12.PART: Peki ben?

272 24 8
                                    

YIL: 12.12.2018

-"Bill! Hadi aşağı gel, yemek vakti."

-"Geliyorum, anne!"

       Koşarak aşağı indiğinde babamın gülümseyen yüzüyle karşılaşıyorum. Onun gülümsemesi beni çok mutlu ediyor ve ona sıkıca sarılıyorum.

       Ah bu da ne?! Babam birden kızgın bir ifadeye bürünüyor. Ondan birazcık uzaklaşıyorum. Onun sorunu ne? Dur bir dakika, dışarısı neden kırmızı? Annem ameliyat kıyafetleriyle karşıma çıktığında çok korktuğumu hissediyorum.

-"Sakin ol Bill, yeni bir planımız var. Ablanla seni ameliyat etmeye karar verdik. Şuan bizim size ihtiyacımız var. Daha çok zeki olursanız sizi kullanabiliriz. Bizi anlayın..."

-"Hayır ben sizin laboratuar fareniz değilim."

Lily...

-"Neden olmasın Bill, zaten hayatımız bitti. Artık normal bir yaşamda sürdüremeyiz."

      Pat! Pat! Pat! Kapıyı kim çalıyor ki şimdi! Bu sorunun cevabını kapı kırıldığında alıyorum tabi ki! Polis kıyafetleriyle içeriye dalanlar annem ve babamı kurşuna diziyorlar. Ben sadece baka kalıyorum. Bana da ateş etseler bile ben yaralanmıyorum.

       Birden arkamdaki kapı aralanıyor…

-"KAÇ!"

       Bu ses kimin acaba? Nereye kaçabilirim ki?

-"Bill! Hadi aşağı gel, yemek vakti."

       Ohh sadece bir rüyaymış... Günlerimin böyle geçmesi ne kadar berbat! Bu kaçıncı kabusum… Lanet olası Sharona denen kadın da gelmedi zaten, burada sadece zaman öldürüyorum.  Aslında yaptığım şeyler pencerenin kenarında oturmak, karakalemle uğraşmak, yemek yemek ve uyumak… Ailemin en son yaptığı konuşmadan sonra açıkçası onlarla konuşmak istemiyorum. O yüzden sadece yemek yemek için aşağı iniyorum.

       Aslında neden böyle davrandığımı da biliyor değilim!? Sanırım nasıl tepki vereceğini bilmiyorum. Onları zaten odamdan çıkmadığım için çok az görüyorum. Acaba onlar ne yapıyorlardır? Belki kart falan oynayarak zaman geçiriyorlardır. Ama zannetmiyorum aslında öyle yapacaklarını, çünkü ikisinde hep endişeli gözüküyorlar. Umarım geleceğimiz hakkında güzel ve kurtarıcı bir planları vardır…

-"Hadi Bill!"

-"Geldim geldim!"

       Annem hiçbir şey olmamış gibi davranmasına rağmen onun gergin olduğunu hissedebiliyorum. Ama bunu saklamaya çalışması çok saçma, neden gergin olmasın ki! Sonuçta anavatanımızdan ^bizi öldürecekleri^ için kaçtık. Daha kötü ne olabilir ki?!

-"Yemeğinle oynama Bill"

-"Hıı"

       Ablamın eski ergen hallerini bile özledim. Ona yaptığım gıcıklıklarda nasıl sinirlenir ve bağırırdı, hah onu sinir etmek çok zevkliydi. Hatta bir keresinde sevgilisini eve getirdiğinde çocuğun üstüne onun getirdiği sprite'i ^yanlışlıkla^ dökmüştüm. Çocuk hemen bizim evden ayrılmıştı ablamda bana bağırıp ağlamaya başlamıştı, aslında çok komikti. Sonradan ablam çocuğun çok aptal biri olduğunu öğrenince bana teşekkür etmişti.

       Şimdiyse ablam karşımda sessizce yemeğini yiyor, yüzünü tamamen tabağına çevirmiş olsa bile onun ağlamaktan gözlerinin altında torbalar oluştuğunun fark ediyorum. Canım ablam senin de geleceğin mahvoldu değil mi?

HIDE&SEEK (saklambaç)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin