Güven

613 23 1
                                    

MEDYADAKİ BEYONCE - HALO ŞARKISINI BU BÖLÜMÜ OKURKEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

Yüzümdeki anlamsız gülümsemeyle yanaklarımı belirginleştirecek allığı sürdüm. Fırçayı bırakmamla kapının çalması bir oldu. Koşarak aşağı indim. Kapının önünde durup içimden yirmiye kadar saydım. Kapının arkasında onu bekliyormuşum gibi bir izlenim oluşturmak istemem elbette.

Zile bir kez daha bastı. Kapıyı açıp yüzüme gayet normal bir ifade yerleştirdim.

"Selam!" diyip kapının kenarına yerleştirdiğim kolumun altından geçerek içeri daldı.

"İçeri gelsene yada buyur geç tarzı bir cümle kurduğum sahneyi ben mi kaçırdım acaba?" dedim kollarımı birbirine dolayarak.

"Şuan kapını çalıyorsam, bu beni davet etmiş olduğunu gösterir ki dün ettin boş laf kalabalığına gerek yok değil mi?!" Her zamanki gülüşüyle dudakları yukarı kıvrıldı.

"Tamam o zaman bir an önceye çalışmaya başlayalım. Odam bu tarafta." dedim ardından merdivenlere yöneldim. Odamın kapısını açtım ve çalışma masasının önündeki sandalyeleri işaret ettim.

"Teşekkür ederim hanımefendi." diye karşılık verdi.

"Yemek söylemiştim birazdan gelir. İstersen o zamana kadar gidip içecek birşeyler getirebilirim." Yanına oturdum.

"Gerek yok! Bir an önce başlayalım." dedi gayet ciddi bir ses tonuyla.

Yaklaşık bir saat kadar çalıştık. Soruyu çözerken birden bana döndü. Kaşları hafif çatıktı.

"Aranızda tam olarak ne geçti?" yüzü ciddileşti. Dudakları gerildi.

"Kiminle?" dedim. Kimden bahsettiğini gayet iyi biliyordum aslında.

"Onur muydu adı? Eski sevgilin olan dövdüğüm ve bana borçlu olmanı sağlayan çocuk." Egoist tavrı üzerindeydi. Ama sorduğu soruyu gayet ciddi alır gibi bir hali vardı.

"Ayrıldık. Sonra babamın işi yüzünden buraya taşındık. Bu kadarını bilsen yeterli." dedim. Bu kadarıyla yetinmeyeceğini farkında olmama rağmen.

"Ayrıldığınızı anlayabiliyorum. Ben nedenini soruyorum. Dövdüğüme değecek bir neden olmasını umuyorum." Gözgöze geldik. O an çözüldüm. Herşeyimi anlatmak istedim. Sanki beni en iyi o anlarmış gibi bir hisse kapıldım.

"Aldattı. Eski sevgilisiyle..." başımı öne eğdim. Elleriyle çenemden tutup gözgöze gelmemizi sağladı.

"Başını eğme. Hemde hiçbir zaman. Senin suçun olmayan bir şey için asla başını eğme. Bazen tercih ettiğin şey daha iyi olduğu için değil, o an öyle hissettiğin için onu seçersin. Seni o kızla yada herhangi biriyle aldatmış olması sen kötü olduğun için yada başka biri senden daha iyi olduğu için değil. O an salaklık yapmak istediği ve yaptığı için." dedi. İşte tam bu an. Aras'tan tam bu anda etkilendim. İlk defa birine sadece üç kelime söylediğimde beni bu kadar iyi anlamış bu kadar güzel bir cevap vermişti.

"Bilmiyorum. Başkasını tercih etmesi bir yana, beni kandırması bana yalan söylemesi içimi daha çok acıtıyor aslında." dedim. Gözümden tek damla düştü.

"Güven herkese verilebilecek birşey değil. Sanırım senin için güvenini kaybeden bir insan senin kalbindeki sevgiyi de kaybediyor doğru mu?" Meraklı gözlerini bana çevirdi.

"Doğru. Ben güvendiğim insanları seviyorum. Ve ona bir daha güvenemi..." kapının çalmasıyla sözüm yarıda kaldı.

"Yemekler geldi sanırım. Ben gidip onları hazırlayayım sen de şu soruyu çözüp gelirsin." dedim ve kapıya yöneldim. Merdivenlerden inip kapıyı açtım. Yemekleri mutfak masasının üstüne bıraktım ve içecekleri hazılamaya başladım.

"Ben de hamarat biri olduğunu ve en azından aperatif birşeyleri kendin hazırlayacağını düşünmüştüm." dedi. Arkam dönüktü ama surat ifadesini tahmin edebiliyordum.

"Bir dahaki sefere desem..."

Kimsin Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin