3.PART: YALNIZ

406 26 0
                                    

YIL: 03.11.2023

      2 gündür ormanda yürüyorum. Suyum bitmek üzere ve hala bir yerlerde su göremiyorum. Çantamdan çıkardığım bir parça bisküviyi ağzıma atıyorum. Şimdi su isteğim daha da artacak ama açlıktan ölmekten daha iyidir herhalde. Babama daha çok şişe bıraktığım için pişmanım şu an. En azından yağmur falan yağsa fena olmaz.

       Normalde benim yaşımda olan çocuklar cafe'lerde takılırken, arkadaşlarıyla mesajlaşır, sinemaya giderken ben gölgelere saklanarak yaşamaya çalışıyorum. Benim yaşantımı bilseler de inanmazlar zaten inanmakta istemezler sonuçta vicdanlarında küçük bir huzursuzluk olsun istemezler.Onları suçlamıyorum sadece onlara imreniyorum...

      RP'ler oluştuğundan beri insanlar sadece tüm silahların sustuğunu ve bir daha hiç bir kavganın olmayacağını zannediyor. Ama RP'ler sadece bir çöpçü olarak gözüküyor devlet görevlilerin gözünde. Neyin çöpçüsü olduğuna gelirsek tabi ki bizim.

       Annem, babam ve onlar dahil 100 kişi birincilleri oluşturuyor. RP'lerse ikincilleri oluşturuyor ve onların ne kadar sayıda oldukları hakkında babamında benimde bir fikri yok belki azaldıkça artırıyor bile olabilirler. Ben, ablam ve benim gibiler de sıfır'ı oluşturuyoruz. Devlet görevlileri ise bizi bu hale getirenler...

-"Olduğun yerde kal!"

       İmkansız! Birinin geldiğini farketmemiş olamam. Lanet! O çocuğu en azından bağlamalıydım. Arkama yavaşça döndüğümde onun elinde bir tekli görüyorum. Daha dikkatli baktığımda ise dehşete düşüyorum. Bu bir RP ve benim yanımda babam yok!

-"Beni vurucak mısın?"

-"Seni merkeze götürmem gerekiyor Bill, kuralları biliyorsun."

-"Kuralların canı cehenneme, seninle gelmeyeceğimi biliyorsun."

-"Gidecek bir yerin yok Bill"

-"Buraya tek başına geldiğin için aptal olmalısın, arkadaşların nerede?"

-"Geri rapor vermeye gitmeyeceğim için buraya gelecekler Bill, o yüzden zorluk çıkarmadan benimle gel."

       Pardon ama ilk şansımı denemem lazım. Beni merkeze götürmesi gerektiğini söylediği için herhalde beni vurmaz ama ayaklarından vurabileceği de bir gerçek. Bu kadar çabuk pes edemem babam bu durumda benimle gurur duymazdı. İlk önce durum değerlendirmesi yaparsam;

1. O tek başına ::: +

2. Onun silahları benimkilerden daha iyi ::: -

3. Silahını şuan bana uzatıyor ::: -

4. O ikincil bense sıfır'ım ::: +

       Sanırım saldırmaya ilk olarak bana uzattığı silahtan başlamam gerek. Ardından öldürebilirsem onu öldürmeliyim eğer yapamazsam izini kaybettirerek başka bir yere kaçmam lazım. Ama hepsinden önce,

-"Beni nasıl buldunuz?"

-"Herhalde tek babanla sen zekisiniz zannediyorsunuz, biz de bir ikinciliz, bunu unutmasan iyi edersin Bill."

       Sanırım bir daha ki sefere babama mesaj bırakamayacağım ama o benim ablamla anneme ulaşmaya çalışacağımı anlayacaktır ve beni bulacağına eminim. Rp'ye dönüyorum.

-"Tamam, seninle geliyorum."

-"Doğru yoldasın Bill Bennet, ellerin havada kalsın yavaşça yanıma gel."

       Ellerim havada yavaşça ona doğru yürüyorum yeterince yaklaştığımda ise ayağımla yerdeki toprağı sürterek bir kısmını onun gözüne isabet ettiriyorum ve aynı anda kendimi yere atıyorum. Elindeki silahın tetiğine birkaç kez bastıktan sonra bir an dikkatsizlikle yere atıp ellerini gözüne kapatıyor. Hemen ayağa kalkıyorum, oh hiçbir yerim yaralanmamış RRP'ye dönüyorum, karnına tekmeler indirmeye başlıyorum ayrıca az saçı olan kafasını tutarak yere vurduruyorum. Şu şekilde ona fısıldıyorum:

-"Sizin ikincil olduğunuzu biliyorum ama sende benim sıfır olduğumu unutmazsan iyi edersin."

       Biraz nefes almasına izin veriyorum o sırada onu öldürüp öldürmeyeceğimi düşünüyorum. Karnını tutarak ayaklarımın dibine kusuyor. Birazcık öksürdükten sonra bana dönüyor,

-"Babandan daha iyi dövüşüyorsun Bill, baban onu öldürmemem için yalvarırken sen yumruklarını kullanıyorsun. Eğer rahatlamanı sağlayacaksa onu hızlı bir darbeyle öldürdüm. Ama çığlıklarını her yerde duyabilmek mümkündü. Ayrıca, "

       Gerisini duyamıyorum sadece dudağının kıpırdamasını görüyorum. Başım dönmeye başlıyor. Hayır inanmıyorum ona inanmıyorum. Benim babam ölmedi ve benim babam kimseye yalvarmaz. Hayır!

-"Yalancı.....   yalan söylüyorsun.   YALANCI!!!"

       Ona son kez yalancı diye bağırırken boynunu tutup kırıyorum. Ellerimde çok hızlı bir şekilde ölmüş oluyor. Ama hayır ben hala hıncımı alamadım. Onun cesedini tekmelemeye başlıyorum. Daha sonrada yumruklarımla yüzüne vurmaya başlıyorum. Birazcık sakinleşince yoluma koşarak devam ediyorum.

       Gözlerim dolmaya başlıyor. Kendime erkekler ağlamaz diyorum ama ben 17 yaşında ve 5 yıldır sadece annesine, ablasına ve babasına sahip olan ayrıca son iki yıldırda sadece babasına sahip olan bir çocuk olduğumu hatırlıyorum.

       Yoldayım tek başıma ağlayarak koşuyorum. Tüm ağaçlar üstüme geliyor gibi hissediyorum. İleride küçük bir göletle karşılaşıyorum. Tatlı su bulduğuma sevinerek bol bol içiyorum. Yüzüme su serpiyorum ve kendinime geliyorum. Benim babam ölmedi o adam yalan söyledi ve babam beni bulacak. Babam yaşıyor bunu her hücremle hissediyorum. O adam sadece onu öldürmem için öyle söyledi diğer türlü zaten başarısız olduğu için RP'ler onu öldürürdü. Babam ölmedi!

       Yanımdaki tüm şişeleri doldurduktan sonra yoluma devam ediyorum. Birden bir ses duyuyorum.

Bu ses de ne?

Birisi mi ağlıyor?

-"Orada birisi mi var?"

HIDE&SEEK (saklambaç)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin