33.BÖLÜM

336 18 3
                                    




Tekliften sonra ne mi olmuştu? Birlikte eve dönmüş ve kutlama için alınan şampanyadan içmiştik. Sonrasında Karen, Aaliyah ve Manuel. Bir arkadaşlarına ziyarete gitmişlerdi.

Devamında ise Shawn baş başa kalmamızı fırsat bilmiş sonrasında da odaya çıkartmıştı.

Mutlu muydum? Fazlasıyla. Herkesin haberi vardı. Sosyal medya sağolsun herkesin haberi olmuştu. İnsanlardan sürekli tebrik ve nefret mesajları geliyordu. Umrumda mıydı? Hayır.

*

Sabah uyandığımızda ister istemez parmağımdaki yüzüğe baktım. Yüzümde bir gülümseme oluşurken Shawn'ın beni kendine çekmesiyle normale döndüm.

"Günaydın, güzelim" dedi

"Günaydın bir tanem." dedim ilk beni öptü sonra elimi.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum. Bir şey söyleyeceğim ama kızmayacaksın." dedim

"Söyle bakalım."

"Şey, dün sen teklifi yapmadan önce kabız olmuş gibi duruyordun Shawn." dedim gülerek. Yüzü çizgi halini aldı. Ciddi anlamda.

"Aa, seni nankör kedi. Ben sana geleyim evlenme teklifi edeyim. Onun stresini yaşayayım. Sen gel dalga geç. Aaa" dedi burnumu sıkıştırırken

"Sensin nankör." dedim ve hafifçe gıdıkladım. Hafifçe ama hehe. Sonrasında canım cicim dakikalarını bitirdik aşağı indik. Hafta sonu olduğundan herkes yeni uyanmıştı. Hep birlikte masayı hazırladıktan sonra oldukça neşeli bir şekilde kahvaltı etmiştik. Dün hakkında konuşurken herkes kahkahalarla gülüyordu. Mutluydum. Mutluyduk. Mutluydu.

İster istemez insanın bir gülümseme oluyordu. İnsanın sevdiği kişiden aldığı o güzel teklif. Hayatları birleştirme teklifi. Hani kalbi minik minik çarptıran, o karıncalanma hissine sebep olan.

Onun yüzüne baktıkça ister istemez gülümsüyordu insan. Pembe yanaklarını belki de sonsuza dek öpmek geniş göğsünde ölene dek yatmak istiyordu. Kalbinin sesini şarkı olarak dinlemek, horultusunu bile ninni olarak dinlemek.

Shawn'ın yüzüne bakarken daldığımı fark etmişti. Elini yüzümün önünde gülerek sallarken gözlerimi kırpıştırıp kahvaltımı yapmaya devam ettim. Kahvaltıdan sonra Shawn ile etrafı dolaşmaya çıkmıştık. İnsanlar işlerine gidiyordu. Kar kürüyorlardı. Sokaklarda yürürken Shawn hayranlarıyla fotoğraf çekiliyordu. Epeyce yürüdükten sonra bir kafeye geçtik. Orada kahvelerimizi aldıktan sonra bir masaya oturduk ve sohbet etmeye başladık.

"Sevgilim, ilişkimizde oldukça büyük bir yol katettik." dedi

"Biliyorum ama sence de biraz daha süre vermeyelim mi? Aşağı yukarı iki sene gibi?"

"Y-yani bana kalsa hemen evlenelim ama sen bilirsin." dedi bozuldu mu bu?"

"Sakın, yanlış anlama beni. Ben gençliğimizi yaşamaktan bahsetmiştim. Seninle bir ömür hayatımdaki en güzel şey olabilir. Sen şu an yükseliyorsun, hayatlarımızı oturtmaya çalışıyoruz, birden çok fazla sorumluluk, bizi bizi yıpratabilir."

"Ben yine yükselirim, sorumluluklar, bizi yıldırmaz. En fazla, bir bebeğimiz olabilir. Tek sorumluluk o olabilir." dediğinde öküzce bakmıştım.

"Sen bir bebeği sorumluluğu az olarak mı söyledin?"

"Ne olabilir ki?"

"Hamileliği, hassaslığı, ağrıları. Doğum, uykusu, açlığı, bezi, seyahati. Düşmesi, hasta olması ve daha nicesi. Her saniye gözünün önünde durması gereken minik bir insan" dedim.

NOTES// Shawn Mendes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin