○On Beşinci Bölüm○

153 12 0
                                    

Emmadan...

"Bu bir şaka olmalı."

Aarona döndüm. Oda benim gibi şaşkın bir şekilde odayı inceliyordu. Durum şuyduki bu oda iki kişi için biraz fazla küçüktü ve yatak olarak sadece yere serilmiş yorganlarla yastıkları vardı.

"Burada kalmamızı nasıl bekliyorlarki?"

"Aynı şekil de dostum. Hadi gidip Jorge yle konuşalım."

Kapıya doğru hareketlendiğim sırada Aaron beni durdurdu.

"Bence hiç gitmeyelim. Sonuçta onunda yapabileceği bir şey yok. Boşuna laf yemeyelim."

"Yine haklısın dostum. O zaman eşyalarımızı yerleştirelim."

"Hadi."

Ortaya serili çifkişilik yorganın bir yanında dolap diğer yanındada kitaplar gibi eşyaları yerleştirmek için kütüphane türü bir şeyler vardı. Ama tabi biri bizden önce yerleştirmiş olmalıydı ki sayısız kitap vardı.

Birde her raf boyunca farklı bir aksesuar vardı. Dönen dünyadan tutun, maket gemiye, maket gemiden tutun, eski koleksiyon arabalara kadar. Ayrıca buranın camıda yoktu. Boş olan karşımızdaki duvara uzay temalı bir poster asılmıştı.

Nasıl cam olmaz gerçekten anlayamıyordum. Sanarım biz arka kısma düşmüştük. Ön kısma Jorge ve diğer yanada Elenelar vardı. Ah ah. Ne kadarda şanssızız.

"Sanarım aynı dolabı paylaşıcağız."

Başımı evet anlamında salladım.

"Sen her zaman haklısın dostum."

"Bir daha bana haklı olduğumu söyleme."

"Çok sinir bozucu dimi? Haklı-"

Lafımı yarıda kesip azımda fermuar varmış gibi yaptıktan sonra sustum ve eşyalarımızı yerleştirene kadar bir daha konuşmadım.

"Karnım acıktı."

"Benimde."

Karnımı tuttum. Cidden karnım acıkmıştı. Halbuki öyle uzun bir yolculukta olmamıştı. Sanarım yolculuk kelimesinin kendisi insanı acıktırmaya yetiyordu.

"Aşşağaya inip yemek varmı diye bakıcam."

"Tamam bende üstümü değiştirdikten sonra gelirim."

Aaron odadan çıkıp kapıyı örttüğünde direkmen üstümdekileri çıkartıp rahat bir şeyler giyindim. Öyle açık şeyler giyimeyi sevmezdim. O yüzden gri bir pjama ve pembe bir tişört bana yetiyordu.

Üzerimi değiştirmeyi bitirdikten sonra bende odadan çıktım ve merdivenlere ilerlemeye başladım. Elenaların odasının önünden geçerken kahkaha sesleri duydum. O üçü gerçekten iyi arkadaşlardı.

Yüzümde beliren gülümsemeyle merdivenlerden inip mutfağa  Aaronun yanına gittim.

"Niye sırıtıyorsun?"

"Hiiç."

"Hiiç mi?"

"Koca bir hiç."

Onunda yüzünde sıcak bir gülümseme belirdi.

"Koca bir hiç he? Al şunu ye."

Önüme; arasında peynir, salam, dometez üçlüsü olan yarım ekmeyi uzattı.

"Vay canına benim için sandiviç mi yaptın? Sana aşık olabilirim dostum."

"Kalsın."

Yarım ekmeyimi yerken bardağıma doldurulan portakal suyunu yudumladım.

Dört Elementin EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin