Bal Rengi

1.4K 27 1
                                    

Zilin çalmasıyla şok durumunu üstümden attım. Aras elinde bi kağıtla yanıma yaklaştı.

"Bu telefon numaram. Ödev bitince haber verirsin."

"Efendim?" Hah! Ödevi tek başıma mı yapmamı mi bekliyordu? Gerçekten mi?

"Numaram. Ödevi yap ve ara."

"Bu ödevin grup ödevi olduğunu sanıyordum."

"Evet, ama ben ödev yapmam.Hele bu grup ödevi ise hiç yapmam. Bu yüzden sana iyi şanslar."dedi ve sınıftan çıktı.

Egoist,sorunlu, kendini beğenmiş!! Ödev yapmazmışmış. Benim de adım Nisan ise, ben bu ödevi tek başıma yapmam nokta. Gerekirse ödevi yapmam ama o da bu ödevde yer alıcak. Nasıl olacağı konusunda bi fikrim yok ama olacak.

Naz ağzı iki karış açık şekilde bana döndü.

"Ah Nisan! Olmadı ben yardım ederim sana."

"Hayır gerek yok ben halledicem.Ama bir şey isteyeceğim senden. Bana Aras gibi tiplerin genelde takıldığı yerleri bi de kütüphanenin yerinin tarif eder misin?"

"Kütüphane bu koridorun sonunda solda. Iııı alsancakta bir kafe gibi biyer var. Genelde oraya takılırlar. Adresi yazıyım bekle." Adresi ve kendi telefon numarasını defterime yazdı.

"Çok teşekkür ederim. Akşam arayacağım seni." diyip hızla çıktım sınıftan. Kütüphaneye gidip ödev olan kitaptan iki tane aldım.

Kitapları aldıktan sonra eve gitmek için yola koyuldum. Eve girer girmez annemin seslenişlerine aldırmadan duşa girdim. Sıcak su bütün vücudumu gevşetmiş ve kendime gelmemi sağlamıştı. Siyah dar bir pantolon ve koyu mavi kayık yaka bol bir tişörtü üstüme geçirip dışarı çıktım.

Şansım varsa Aras'ı Naz'ın adresini verdiği kafede bulurdum. Bugün şansım gerçekten yok gibiydi ama denemeye değerdi. Bu ödevi tek başıma yapmamaya kararlıydım. Hem de hiç olmadığım kadar.

Kafeyi bulup içeri girdim. Her yer sigara dumanıyla kaplıydı. Aras burada mıydı bilmiyordum. Garsonların birine sormak en doğrusuydu. Sürekli geliyorsa tanınıyordur değil mi?

"Aaa...Afedersiniz. Ben Aras Kaya'nın arkadaşıyım. Burada mı?" Arkadaşı mı? Ne diyorum ben? O egoistin benim arkadaşım olma şansı diye bir şans bile yoktu.

"Evet. Şu merdivenlerden aşağı in. Bilardo masalarında olmalı."

Gösterdiği sağ taraftaki merdivenlere yöneldim. Gerçekten buraya ait değildim. Ben böyle bir yere asla gelmezdim.Hem 16 yaşında birini buraya nasıl alıyorlar. Kafe densede burası tam anlamıyla bir bardı

Hah! Gerçi Aras gibi birine de ancak böyle bir yer yakışırdı değil mi?

Merdivenlerden indiğimde buranın çok da büyük bi yer olmadığınık fark ettim. Koyu gri duvarlar, iki bilardo masasından başka pek birşey yoktu. Oradaydı. İkinci bilardo masasında atışını yapıyordu. Giydiği beyaz tişört vücudunun ne kadar güzel olduğunu anlamamı sağladı. Tanımasam gerçekten hoş çocuk diyebileceğim nitelikteydi.Ürkekçe yanına yaklaştım.

"Aras?"

"Ne işin var senin burada?"

"Şey ben...Ödev için kitabı getirdim. Okumadan ödevi yapamayız öyle değil mi?" dedim. Kolumdan tutup beni hızla merdivenlerden çıkardı. Kolumu o kadar sıkıyordu ki morardığına emindim. Kafenin kapısından dışarı çıktık ve durdu.

"Ödevi boşver anladın mı? Umurumda bile değil.Beni tanımıyorsun. Hemde hiç! Bu yüzden hala vaktin varken kaç git buradan."dedi. İlk defa o zaman bal rengi gözlerine baktım. Anlatılmaz birşey vardı onlarda. Gizlediği bir yüzü.

" Kaçıp gitmek mi. Hah! Ben senin diğer ödevlerini yaptırdığın kızlara benzemem anladın mı? Emin ol ben de seninle ödev yapmaya o kadar meraklı değilim egoist. Al bu da kitabın. Yarın okul çıkışı ilk buluştuğumuzda bölümünü okumuş ol."Bingo! Senin karşında Nisan Atalay var. Ben kafama koyduğumu yaparım ben.

"Sen az önce bana emir mi verdin küçük cadı!"

"Nisan. Adım Nisan."

"Adın her neyse. Bak kızım hiç kimse bana emir veremez hele sen asla. Burada emir verecek biri varsa o da sadece benim. O yüzden ayağını denk al. Bir daha da sakın böyle karşıma çıkma. Canını yakarım." Bakışlarını gördüğümde cevap veremedim. O hayatımda gördüğüm bakışları farklı tek kişiydi. Daha önce böyle birini tanımamıştım. Cebindeki telefonu aldı. Kendi numarasını yazıp aradı.

" Görüşmek istersem ben sana mesaj atarım " dedi ve arkasını dönüp gitti. Öylece arkasından baktım. Yapabildiğim tek şey bu oldu.

Eve gidince odama çıkıp Naz'ı aradım.

"Naz? Nisan ben."

"Nisan! Sonunda. Aramanı bekliyordum. Ne oldu?"

"Birşey olmadı. Kafeye gittim."

"Aras'ın yanına gittim deme sakın."

"Aslında onun yanına gittim."

"Kızım sen manyak mısın. O çocuk gündüz bile tehlikeli akşamın bu saatinde onun yanında ne işin var? Aklını nerde kaybettin sen!" diye bağırdı telefonun öbür ucundan.

"Sakin ol. Bir sorun yok okul çıkışı buluşacağız. O kadar kolay değil. Ben diğer kızlar gibi değilim."

Kimsin Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin