12. Bölüm

6.6K 639 204
                                    


"Aşağıya inmemiz gerek, kral bizi bekliyor." Jimin'in dediği şeye Jungkook kulak asmayarak hâlâ onu öpmeye çalışıyordu. Jimin ise onu durdurmaya çalışıp kralın söylediği sözlere uymaya çalışıyordu.

"Gitmeyelim. Sen ve ben burada sabaha kadar böylece duralım." Tekrardan yanaklarına küçük küçük öpücükler kondurmaya çalışıyordu. Aklından geçtiği gibi, her bir zerresini özlemişti.

"Belli bir süre için buraya çıkmama izin verildi. Kapıda bekleyenler bizi alıp zorla da olsa götürürler." Elini tekrardan Jungkook'un göğsüne koyup ittirmeye çalışsa da yüzündeki tebessüme engel olamadı. Eşinin böyle dokunup sarmasını çok özlemişti.

"Kapıda adam mı var bir de?" Söylene söylene istemeden yerinden kalktı prens ama Jimin'in parmaklarını kavrayarak çekiştirdiği sırada Jimin kendisini geriye çekmeye çalışsa da başarısız oldu.

"Jungkook el ele inemeyiz! Elimi bırak." Tekrardan çekiştirmeye çakıştı, diğer eliyle de Jungkook'un bileğini itmeye çalıştı. Eşinin güçlü elleri arasından sıyrılamadı, belli ki Jungkook hâlâ korkuyordu onun gitmesinden.

Kapının önüne geldiğinde Jimin'in elini serbest bırakarak ellerini dolgun yanaklara yerleştirip okşadı onları. Gözlerinin içine samimiyeti ve aşkıyla baktı. "Seni bırakmak istemiyorum."

"Söz veriyorum orada olacağım." Jimin, ellerini eşinin ellerinin üstüne koyarak destek verdi. "Gözlerim senden bir an olsun ayrılmayacak. Orada olacağımı göreceksin."

"Orada ol." dedi emin olmak istercesine Jungkook. Jimin başıyla onaylayıp uzanarak Jungkook'un dudaklarına öpücük bıraktığında Jungkook gülümsedi. Artık emindi, Jimin bir daha onu bırakmaya kalkışamazdı. Kalkışsa bile kendisi izin vermezdi.

Odanın kapısını açıp çıktıkları sırada kapıdaki yardımcılar ve şövalyeler aşağıdaki topluluğun bulunduğu kısma kadar gitti birlikte eşlik ettiler. Tek bir sorun vardı, Jungkook önden gideceği için Jimin başka bir yerden içeriye farkında olmadan sızdırılacaktı. Jungkook eşini arkasında göremediğinde kısa bir an telaşlansa da şövalyelerin başı ona açıkladığında rahatlamıştı.

Merdivenlerin başında beliren Prens Jungkook aşağıya indiğinde çalgıların sesi kesildi, dans eden soylular köşeye çekildi ve prensin tüm ihtişamlılığı herkesin gözleri önüne serildi.

Kral, içki bağımlısı olup uykusuzluk çeken oğlunun birkaç dakika içinde Jimin sayesinde eski haline döndüğünü görünce gülümsemişti. Oğlunu mutlu etmek çok basitti, karşısına Jimin'i getirilirdi ve o gülümserdi.

Jungkook merdivenlerden inip babasının yanına ulaştığında gülümsedi. Artık o emindi, baş koyduğu bu yolda sonuna kadar gidecekti. Kendinden çok Jimin için gidecekti, güzel günler yaşamak için ilerleyecekti.

Kral, Jungkook'un yanına ilerleyerek elindeki kadehi eksik etmemişti. Soylular ve bazı kraliyetlerdeki üyeler buradaydı. Şimdiden yapacaktı her şeyi.

"Hoş geldiniz." diye başladı cümlesine kral. "İstediğim şeyleri erkenden yapma huyumu bilirsiniz. Bu yüzden sizi bir konu üzerine buraya topladım. Bu konu her ne kadar erken olsa da yapmam gerektiğine inanıyorum."

Jungkook bir yandan babasını dinlerken diğer yandan soylulara bakıyordu tek tek. Çoğu Park Kraliyeti'ne yardım etmeyip arkasına dönenler, onları mahvedenlerdi. Yüzündeki tiksinmiş ifadeyle onlara baktı, hepsi iğrenç insanlardı. Gözleri Jimin'i arıyordu alsında, onun güzel yüzünü bir kez görse bu soylulara olan nefretini bastıracaktı.

Two Prince |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin