just a trailer babe

18.9K 1.2K 1.4K
                                    


Harry dürüst olması gerekiyorsa Voldemort ve tüm o yandaşlarıyla savaşmaktansa normal bir okul gününde normal derslere girmeyi ve arkadaşlarıyla vakit öldürmeyi seviyordu. Balkabağı birası içmeyi ve Ron'un fazla şeker krizine girmesine engel olmayı seviyordu. Tüm bu savaş ve getirdiği sorumluluklar Harry'i yoruyordu. Her ne kadar bu sene sakin ilerliyor olsa da bunun sadece başlangıç olduğunu biliyordu tabii ki de. Düşmanı asla uyumuyordu yahu!

Sonbaharın güzelliklerinin dışarıda gökyüzünü boyadığı bir günde zindanda iksir dersinde Herm ve Ron ile takım olmuşlardı. Bu dersin Slytherinlilerle ortak olması biraz huzursuz ediyordu çünkü herkes bilirdi ki Gryffindor'la asla anlaşamıyorlardı. Yeşil çocukların burunları fazla havadaydı!

Bir de baş belası Malfoy vardı tabii. Gözlerini ona çevirdiğinde Malfoy'unda aynı anda kendisine baktığını görmesiyle irkildi. Son zamanlarda onunla fazla uğraşmıyordu ve oldukça düşünceli duruyordu. Ancak Harry asla ona güvenemezdi, belki de yeni planın peşindelerdi?

İlk gözlerini çeken Malfoy oldu. 

"Harry, Ron'a beni dinlemesi halinde iksiri çabucak bitirebileceğimizi söyleyebilir misin!"

"Hayır Harry, Hermione'ye biraz susarsa çenesinin dinlenebileceğini söyleyebilir misin?"

Harry gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Anlaşamıyorsunuz ama her seferinde beraber takım oluyorsunuz."

Hermione gözlerini devirirken Ron terlemiş saçlarını geriye attı. Hermione'yi arkadaş olarak seviyordu sevmesine ama çoğu zaman birbirlerine anlam veremiyorlardı. 

"Tamam, seni dinleyeceğim. Sadece bitsin istiyorum."

Hermione zafer kazanmış surat ifadesiyle sırıttığında Ron anlamsızca hızlanan kalbine anlam veremedi. Sinirdendi, sinirden... Bu kız onu çok sinirlendiriyordu. O yüzdendi canım!

Yan taraflarından gelen patlama sesiyle üçü de irkildiğinde kimin bu beceriksizliği yaptığını tabii ki biliyorlardı!

Dean kahkahalarla en yakın arkadaşının suratını izlerken Seamus bu hafta kaçıncı kez bir işi eline yüzüne bulaştırdığını merak ediyordu. Gözlerini devirerek Dean'a baktığında her ne kadar salaklık yapmış olsa da onu izlemenin güzel olduğunu düşündü. Gülerken... güzel oluyordu işte.

Hermione başını sırıtarak iki yana salladığında Slytherinliler dahil herkes gülüyordu. 

Öğrenciler yavaş yavaş iksirini tamamlayıp Bay Slughorn'a teslim ettiğinde ders bitmek üzereydi.

"Harry, kalan şişeleri benim için toplar mısın?"

Harry kafasıyla onay vererek oturduğu yerden kalktı ve masaları dolaşarak şişeleri toplamaya başladı. O sırada Pansy huzursuz olmuş bir şekilde iksirlerine bakıyordu. "Draco bir sorun var. O iksiri vermemeliyiz. Bu şekilde kokmaması lazım."

"Hadi ama Pansy, alt tarafı bir iksir. Sorun olacağını düşünmüyorum." 

Pansy siyahın en koyu tonu olan saçlarını geriye attı ve iksire bakmaya devam etti. 

"Bu kadar korkak olma Pansy. Senin için tadına bakacağım, oldu mu?"

Pansy onu engelleyemeden Draco kepçeyle iksirden bir yudum aldı ve "Şişeniz hazırsa alabilirim?" diyen Harry'e doğru kafasını kaldırdı. 

Ve işte Harry'nin normal bir gün olarak saydığı bir gün böylece kabusa döndü. Kötülerle işbirliği yapan, okul başladığından beri ona nefretle bakan Draco Malfoy gözlerindeki büyük tutkuyla ona bakıyordu. 

Yok daha kurabiye canavarları!

"Potter! Sevgilim!"

Herkes bir sorun olduğunu anlamış halde onlara bakarken Draco kepçeyi kazana bırakarak kollarını Harry'nin omzuna doladı. Ona sarılıyordu!

Draco Malfoy ona sarılıyordu! Ve ne demişti? Sevgilim mi!

Harry taşa dönmüş gibi yerinden kıpırdayamazken Dean'ın sesini duydu.

"Hey bakın! Draco aşk iksiri içmiş!"


Umarım beğenirsiniz! Yine dramdan uzak bir şeyler yazarak beraber eğlenmemizi umuyorum ehueheu. 

fool for youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin