi.
"Kahvaltını güzelce yap, akşam geleceğim." Jimin'in omzunu öperek çıplak olduğunu umursamayıp temizlenme bölümüne gitti. Jimin ise ilk günden daha fazla uzatmamayı seçti.
Jungkook gittikten sonra Jimin de temizlenip odaya gelen kahvaltıyı yapmıştı. Sonra da canı sıkıldığı için sarayı dolaşmaya başladı. Ona selam verenleri başıyla onayladı.
Genç prens biliyordu ki arkasını döndüğü gibi dün gece eşiyle seviştikleri konusunu konuşacaklardı.
Jimin'in sarayda dolaşmaktan canı sıkılınca büyüğünün yanına gitmeyi seçti. Ablasını da ziyaret edecekti bugün. Yardımcılardan büyüğünün odasını öğrenip kapıyı çalmadan girdiğinde şok içinde kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Prince |Jikook|
FanfictionJeon Kraliyeti ve Park Kraliyeti evlendirdikleri büyük çocuklarından çocuk haberi alamayınca dış tehditler yüzünden iki kraliyette iki oğlunu evlendirme kararı alır. İki aile çocukları tekrar bir araya getirmek için çalışmalarına başlamıştı artık...