Herzaman Düşmanının Karşısında Güçlü Olmak Gerekir

1K 25 0
                                    

Ertesi gün yataktan resmen sürünerek kalktım.Bütün gece rüyamda planımın sonuçlarıyla ilgili çeşitli senaryolar yazıp durdum.Ona bu kadar kızgın olmama rağmen neden onunla ilgili planlar kurduğumu bilmiyordum. Kimse hayatı boyunca gerçek onu keşfedememiş bence. Kimseye gerçek yüzünü göstermek istememiş. O istemediği sürece gerçek onu asla öğrenemezdim ama denemeye değerdi. Hem o sadece grup arkadaşım. Yani insan grup arkadaşının kim olduğunu bilmek ister değil mi?

Banyoya yönelip yüzümü yıkadığımda biraz uyanmayı dilemiştim ama işe yaradığı söylenemezdi. Dolabımın karşısına dikilip birşeyler seçtim. Koyu renk ispanyol paça bir kot, kare yaka gri bir badi ve pembe bir fuları elime alıp hızla giyindim. Eyeliner çekip rimel sürdüm, yüzüme renk vermesi için bir parça allık ve pembe bir parlatıcıyla makyajımı tamamlayıp, saçımı kuruttum.

Aşağı inip kahvaltı masasından birşeyleri ağzıma tıktım. Babamı öptükten sonra öğle arasından sonra okuldan çıkmam için gerekli olan kağıdı alıp çıktım. Durağa geldiğimde otobüse zor yetişmiştim. Kulaklıklarımı takmış müzik dinlerken telefonuma gelen mesajla irkildim. Naz'dan gelen mesajı açtım.

"Okuldayım, Aras'ın suratı acayip bozuk. Dün hiçbirşey anlatmadın iyi misin? Meraktan öldüm gerekirse uçarak gel!!"

Mesaja bir cevap yazmadım. Okulda yüzyüzeyken anlatmak daha doğruydu. Dün olanları anlatmalıyım ama planımdan şimdi bahsetmesem daha doğru olurdu.

Okulun durağına geldiğimde inip okula yürümeye başladım. Kapıya geldiğimde üstüme atlayan kişinin Naz olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

"Bu ne güzel bir günaydın deme şekli."

"Geyik yapmayı bırak. Anlat çabuk ne oldu?"

"Okul çıkışı bir yerlerde oturup ödevi yapmaya karar vermiştik ama beyefendi kitabını evde unutmuş. Gidip onu alalım dedi"

"Bir dakika bir dakika nee?! Evine mi gittin." diye ciyakladı.

"Evet ama bunu bütün okulu duymasına gerek yoktu.Resmen bağırarak herkese duyurdun."

"Kızım sen  manyak mısın? Evine gidilir mi o manyağın! Noldu peki?!" dedi. Haklıydı. Ben olsam ben de böyle tepki verirdim.

"Bir şey olmadı. Üstüme yürüdü ben de bağırdım çağırdım çıktım evden."

"Neden üstüne yürüdü ki?" dedi meraklı ve endişeli gözlerle.

"Amann boşver hadi sınıfa gidelim geç kalacağız."

Sınıfa gittiğimizde Aras'ın hala sınıfa gelmediğini fark ettim. 5 dakika sonra yine her zamanki umursamaz havasıyla sınıfa girdi. Arka sıraya oturup telefonuyla uğraşmaya başladı.

Ders boyunca bir çift gözü üzerimde hissettim. Hani olur ya birinin sizi izlediği hissi; tam olarak öyle birşey. Ve bu bir çift gözün kime ait olduğunu biliyordum. Tam 4 ders bu his üstümden gitmedi. Öğle arasına çıkmak için çalan zil resmen kurtuluşum gibiydi. Naz'a babamla bir işim olduğuyla ilgili birşeyler zırvalayıp sınıftan çıktım. Bahçeye çıkınca derin bir nefes aldım ve çıkış kapısına yöneldim. Tam güvenliğin yanına gelmek üzereydim ki arkadan biri kolumu tuttu. Arkamı döndüm.

"Ne o? Dün kapıyı çarpıp çıktıktan sonra sana yapacaklarımdan korkup okuldan erken mi çıkıyorsun?" dedi gözlerini büyüterek.

"Hah! Bu okulda hiç kimse, benim korkup okuldan çıkmamı falan sağlayamaz anladın mı beni?! Özellikle de sen!" dedim ve hızla güvenliğe izin kağıdımın bir kopyasını verip çıktım.

Tamam tamam... Belki biraz kaşınıyorum evet ama ondan korktuğum falan yok. Yani belki biraz korkuyorumdur ama bunu onun bilmesine gerek yok değil mi? Her zaman düşmanın karşısında güçlü olmak gerekir.

Kapıdan çıkıp sağa döndüm ve durağa yürümeye başladım. Planımın ilk parçası babamın yanına gitmekti. Belki de planım bunun üstüne kuruluydu. Neyse ne! Şuan vücudumdaki bütün sinirler onu öldürmem için bana büyük bir baskı uygulasa da planıma sadık kalmalıyım.

Bundan iki hafta önce böyle birşey yapacağımı söyleseler kesinlikle inanmaz, dalga geçip ne içtin falan derdim ama şuan tam olarak kendimden beklemediğim birşey yapmak üzereyim. Merdivenlerden yukarı çıkıp adının Ayten olduğunu öğrendiğim babamın iş arkadaşlarından birinin yanına gittim.

"Aaa... Merhaba Ayten Hanım. Ben Nisan. Nisan Atalay..."

"Nisan! Hoşgeldin otursana." dedi. Gayet sevecen bir şekilde masanın önünde duran sandelyeyi gösterdi ve devam etti.

"Sana nasıl yardımcı olabilirim bakalım?"

"Iıı... Benim bir ödevim var.Son bir yılda bizim yaşımızdakilerin işledikleri suç oranları ve psikolojik durumlarıylan ilgili bir araştırma ödevi. Arşivle ilgili en bilgili kişi Ayten Hanım dedi ve size yönlendirdi babam. Yardımcı olmanızı ümit ediyorum." dedim en kibar ve sevimli halimle.

"Tabiki. Elimden geldiğince sana yardımcı olurum. Gel benimle."  Ayten Hanımın peşinden gittim. Planımın ilk aşaması tamamdı.

Kimsin Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin