Arkadaşlar Prenses Jihyun 4minute lideri Jimin'in öz kardeşi değil karıştıranlar olmuş skflsmgldşİyi okumalar 💕
*
Sızlayan yaralarına rağmen direnerek göz kapaklarını açmaya çalışmıştı genç prens. Bacağındaki ve kolundaki kesik yattığı yerden kalkmasını oldukça zor kıldığı için dudaklarından acı dolu ufak mırıltılar çıktı.
Jungkook'un yerini alıp Jimin'i tek bırakmamak için sandalyede oturan Hoseok, kardeşinin sızlanmalarını ve yüzünü buruşturduğu anları görünce kapının önündeki hizmetçilere Jungkook'un tembihlediği o sakinleştirici çaylardan yapmalarını istedi. Geriye dönüp tekrardan tahta sandalyesine otururken biraz ses çıktığı için Jimin'in gözleri aralanmıştı.
"Hyungnim?" Jimin'in gördüğü kişi büyüğü olduğu için içi rahatlamıştı. Çocukluğundan beri ne zaman kötü hissederse hep Hoseok destek olurdu, şu an da kötü hissettiği için burada olması adına minnettardı.
"İyi misin, nasıl hissediyorsun?" Teselli edasıyla kardeşinin terleyen saçlarını geriye iteledi. Jimin kendisini acıdan kastığı için terlemişti.
"Sadece..." Yan tarafına dönüp abisine bakmaya çalışmasıyla canı acıdı ve dudaklarından kısık bir nefes döküldü. Kısık aldığı nefesle devam etti."...sızlıyor."
"Şş, kendini zorlama. Sakinleştirici çaylardan getirecekler şimdi, onu içtikten sonra Jungkook gelecektir."
Jungkook'un adı geçtiği gibi Jimin'in gözleri açıldı. İlk görmek istediği kişinin o olacağını sanarken o neden yanında değildi? Özlemişti onu, teninin sıcaklığını, kokusunu bile çok özlemişti. Yanında durup güvende hissettirmesi bile yeterdi.
"Jungkook nerede? Niye yanımda değil?" Bir kısmı isyan eder gibi sormuştu soruyu, diğeri ise merakındandı. O yaralı haldeyken ne olursa olsun yanında kalmalıydı.
"İşlerini halletmeye çalışıyor. Bunu benim söylemem doğru olmaz geldiğinde kendisi söyler, bir nevi hediye olacak. Tabii sen iyileştiğin zaman."
Abisinin sözleri üzerine Jimin başını yastığa bırakarak derin bir nefes alarak kendisini kasmayı bıraktı. Kötü hissettiği için kendisine hediye mi verecekti? Bu çocukla evlediği için çok şanslı hissediyordu. Yinede şu an yanına gelip elini tutarak güzel cümlelerini kulağına fısıldamasını isterdi.
Yorgunluğuyla birlikte tekrardan başını yastığa koyduğu gibi uykuya dalmıştı prens. Hoseok onun bu halini fark ederek ses çıkarmamaya özen gösterdi ve odadan çıkmaya yeltendi. Odadan çıkarken ise kapıyı açmasıyla Jungkook'u görmüştü. Hemen eğilip selamını vererek odayı terk ederek ikisini yalnız bıraktı.
Yatağın üzerinde sakince nefes alıp masum bir şekilde uyuyan yaralı Jimin'i görmek Jungkook'un suratına yerleşen gülümsemeyi engelleyememişti. Fazla güzel uyuyordu. Yanına gidip kollarını etrafına sararak hiçbir şey olmayacağını, onu koruyacağını söyleme hissiyatı veriyordu. Jimin'e küçük çocuk gibi davranmasının nesi mantıklıydı? Onu her şeyi olarak görebilirdi; ailesinden bir bağ, arkadaşlık güveni ve fedakarlık edebileceği sevdiği biri. Bu yüzden koruma hissiyatı vardı.
Yatağa sessizce oturup dirseğini yastığa dayatarak başını da avucunun içine aldı. Jimin'in acılarına rağmen huzurlu uyuyuşuna imrendi. Sırıtarak dudaklarını ısırdı. Tenleri arasında o kadar çok etkileşim oluyordu ki parmaklarını kaldırıp yanağını okşamadan edemedi, hatta tereddüt etsede en sonunda eğilip dudaklarını hafifçe onun dolgun iki dudağının üstüne bastırıp çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Prince |Jikook|
FanfictionJeon Kraliyeti ve Park Kraliyeti evlendirdikleri büyük çocuklarından çocuk haberi alamayınca dış tehditler yüzünden iki kraliyette iki oğlunu evlendirme kararı alır. İki aile çocukları tekrar bir araya getirmek için çalışmalarına başlamıştı artık...