Giderek büyüyoruz okuyan , yorum yapan kitapla ilgili fikirlerini söyleyen herkese çok çok çok teşekkür ederim. Multimedia da doğum günü çocuğumuz var.
Bir de artık eskisi gibi bölümleri cuma günleri paylaşacağım.
Barlas'ın ağzından
Cansu'yu şirkete bıraktıktan sonra arabayı şirkete doğru sürmeye başladım. Bugün hava çok güzeldi. Oğlumla güzel vakit geçirebilecektik. Gözlerimi dikiz aynasına çevirip arkada oturan oğluma baktım. Sessizce yolu izliyordu.
" Bugün ne yapmak istersiniz efendim? " kafasını bana çevirip sevimlice suratıma baktı.
" Bilmem ki."
" Hımm! Lunaparka gidebiliriz, sinemaya gidebiliriz, ya da parka gidebiliriz. Senin fikirlerin neler bakalım. " işaret parmağını dudağına yerleştirip düşünmeye başladığında aslında pek de bu tarz şeyler yapmak istemediğini anladım. Aslında ben de daha farklı bir şeyler yapmak istiyordum. Lunapark ya da sinemaya her zaman gidebilirdik. Yağız bizimle vakit geçirmeyi seven bir çocuktu illa dışarıda dolaşmamıza da gerek yoktu. Aklıma gelen fikirle aynadan Yağız'a baktım. Ağzımı açıp konuşacaktım ki süpriz olmasını istediğim için oğlum beni fark etmeden tekrar yola çevirdim bakışlarımı. Uzun zamandır yapmak istediğim şeyi şimdi yapabilirdik baba oğul.
" Şimdi birlikte iş yerine gidelim. Hem Barış Amcan da orada. Sonra sana kocaman bir süprizim var. "
" Süpriz mi!?" Ellerini heyecanla yanağına koyup tiz sesiyle söylediği şey kahkaha atmama sebep oldu. " Ama annem de süpriz dedi. Hani sen söyleyecektin? "
" Ama şimdi söylersem heyecanı kalmaz. " arabayı holdingin otoparkına sokup arabayı park ettikten sonra kapıyı açıp arabadan indim. Arka koltukta oturan oğlumun emniyet kemerini çözüp indirdim.
" Burası neresi?" Kafasını kaldırıp holdingi incelemeye başladı. " Çok büyük, yukarı çıkarken ayaklarımız ağrır. "
" Burası bizim sirketimiz ve asansör var yani çıkarken yorulmayız. "
" Aaa asansör ben görmüştüm." elimi tutması için uzattığımda o benim bacağıma sıkıca sarıldı.
" Seni çok seviyorum baba. " onun boyuna ulaşmak için yavaşça oğlumu geri çekip yere çömeldim. Tekrar onu kucağıma çekip sıkıca sarıldım. Bir çocuğun ağzından çıkan büyülü kelime sizi bambaşka dünyalara götürebilirdi. Karşımda bizden sevgi bekleyen bizi koşulsuz seven bir çocuk vardı. Bu çocuk bana 'baba' diyordu. O beni sahiplenmişti. Bu o kadar mükemmel bir şeydi ki anlatılamayacak kadar eşsizdi.
" Ben de seni çok seviyorum prensim. Hem de bilemeyeceğin kadar çok." Kucağımda kaybolmuş küçük bedeni kucaklayıp iki yanağıdan da uzun uzun öptüm.
" Hadi bakalım şimdi gidelim ve Barış amcanı korkutalım. " oğlumu omzuma oturtup ellerini tuttum. Şirkete doğru yürürken bir kaç surat bize çevrilmişti bile.
" Günaydın Barlas Bey." Kafamla selam verip içeri girdiğimde güvenlikte adam da aynı şekilde selam verdi.
" Günaydın Barlas Bey. " oğluma bakıp gülümsedikten sonra birlikte asansöre doğru ilerlemeye başladık.
" Burada ki herkes seni tanıyor mu baba?" Kafasını , benim yüzümü görmek için aşağı doğru eğip ,iki eliyle çenemeden tuttu. Suratımı yukarı doğru kaldırdığında gülmseyerek göz teması kurdum oğlumla. Yağız nedenini bilmediğimiz bir sebepten konuşurken göz teması kurmaya çok dikkat ediyordu eğer o konuşurken ona bakmazsak sözünü yarıda bırakıyor ona bakınca kaldığı yerden devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens
General Fiction~ Wattys 2018 Kazananı ~ Tamamlandı Hayatınıza ansızın giren bir çocuk yaşamınızı nasıl değiştir? Cansu ve Barlas sokakta çalıştırılan Yağız'ı polise götürdüklerinde çocuğun anlattıklarıyla büyük bir şok yaşarlar. Yağız hayatın zorluklarıyla daha...