○On Üçüncü Bölüm○

138 15 0
                                    

Boş yatak hanede eşyalarımı toplarken hala daha buradan ayrılacağıma inanamıyordum. Arkadaşlarımdan ayrılacağıma.

Eşyalarımı kırmızı sırt çantama doldurmayı bitirdikten sonra aynanın karşısına geçip kendime baktım.

Bileklerimin biraz üstünde biten uzun asker yeşil bir etek ve kolları kıvrılmış beyaz bir gömlek giyiniyordum. Spor ayakkabılarımda aynı çantam gibi kırmızıydı. Böyle şeylere biraz takıntılıydım.

Elime kırmızı taşlı yüzüğümüde taktıktan sonra üzerime yeşil ceketimi geçirdim ve çantamıda koluma alıp odadan çıktım.

Aceleyle koridoru yürüdüm. Jorge beni dışarıda bekliyordu. Hazır öğrencilerde dersteyken bir an önce akademiden çıkmalıydım.

Jorge eytim vermek için beni akademiden çok uzakta bir yere götürecekti. Orda güçlenip kendimi savunmayı öğrenicektim. Uzun bir süre akademiye de geri dönemeyecektim.

O yüzden arkadaşlarımla vedalaşmak isterdim ama Eva buna izin vermedi. Bende çaresizlikle kabul ettim. Bir on dakika sonra akademiden dışarı çıktığımda şaşkınlıkla ağzımı aralandı.

Çünkü ben tek Jorge karşımda görmeyi beklerken Jimmy,  Jack ve Emma onun yanındalardı. Emma beni pek ilgilendirmiyordu ama Jimmy le Jack.

"Siz burada ne yapıyorsunuz?"

Yanlarına gidip sarıldım ve Jorge baktım.

"Onlarda bizimle gelecek. Pisikolejik durumunda önemli sonuç olarak."

"Anlıyorum ama diğerleri."

"Oldu canım tüm akademiyi yanımıza alalım istiyorsan?"

Çocuklarla hiç bir şey demeden bir birimize baktık.

"Peki Emma-"

"Emma yönetici Evanın yiğeni. Seni korumak için bizimle gelecek."

"Ne?"

Üçümüz bir anda bağırmıştık. Emmanın yönetici Evanın yiğeni olduğuna inanmak zordu. Biz şaşkınlıkla Emmaya bakerken yanıma geldi ve kolunu boynuma attı.

"Bu kadar şaşırma dostuğum. Bu arada geçen olan şey sadece havalı olmak içindi."

Son kısmı sessizce söyledikten sonra geri çekildi. O geri çekildiğinde kıyafeti dikkatimi çekti. Oda benim gibi renk uyumuna takıntılı görünüyordu.

Lacivert kot pantolonu üzerine pudra bembesi bir buluz giyimişti ve buluzunun renginde babetleri ile zincirli kol çantası vardı. Beyaz ince hırkasıyla gayet uyumlu duruyordu. Ayrıca saçlarınıda benim gibi açık bırakmıştı.

"E gidelim o zaman."

"Biri daha gelecek."

"Biri dahamı?"

Ben Jorge sorumu yönelttiğim sırada kapıdan bavuluyla çıkan Aaron yanımıza geldi. Tebeden tırnağa sıyahtı. Gömleyi, tişörtü, pantolonu, ayakkabları, gözlüğü.

Bizim çocuklara baktığımda ise... Jimmy nin yeşil pantolonu üzerine giyidiği bu sarı kazakta neydi? Koyu mavimi yoksa açık mavimi anlayamadığım kapşonlusunun üstüne geçirdiği ceketi biraz uyumlu olsada. Hiç havalı değildi.

Öte yandan Jacke baktığımda kırmızı pantolonu üzerine siyah yazıları olan beyaz bir tişört giyimişti. Siyah ceketiyle biraz havalı olsada Aaronun yanında sönük kalıyordu. Ama çocuklara haksızlık etmemek lazımdı. İkisi de yakışıklı çocuklardı ve kızlar arasında çok konuşulan tiplerdi.

Onları incelemeyi bitirdiğimde Jorge döndüm ve sorumu yönelttim.

"Oda mı yönetici Evanın yiğeni?"

Çocuklar ve Emma söylediğime gülerken Aaron anlamamış bir şekilde bakıyordu.

"Hayır."

Jorge bir anda gülmeye başladı. Öyle bir gülüyordu ki çocuklarla benim gülümsemem yüzümüzde kalmıştı.

"Ay Elena. Senin şu espirilerin yokmu, bir gün öldürücek seni."

O gülmeyi kestiğinde çocuklarla gözlerimiz fal taşı gibi açıldı.

"Sadece şakaydı. Ben yönetici Evadan rica ettim. O yüzden bizimle geliyor. Bir sorunun mu var?"

Kafamı hayır anlamında salladım. Jorge diyorsa mutlaka bir sebebi vardır çünkü.

"Herkes geldiğine göre gidelim o zaman."

Hareket etmeye başladığımızda son kez akademiye baktım. İyi tatlı iki yılımı burada geçirmiştim. Umarım bir daha göre bilirdim.

-------------------------------------

Diğer bölüme Jorgeun fotarafını koydum. İstiyorsanız bakın. Buda akademinin fotosu. Neyse diğer bölümde görüşürüz...

Dört Elementin EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin